Ana; karşılıksız sevmenin sembolüdür

MEMUR-SEN ANKARA İL VE EĞİTİM-BİR SEN 1 NOLU ŞUBE BAŞKANI MUSTAFA KIR’IN ANNELER GÜNÜ MÜNASEBETİYLE YAPTIĞI “Ana; karşılıksız sevmenin sembolüdür.”BASIN AÇIKLAMASIDIR. 11.05.2013

 

Mayıs ayının ikinci Pazar Günü bütün dünyada anneler günü olarak kutlanmaktadır. Tüm analarımızın günü kutlu olsun.

 Anneler günü, Babalar günü, sevgililer günü, dünya kadınlar günü gibi özele tahsis edilen günler her ne kadar materyalistler tarafından tüketimi körüklemek ve sömürü çarkını döndürmek amacıyla tertiplenen bir oyun bile olsa sevinecek, sevindirilecek kişi anne olunca anneler günü yediden yetmişe herkesin kabullendiği bir güne dönüşmüştür.

 Ana senede bir günde değil, hayatın her anında muhtaç olduğumuz anılması, hürmet edilmesi gereken, iffetli, haysiyetli, asil ve nezih ruhlu, yüce bir varlıktır. İster bebek, ister çocuk, ister genç, ister yaşlı, ister kadın, ister erkek beşikten mezara kadar herkes anaya muhtaçtır.  Ana karşılıksız sevginin sembolüdür. Dünyada hiç kimse hiç kimseyi ana kadar karşılıksız sevemez. Hiç kimse Ana kadar fedakâr olamaz.

Ananın değeri alınan hediyenin değeri ile ölçülemez.

Allah’ın rızasını kazanmak, ananın rızasını kazanmaya bağlıdır. Anayı hoşnut edemeyen Allah’ı hoşnut edemez. Yılda bir defa anneler gününde alınan hediyelerle ananın hakkı ödenemez. Hele, hele ananın değeri alınan hediyelerin değeri ile asla ölçülemez. Ananın gönlü hoş tutulmazsa onun hakkını ödemek için dünyanın bütün varlıklarının değeri bile yetersiz kalır. Çünkü ana kutsal bir varlıktır. Ananın yerine geçebilecek dünyada başka bir ana yoktur.  Onun için “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” denilmiştir.  Onun için cennet anaların ayakları altına serilmiştir. Onun için en büyük iyiliğe ve saygıya ana layık görülmüştür.

Şair ne güzel ifade etmiş;

Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş.

Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş.

 

        Bizim İnanç kültürümüzde ise kadınlarımız handır, hatundur, sultandır, anadır. Analar,  karşılıksız sevginin, fedakârlığın, şefkat ve merhametin sembolüdür. Ana aile yuvasının en büyük öğretmeni ve mürebbiyesidir. Büyük milletler büyük anaların eseridir.  Analar sadece çocuklarını değil, aynı zamanda bir milletin geleceğini de doğururlar. Hangi sebeple olursa olsun kadınlarımızın kızlarımızın eğitim-öğretimden mahrum bırakılması sadece kadınlarımıza kızlarımıza yapılan bir kötülük değil, aynı zamanda bir toplumun geleceğinin de cehaletin karanlığına gömülmesi demektir.

 

Reyting aracı gibi kullanılmak analık onurunu yok ediyor.

 Ne yazık ki; bu gün pozitif ayırımcılık adına kadınlarımıza daha çok özgürlük vaat edip, sonra da temel hak ve hürriyetlerden sayılan eğitim-öğretim, inanç özgürlüğü, seçilme, hatta kılık kıyafetini belirleme gibi insanlık onurunu ilgilendiren haklarından mahrum bırakılması, öte yandan kadınlık gururunu annelik onurunu ayaklar altına alan, cinselliklerinin sergilenmesi konusunda özgürlük kapılarının alabildiğine açık tutulması, tele vole programlarının, magazin haberlerinin reyting artırma malzemesi gibi görülmesi kadınlarımızın sömürü aracı olarak kullanıldığının açık göstergesidir.

 Hala yapılan araştırma sonuçlarına göre dünyada 5-15 yaş arasındaki 2 milyona yakın kız çocuğu fahişeliğe zorlanmakta, hala kadınlarımız aile meclisi kararıyla töre ve namus cinayetlerine kurban edilmekte, yine cinayetlerin % 87 ‘si kadınlara karşı işlenmektedir.  Kadınlar hala cinsel olarak sömürülmekte, , tuzağa düşürülerek randevu evlerinde, umumhanelerde hayatı karartılmaktadır.

 

Terör, savaş insan hakkı ihlalleri anaların ağzının tadını bozuyor.

         Kimi analar; Arakan’da, Suriye’de Irak’ta, Filistin’de,  Afganistan’da,  Doğu Türkistan’da ve daha başka yerlerde istilacı güçlerin katliamları sebebiyle sadece çocuklarını, kocalarını ve yakınlarını değil, aynı zamanda eşitlik ve özgürlüklerini, ırz ve namuslarını, onur ve haysiyetlerini de kaybetmektedirler. Kimi analar da, eşleri ya da metresleri tarafından sokak ortasında kurşunlanarak can vermekte, kimi analar çocukları tarafından ya yalnızlığa ya da huzur evlerine terk edilmekte, terör belası yüzünden gencecik fidanlarını toprağa gömen kimi anaların da göz pınarlarından yaşlar sel olup akmaktadır.

Genel anlamda düşündüğümüzde aslında analarımızın, kadınlarımızın analık adına kutlayacak fazla bir şeyleri yoktur. Çünkü her ana, eş ve çocukları ile mutlu olabilir. Dünyada olup bitenler anların ağzının tadını bozmakta onları adeta dert yüküne çevirmektedir.

 

Anaların yüzü hediye almakla değil, gönül almakla güler.

 Onların yüzünü güldürmek sadece hediye almakla veya analar gününüz kutlu olsun denmekle değil; her an ve her zaman gönüllerini almakla, savaş yerine barışı, düşmanlık yerine kardeşliği, nefret yerine sevgiyi, intikam yerine affetmeyi ve hoşgörüyü hâkim kılmakla mümkündür.   Aranılması, sorulması, ellerinin öpülmesi gönüllerinin alınması çocuklarının sağlıklı, mutlu ve mesut görünmesi analar için en büyük hediyedir.

Onun için her zaman anne ve babaların sözleri dinlenmeli,
maddi ve manevi emir ve istekleri yerine getirilmelidir. Onlarla konuşurken, sohbet ederken ses tonuna dikkat edilmeli, sert ifadelerden kaçınılmalı sevgiyle saygıyla hitap edilmelidir.

Her hangi bir iş yapmadan önce onların fikir ve düşüncelerine başvurularak gönülleri kazanılmalıdır. Anaların yavrularına kol kanat gerdiği gibi evlatlar tarafından da analara şefkat ve merhametle muamele edilmeli ve hayır duaları alınmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm anaların analar gününün kutlu, yarınlarının umutlu olmasını diliyorum.

mustafa-kir19@hotmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri