ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, NTV canlı yayınında "2023 Eğitim Vizyonu"na ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Selçuk, vizyon kapsamında anaokulu eğitiminin ne zaman zorunlu eğitim kapsamına alınacağına ilişkin soru üzerine, dokümandaki takvime göre bunun 3. yılda başlayacağını belirterek, "Bunun yapılabilmesi için bir altyapı, hazırlık dönemi gerekiyor." diye konuştu.
Selçuk, ilkokula başlama yaşına ilişkin soru üzerine, "Bu yönetmelikle düzenlenebilecek bir şey. Burada yapmak istediğimiz veliyi 5 ya da 6 yaş aralığında kalan çocukları için 'Acaba ana sınıfına mı, ilkokul 1'e mi devam etse' çelişkisinden kurtarmak." dedi.
İlkokula başlama yaşını, "69 ay taban olmak üzere 72 aya kadar varan bir süreç" olarak ifade eden Selçuk, 60-69 ay arasının da zorunlu ana sınıfı kapsamında olduğunu bildirdi.
"Teneffüs bizim en iyi derslerimiz arasında"
Selçuk, teneffüs sürelerinin uzatılmasına ilişkin "Çocuklarımızın çok daha nitelikli bir ilkokul eğitimi alabilmesi için teneffüs sürelerinin artması onların daha mutlu olmalarıyla ilgili olduğu kadar bir akademisyen olarak teneffüs çocuğun en çok öğrendiği saatler arasında yer alır diye düşünüyorum. Teneffüs bizim en iyi derslerimiz arasında." değerlendirmesinde bulundu.
Teneffüs sürelerinin kaç dakika olarak planlandığına ilişkin soruya karşılık Selçuk, "Burada sistemi öğretmen, öğrenci açısından sıkıntıya sokmayacak optimal bir denge gerekiyor. Bunun için pilotlama da gerekiyor. Eğer biz hemen bu sene başlasaydık çok büyük sorunlarla karşılaşabilirdik." yanıtını verdi.
Ortaöğretimde ders çeşidinin azalması
Selçuk, vizyon kapsamında ortaöğretimde ders çeşidinin azalması sürecinde hangi derslerin kaldırılacağı sorusu üzerine "Bir çocuk eğer ilgisi, yeteneği ve mizacına göre belirli alana yönelmek istiyorsa biz de bunu testlerle, ölçeklerle saptamışsak neden bütün alanların dersini alıyor? Çocuk, yüksek öğretimde gitmek istediği alanın ders seti, kümesi neyse onunla ilgili olanları alacak, bu kadar net." dedi.
Bu uygulama ile tıp okuyacak bir öğrencinin, beşeri bilimlerde okuyan kadar tarih dersi almayacağı örneğini veren Selçuk, şöyle devam etti:
"Herkesin temel ve ileri seviyede alması gereken dersler var. Bütün alanlardaki çocuklarımızın dil, kültür ve tarih bilinci açısından önemli olan ortak dersler, onun dışındakiler de alan dersleri. Yani bu çocuk nereye yönelecekse onun derslerine yoğunlaşacak. Bu aslında dünyanın çok uzun yıllardır deneyimlediği bir şey. İsmi hemen aklınıza gelen çok büyük ülkelerde lisede 5 veya 6'dan fazla ders çeşidi yok ama bizde 15, 16 ders var. Şu anda taslak senaryolarımız var. Bu senaryoları ilgili kuruluşlarla, kurumlarla görüş alış verişi yaparken çok daha fonksiyonel biçimde ele alma fırsatımız olacak."
Selçuk, yabancı dil konusunun çok boyutlu bir mesele olduğunu, "Bütün okullarda hazırlık sınıfı olacak ya da olmayacak" gibi tek tip yaklaşımdan kaçındıklarını ifade ederek, hangi grubun neye ihtiyacı varsa ona bakılacağını söyledi.
Pedagojik formasyon
Vizyon dokümanıyla pedagojik formasyon konusunun nasıl uygulanacağının, somut olarak kararlaştırıldığını ifade eden Selçuk, şunları kaydetti:
"Herhangi bir öğretmen adayı öğretmenlik hakkını kazanırsa Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ve üniversitelerle iş birliği içerisinde bir yıl tezsiz yüksek lisans alacak. Bu, bir öğretmen adayının öğretmenlik fakültesinde ya da başka yerde aldığı pedagojik formasyondan farklı bir içerik. İçerik de değişiyor. Daha işlevsel ve daha uygulama ağırlıklı bir içerik var. Bir kişi öğretmenlik hakkını kazandığında, Milli Eğitim Bakanlığı anlaştığı üniversite ile o kişinin bir yıl tezsiz yüksek lisansla bu pedagojik içeriği almasını temin edecek."
"Eş durumundan tayin isteme şu anda söz konusu değil"
Bakan Selçuk, sözleşmeli öğretmenlerin eş durumundan dolayı tayin hakkının olup olmayacağıyla ilgili soruya, "Sağlık durumu ve benzeri durumlar hariç eş durumundan tayin isteme şu anda söz konusu değil. Ama bölge içinde eşler çalışıyorsa ikisi de sözleşmeli ise onlar için elbette kolaylıklar sağlıyoruz." yanıtını verdi.
Özel öğretimde belli bir nicel noktaya gelindiğini belirten Selçuk, "Artık oranın da niteliğiyle ilgili bürokrasinin azaltılmasıyla ilgili, özel okullardaki iyi modellerin teşvik edilmesiyle ilgili başka çerçeveler geliştiriyoruz." dedi.