"PROTESTO ETMEK UYARICI BİR SİNYALDİR"
Alman Cumhurbaşkanı sözlerine Türkiye'nin ileri gelen yükseköğretim kurumlarından birinde hitap edebiliyor olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek başladı. Gauck protestonun uyarıcı bir sinyal olduğunun altını çizerek "Hoşnutsuzluk sonucunda vatandaşlar daha iyi çözüm arayışlarına girer ve sorumluluk üstlenmeye hazır olurlarsa hoşnutsuzluk faydalı olur" değerlendirmesinde bulundu.
"İTİRAF EDİYORUM, BU GELİŞMELER BENİ KORKUTUYOR"
Öte yandan, Gauck, son zamanlarda birçok kişinin demokrasiye tehdit oluşturduğu şeklinde algıladığı bir yönetim üslubundan ötürü hayal kırıklığı, burukluk ve öfke ifade eden sesler de duyduklarını belirterek "İtiraf ediyorum, bu gelişmeler beni korkutuyor. Özellikle de fikir ve basın özgürlüğü kısıtlandığı için" dedi.
"KUVVETLER AYRIMININ KISITLANMASINI KAYGI DUYARAK İZLERİM"
Gauck, Türkiye ve Almanya'da olup bitenlerin iki ülke için de önemli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Demokrasinin sağladığı kazanımı yaşama tecrübesinin etkisiyle herhangi bir yerde hukuk devletini ve birçok ülkede denenmiş olan kuvvetler ayrımını kısıtlama eğilimini gördüğüm zaman, bunu özel bir kaygı duyarak izlerim. Dolayısıyla bugün burada kendime, hükümet hoşuna gitmeyen çok sayıda savcı ve polisi yerinden alır ve şahısların kim olduklarına bakmaksızın çarpık gelişmeleri aydınlatmalarına bu şekilde engel olur, ya da kararları kendi lehine etkilemeye veya hoşnut olmayacağı kararlardan kaçınmaya çalışırsa yargı bağımsızlığı halen güvence altında olur mu diye soruyorum."
"İFADELERİM İÇ İŞLERİNE MÜDAHALE ARZUSU DEĞİL"
Kimi Türk vatandaş ve siyasetçilerinin bu tarz eleştiriyi kabul etmekte zorlanabileceğini söyleyen Gauck, "Fakat beni lütfen yanlış anlamayınız. İfade ettiklerim iç işlerine müdahale arzusu değil, eşit düzeyde paylaşım arzusudur" ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE'DE TABULAR YIKILDI"
Cumhurbaşkanı Gauck, Türkiye'nin dönüşüm yaşayan bir ülke olduğuna dikkati çekerek ülkenin yükselen bir topluma sahip olduğunu ve gelenekseli modernite ile barıştırmaya çalıştığını anlattı.
Türkiye'nin son on yılda yaşadığı çarpıcı ekonomik gelişmeyi büyük bir takdirle izlediklerini, milyonlarca Türk'ün yükselen refah düzeyinden faydalandığına işaret eden Gauck, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ordunun siyasette etkisi geriye itildi. Kürtlerle olan diyalog sürecinin başlamasıyla birlikte şiddet içeren çatışma sayısı azaldı. Örneğin, Ermeniler veya Kürtlere karşı yapılan haksızlıklara ilişkin tabular kalkmaya başladı. Son olarak Başbakan Erdoğan Ermeni kurbanların yakınlarına yönelik acılarını paylaştığını ifade etti. Bunlar tabii ki Türkiye'de olumlu olan gelişmelerden sadece bazılarıdır."
"TÜRKİYE HİÇ YAKINMAKSIZIN ÇOK SAYIDA YARDIMA MUHTAÇ KOMŞUSUNU ÜLKESİNE ALDI"
Gauck, Ankara'ya gelmeden önce Suriye sınırında Türkiye'yi Suriyeli mültecileri barındırma amacıyla gösterdiği büyük çabaları bizzat yakından izlediğine değindi. Gauck,şöyle devam etti:
"Türkiye hiç yakınmaksızın çok sayıda yardıma muhtaç komşusunu ülkesine aldı. Yurtlarından olan bu insanlara sadece başlarını sokacak bir yer sunmakla kalmadı. Sığınmacılara, mülteci kamplarında yiyecek içecek sunuyor, okul açıyor ve hastalara tıbbi müdahale güvencesi veriyor. Hatta hükümet, yerlerinden sürülen ama kamplarda yaşamayan ve kendi imkanları ile yaşamlarını sürdüren 500 bin insana ücretsiz tıbbi yardım sağlıyor."
Türkiye'nin Suriyeli mültecilere yardımlarından dolayı hükümete teşekkürlerini sunan Gauck, "Gerek Almanya gerek AB'nin Suriye'ye komşu ülkeleri mültecilere sağladıkları imkanlar açısından daha çok desteklemeleri için çalışmak istiyorum" diye konuştu.
"KARŞILIKLI YABANCILAŞMADAN BAHSEDENLERE FIRSAT VERMEMELİYİZ"
Gauck, son zamanlarda Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki yakınlaşma sürecinde pek ilerleme olmadığının tartışma götürmediğini ifade ederek katılım müzakerelerinde tekrar eden duraksamalar bulunduğunu kaydetti.
İki taraftan, müzakerelerin ne derece anlamlı olduğunu sorgulayan sesler duyulduğunu ifade eden Gauck, "Karşılıklı yabancılaşmadan bahsedenlere fırsat vermemeliyiz. Vatandaşların birbirlerine duydukları ilgide bir azalma değil, hatta artış vardır" ifadelerini kullandı.
Gauck, bir umudunu da dile getirmek istediğini söyleyerek "Daha çok refah, pay sahibi olma ve bağlayıcı toplumsal değerlere yönelik çabanın, bu büyük ulusun gücü ve dinamizminin evrensel insan hakları ile sürekli daha sıkı bağlar oluşturmasına dair. Eğer bu olursa mükemmel bir gelişme dinamizmi göreceğimiz kesindir" diye konuştu.
Özgürlükçü demokrasinin önemine değinen Gauck, "Avrupa değerlerine bağlı bir demokratik Türkiye, komşu ve Arap ülkeleri için model özelliğine sahip kalıcı bir istikrarlı düzen kurabilecektir. Yakınlaşma sürecini inandırıcı bir şekilde sürdüren AB yapıcı katkıda bulunabilecek ve diyalog yolu ile Türkiye'de daha çok reform yapılmasını destekleyebilecektir" diye konuştu.
Gauck, "Diyaloğa ihtiyacımız var. Samimi ve açık bir diyaloğa. Ortak bir geleceğe giden yolda karşılıklı anlaşma ancak bu sayede olabilecektir" diyerek sözlerini noktaladı.
ensonhaber