Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sözleşmeli öğretmenlikte yaşanan sorunların yakından takip ettiklerini vurgulayarak, “Eğitim-Bir-Sen sonuna kadar sözleşmeli öğretmenlerin yanındadır. Bizim önceliğimiz her zaman hak kaybının telafisidir. Eğitim çalışanlarının iş ve iç huzuru bizim için önemlidir. Aile bütünlüğü her vatandaşın olduğu gibi eğitimcilerin de en doğal hakkıdır. Aile birliği bizim için temel insani ve İslâmi bir haktır. 2011 yılında sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılmasında verdiğimiz mücadeleyi bugün de aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Uygulamanın yeniden hayata geçirilmesi, geçmiş tecrübelerden ders alınmadığını bizlere göstermektedir. Bugün verdiğimiz mücadeleyle sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kalıcı olarak kaldırılmasını hedefliyoruz” dedi.
Yalçın, istihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan sözleşmeli öğretmenlerle Eğitim-Bir-Sen genel merkezinde bir araya geldi. Türkiye’nin eğitim hizmet kolunda genel yetkili sendikası olarak sözleşmeli öğretmen sorunlarına en ince detayına kadar vâkıf olduklarını belirten Yalçın, “Eğitim-Bir-Sen olarak sizlere her zaman destek olduk ve yapılabilecekleri ihmal etmedik. İlk günden beri bu uygulamanın yanlış olduğunu söylüyoruz. İşinizle eşiniz arasında tercih yaptıran bir uygulamanın ilk günden beri karşısında olduk” diye konuştu.
Sözleşmeli öğretmenlik sorun üretmeye devam ediyor
Sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarından ziyade “Sözleşmeli Öğretmenlik” sorununa odaklandıklarını söyleyen Yalçın, “Bugün sizin sorununuzun çözülmesi ileride alınacak sözleşmeli öğretmenlerin sorunların çözümü demek değilse aslında tam anlamıyla çözüm sağlanmamış demektir. Biz en başından beri öğretmen istihdamında çok seçenekli atama sisteminden değil tek seçenekli, o da kadrolu olacak şekilde öğretmen ataması yapılması sisteminden yanayız. Bu yapıldığında şuan dile getirdiğiniz sorunlar çözülmüş olur. Burada bunun yolu kesinlikle sözleşmeli istihdamının kaldırıp doğrudan kadro sağlanması yoluna gidilmesidir” dedi.
Sorunun çözümü teşvik uygulamasından geçiyor
Aile birliğinin temelden sarsılması nedeniyle sözleşmeli öğretmenliği ele alırken temelde bu sorun üzerinde durduklarını dile getiren Yalçın, “Sözleşmeli olarak gönderilen arkadaşlarımızın çoğu yeni mezun. Başka bölgeden biriyle evlendiğinde doğal olarak ayrılık meydana geliyor, aile parçalanıyor. Aile bütünlüğünün korunamaması öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Bu durum da doğrudan eğitimde verimliliğin düşmesine neden oluyor. Bu sorunda çözüm yolu ise kesinlikle teşviki devreye sokmak ve insanları da orada zorunlu olarak tutmak gibi bir seçeneği devre dışı bırakmaktan geçiyor. Bizim genel yetkili sendika olarak oturduğumuz tüm toplu sözleşmelerde istihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik ve ek tazminat uygulaması isteğimiz yer alıyor. Bu sorunun çözümü önemli çünkü temelde aile bütünlüğünün sağlanmasının önünde bir engel” ifadelerini kullandı.
Çocuklar ya annesiz ya babasız büyüyor
Ailelerinden uzakta görev yapan sözleşmeli öğretmenlerin çocuklarının yaşadıkları sorunlara da değinen Yalçın, “Sistemdeki aksaklıklarda yine en büyük mağduriyeti çocuklarımız yaşıyor. Aile bütünlüğünün sarsılması hem çocukların hem de diğer aile fertlerinin her geçen gün daha büyük zararlar görmesine neden oluyor. Bu sistemde çocuklar ya annesiz ya da babasız büyümek zorunda bırakılıyor” dedi.
Sonuna kadar yanınızdayız
Yalçın, atama sistemindeki sözleşmeli sorununun aslında daha büyük bir kitleyi kapsadığını, Memur-Sen olarak konuyu daha geniş bir çerçeveden incelediklerini vurgulayarak konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“İstihdamda güçlük çekilen yerlere teşvik konulmadığı sürece bu tartışma artarak devam edecektir. Bu konuda sonuna kadar yanınızdayız. İkili ortamlarda, toplu sözleşme masasında, KPDK’dan tutun KİK toplantısına varana kadar her türlü platformda bu konuyu özellikle dile getiriyoruz. Eğitim-Bir-Sen yetkili sendika olarak sonuna kadar yanınızda. Bu mesele bizim için temel insani ve İslâmi bir haktır. Aile bütünlüğünün sağlanmasını istemekten daha temel bir hak olabilir mi? 2011’de bu süreci başarıyla sonuçlandıran kitle olarak bugün yine aynı şekilde duruşumuzdan ödün vermeden dile getirmeye devam edeceğiz.”