Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2017 Aralık ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Aralık 2017 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 2.668,74 TL olarak hesaplandı.
Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 5.487,30 Lira olarak belirlendi.
Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre %1,01 oranında arttığını göstermekte.
Çalışan tek kişinin açlık sınırı da bir önceki aya göre %0,78 oranında yükseldi ve 2.054,64 Lira olarak hesaplandı.
Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2017 yılı Aralık ayında 2.080,59 Lira olarak tahmin edildi.
Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Aralık 2017 verilerine göre günlük 42,2 TL olduğu belirlendi. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.266,48 TL oldu. Aralık 2017 itibarı ile ortalama 2.977,67 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %42,5’ini oluşturdu.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 814,11 TL olarak belirlenen kira gideri ise Aralık 2017 ortalama maaşının %27,3’üne denk geldi.
Buna göre bir memur, ortalama maaşının %69,8’ini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Aralık 2017 maaşından geriye yalnızca 899,26 TL kaldı.
Yılın bütününe bakıldığında ise 2017 yılında ailenin vazgeçemeyeceği zorunlu harcama kalemlerinde, en yüksek artış %22,9’la ulaşım harcamalarında gerçekleşti. Bunu %19,8 zamla spor ve %15,2 zamla gıda harcamaları takip etti. Geçtiğimiz yıl boyunca ailenin sağlık harcamaları %14,1; giyim %13,5; ev eşyası ve diğer masraflar %12,6; ısınma giderleri %11,1; su %10,5; eğitim harcamaları ise %10,1 zamlandı.
Bu artışlara bağlı olarak geçen yıl 2.372,10 Lira olan çalışan tek kişinin yoksulluk sınırının %12,5 oranında yükseldiği görüldü. 2017 yılında dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı da %13,7 artış göstererek 4.827,87 Liradan 5.487,30 Liraya çıktı. Bu dönemde açlık sınırı da %12,8 oranında yükseldi.
2017 yılında vatandaşların zorunlu harcama giderlerinde yaşanan bu artışlara rağmen memur maaşları temmuz ayındaki enflasyon farkı ile birlikte ancak %10,1 oranında arttı. Böylece memur maaşlarının hem resmi enflasyon karşısında hem de harcamalar karşısında eridiği tescillenmiş oldu.
GENEL BAŞKAN: MEMURUN BÜTÇE AÇIĞI AYLIK 385,6 LİRA DAHA ARTTI
Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, son bir senede harcama kalemlerinde yaşanan fahiş artışlara dikkat çekti. Kamu çalışanlarının ceplerinden eksilen ücretin ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayan Koncuk, şu şekilde açıklamasını sürdürdü:
“Geçen yıl, 4 kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli olan en düşük tutar aylık 659,43 lira yükseldi. Buna rağmen memur maaşlarındaki artış 273,83 lirada kaldı. Buna göre, ortalama maaşla geçinen bir memurun aylık zorunlu harcamaları maaşına gelen zammı 385,6 lira aştı. Başka bir ifade ile memurun bütçe açığı aylık 385,6 lira daha arttı.
2018 ve 2019 yıllarında geçerli olacak maaş zammı için toplu sözleşmeye imza atanların bu durumu seyretmesi düşündürücüdür. Bu durum karşısında yetkili ama etkisiz konfederasyonun tek bir kelime dahi etmemesi, bütün kamuoyu tarafından ibretle takip edilmelidir. Yetkiyi aldıkları yıldan bu yana memurların yaşadığı kayıp gözle görülür seviyededir. Toplu sözleşme düzenine geçilmesi ve malum konfederasyonun yetkiyi alarak pazarlıklarda belirleyici rol oynamasından beri, memur maaşları reel anlamda sürekli değer kaybediyor. Yıllardır memurlarımız adeta ekonomik olarak cezalandırılıyor. Öngörüden yoksun yapılan toplu sözleşmeler nedeniyle bu zulmün daha uzun süre devam edeceği açık bir şekilde görülüyor.2017 memurlar adına kayıp bir yıl olarak kayda geçmiştir. Etkisiz konfederasyonun imzaladığı etkisiz toplu sözleşme nedeniyle 2018 ve 2019 yılları da kayıplar hanesine yazılacaktır.
Hal böyle iken kamu çalışanlarını, haklarını korumak konusunda tercihlerini gözden geçirmeleri ve hak edene hak ettiği itibarı vererek tercihlerini yapmaları konusunda uyarıyoruz.”