TBMM eski Başkanı AK Parti'li Bülent Arınç, göreve başlayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın , mahkeme kararıyla göreve dönen bakanlık mensuplarını göreve iade işlemlerini başlatması nedeniyle sosyal medya hesabından teşekkür etti ve diğer yargılaması devam eden KHK'lılar hakkında mağduriyetlerinin çözülmesi için hükümetten beklentilerini açıkladı.
2018 yılında OHAL'in kaldırılmasından sonra 4 yıl süre ile terör örgütleri ya da milli güvenliğe yönelik tehlike arz eden yapılarla irtibatlı ya da iltisaklı görülenlerin kamu görevleri, ilgili bakanlıkların onayı ile sonlandırılmıştır.
Bu kişilerden idari yargıya başvurup, ihraç işlemini iptal ettirenlerin göreve iadeleri İçişleri Bakanlığı dışında uygulanmıştır. İçişleri Bakanlığı'nda ise 2020-2021 yıllarında dahi idari yargı kararı ile ihraç işlemi iptal edilen personellerin göreve iadesi gerçekleşmediği gibi mali ve özlük hakları da ödenmemiş idi.
Anayasamızın 138'inci maddesinin son fıkrası "idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır" ve "idare, mahkeme kararlarını[n] (...) yerine getirilmesini geciktiremez" hükmünü haizdir. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28'inci maddesinin ilk fıkrasında "idare (...) mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez" denmektedir.
İçişleri Bakanlığımıza mahsus, mevzuata ve hukuka aykırı bu uygulama 2023 yılı Haziran ayında Ali YERLİKAYA'nın İçişleri Bakanlığı görevine getirilmesi ile birlikte öncelikli olarak ele alınmış, hukuk devleti olmamızın bir gereği olarak da idari yargıdaki ihraç işlemlerini iptali doğrultusunda verilen kararlar 06.07.2023 tarihli atamalar ile hayata geçirilmiştir.
Sayın Bakan Ali Yerlikaya'nın görev devir teslim töreninde yaptığı konuşmasında kullandığı "Temel referansımız hukuk ve insan haklarıdır." ifadeleri oldukça kıymetlidir. Bu ifadelerin akabinde ilk önemli icraatlarından olan bu atamalar vesilesi ile birçok ailenin mağduriyetinin giderilmesinin, devletimizin de samimi özrünü ifade edebilmesinin önü açılmıştır. Bu vesile ile kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.
Hal böyle olmakla birlikte idari yargıda da maalesef uygulama birliğinin tesis edilemediği, haklı ve haksızın hakkaniyete uygun olarak ayırt edilemediği örneklerle karşılaşılmaktadır. Kişilerin kamu görevinden çıkarılmasına dair isnatlar hakkında adli yargıda beraat ve takipsizlik aldığı ya da adli soruşturma dahi geçirmediği, durumlarının idari yargıda iadesine karar verilenlerle aynı ağırlıkta olduğu halde salt idari yargının iltisak/irtibat değerlendirmesi neticesinde olumlu karar alamadığı için mağduriyetleri devam eden binlerce kişinin bulunduğunu da kabul etmeliyiz.
Adaleti şiar edinmiş, isminde yer vermiş olan hükümetimizin bu mağduriyetleri de en kısa süre içinde çözeceğine olan inancımız tamdır.