Okullara bağış ve aidat alınmaması yönündeki 10.12.2012 tarihli Bakanlık emrine yönelik haber sitelerinde yayımlanan “Okulları veliler temizleyecek” başlıklı haberde eğitim müfettişlerine yönelik olarak;
“Hatırlanacağı üzere yine geçen yıl dönem başında okul aile birliği bağışları ile ilgili resmi inceleme başlatacağım diyen DİNÇER'in resmi yazısından sonra il müdürleri gereğini yapmış ve idarecilere ceza vermişti. Bu konu hakkında soruşturma yapan müfettişlerde büyük bir zevkle Bakanımız ilk kez bize emir verdi gereğini yapacağız diye ceza tekliflerini hemen vakit kaybetmeden illere sunmuşlardı.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir.
Bütün kamu görevlileri gibi kendilerine verilen görevi belirtilen süre içerisinde bitirmek zorundadırlar. Bakan ve Valilik makam olurlarıyla kendilerine sözkonusu inceleme/soruşturma görevini 30 Eylül 2011 tarihine kadar bitirme emri verilen meslektaşlarımızın bu emre uymamak gibi bir tercihleri yoktur. Haberdeki vakit kaybetmeden ceza tekliflerinin illere sunulduğu ve eğitim müfettişlerinin ceza vermekten zevk aldığı iddiası son derece taraflı ve yanlıştır.
Kaldı ki Müfettişler Derneği tüm eğitim çalışanlarının olduğu gibi kurum yöneticilerinin de maruz kaldığı haksız uygulama karşısında gerekli basın açıklamalarını her zaman yapmış ve eğitim çalışanlarına kol kanat germiştir. Haber arşivleri incelendiğinde durum gözler önüne serilecektir.
Bazı illerimizde okul yöneticilerine verilen cezalar idare mahkemelerince iptal edilmektedir. Bu sonuç müfettişlerin taraflı soruşturma yaptığı, yöneticilere haksız yere ceza teklif ettiği algısı oluşturabilir ancak bunun temelinde Bakanlıkça gönderilen yazıdaki anlatım bozukluğu yatmaktadır.
İncelemeye gerekçe olan “Öğrenci kayıt kabullerinde ve diploma karşılığı bağış alınmaması” konulu 2011/40 sayılı genelge incelendiğinde:
- Öğrenci kayıt kabullerinde ve diploma verilirken kesinlikle bağış talep edilmeyeceği,
- Öğrenci kayıt-kabulü ve diploma verilmesi karşılığında okul-aile birlikleri hesabına para yatırılması gibi bir durumun söz konusu olmayacağı,
ifade edilmektedir.
Hal böyleyken Bakanlığın 20.09.2011 tarihli ve 4884 sayılı emir yazılarında sorumlular hakkında soruşturma yapılması emri verilirken söz konusu genelgenin iki maddesi birleştirilerek ifade edilmeye çalışılmış ancak yazıda ikinci maddedeki “karşılığında” ibaresine yer verilmediğinden anlamda düşme olmuştur. Soruşturma emrindeki bu önemli hata nedeniyle kayıt ve diploma döneminde okul-aile birliği hesabına para yatırılmış olan bütün yöneticilere ceza verilmesi gerektiği yönünde bir anlam ortaya çıkmıştır.
Kendilerine bu şekilde soruşturma oluru verilen eğitim müfettişlerinin sorumlu olarak gösterilmesi son derece yanlıştır. Bu oluru müfettişler kendileri almamıştır. Bakanlıkça verilen emir ve valiliklerce düzenlenen olurlar bu şekildedir. Unutulmamalıdır ki müfettişin kendine verilen oluru değiştirme yetkisi yoktur.
Mahkemelerce iptal edilen cezaların gerekçeleri de eğitim müfettişlerinin yapmış oldukları soruşturmaları ceza verme amacıyla yapmalarından dolayı değil, en başta verilen soruşturma olurundaki hatadan kaynaklanmaktadır. Çünkü okul-aile birliği hesabında para olması ceza gerektirecek bir durum değildir. Bu husus bazı ilerimizde değerlendirilerek sadece, okula kayıt ve diploma karşılığında para talep edilmesi kusuru olan yöneticiler hakkında ceza uygulanmıştır ki bu doğrudur ve mahkemelerden de iptal edilmeyecektir. Bazı illerimizde ise bakanlığın göndermiş olduğu olur esas alınarak kayıt veya diploma karşılığı olup olmadığı gözetilmeksizin okul-aile birliği hesabına para yatırılmış olan idarecilere ceza teklif edilmiştir ki bu cezalar mahkemelerce iptal edildiği görülmektedir.
İller arasında neden böyle bir farklılık oluştuğu konusuna gelince, defalarca açıkladığımız üzere Milli Eğitim Bakanlığında il eğitim denetmenlerinin koordinasyonunu sağlayacak bir birim yoktur. 81 ilde her başkanlık kendi anlayışıyla çalışmaktadır. Bu durum sürekli sorunlara neden olmaktadır. Bu farklılık sadece bağış soruşturmalarında değil bundan sonraki ulusal düzeyde yapılacak bütün inceleme ve soruşturmalarda yaşanacaktır. Şu anda ulusal düzeyde devam eden öğrenci nakli ve MTSK soruşturmalarında da benzer olumsuzluklar yaşanması kaçınılmazdır. Sistemden doğan hata nedeniyle müfettişlerin yıpratılması bizleri üzmektedir. Bakanlığımızın denetim sisteminin daha fazla yıpranmasını önlemek için denetimde yeni yapılanmayı ivedilikle sonuçlandırması ve iller arası kopukluğun önüne geçmesi gerekmektedir.
Doğan Ceylan
Yönetim Bilimi Uzmanı