Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın; yaşanan gerçek bir olayı anlatarak, FETÖ mağdurlarının tekrar tekrar mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi ve bu tür durumlara karşı bürokrasinin daha sorumlu davranması gerektiğini ifade etti. İşte o açıklama:
"Hiç kimsenin kaprisi bir mazlumun itibarından daha önemli değildir
Anlamak İmkansız !
İlçenin mülki amiri FETÖ kapsamında bir iddia kapsamında içeri alınıyor,ifadesine başvuruluyor.Ziyaret ediliyor ve mülki amir üzüntüsünü paylaşıyor,itibarının zedelendiğini ve zor durumda kaldığını aktarıyor.
Suçsuz.
..ve bırakılıyor[1]
Ziyarete gidenlerden biri olan ilçe müdürü Byloc iddiası ile içeri alınıyor ve ne yapsa faydasız ve 8 ay yatıyor.
"Abdestinden şüphemiz yok" dediğimiz kişilerden biri.
Morbeyin listesi yayınlanınca hakikat ortaya çıkıyor ve ilçe müdürünün suçsuz olduğu anlaşılıyor.[2]
FETÖ'nün masum insanları etiketlettirecek şekilde kurduğu morbeyin tuzağı; ilçe müdürünü 8 ay içerde yatmak gibi bir imtihan ile karşı karşıya bırakıyor.
İlçe Müdürü suçsuzluğum tek anlaşılsın,yattığım 8 ay ülkeme feda olsun diye düşünüyor.
Suçsuz.
...ve mutlu Elhamdülillah [3]
O da ne?
Görevine iade ediliyor müdür ama yaşananlara anlam vermek imkansız.
İfadeye çağrılan,içeri alınan,itibar kaybı yaşadığını düşünen, Müdürün ziyaret ettiği mülki amir;en az kendi kadar suçsuz olduğunu bildiği,itibarı iade edilen müdürü mağdur etme peşinde[4]
Bakanlığa yazı yazdığı ve itibarı iade edilen masum müdürü "ilçeye vermeyin ve yeniden mağdur edin" dercesine tasarruf istediği söyleniyor.
Herkes gibi bende anlamakta zorlanıyorum doğrusu.
Bir empati yapın ne düşünürsünüz yazın Allah aşkına.
8 ay yat ve "vatan sağolsun" de[5]
İnsanlar yaşadıklarına üzülüp seni teselli ederken,itibar suikastine uğrayan üst amirin senin suçsuzluğunu bildiği halde sana bunu yapsın ve ilçe dışına,ikinci mağduriyet için elinden geleni yapsın.
İnsanın bir sabrı vardır ve onun da sınırı. Unutulmamalı bu.[6]
İlçe Müdürü'nün kurumu umarım olup bitenin farkındadır.Anlaşılması değil anlatılması bile zor bu duruma geçit vermez.
İktidar sosyal tabanında ve kamu/ toplum vicdanında yaralar açacak bu tür hadiselerde işi bürokrasinin hoyratlığına asla bırakmamalı.
Mağdurun gönlü alınmalı[7]
Mağdurun gönlü FETÖ tuzağından dolayı kırıktır ama "Suçsuzluğum anlaşıldıya bana yeter.8 ay yattım ama Vatanım sağolsun" demektedir.
Eğer itibarına tekrar gölge düşürecek bu tasarruf talebine Bakanlıkça geçit verilirse; mazlumun diline bu kez dua gelmez.
Unutulmamalı [8]
Mağdur olanların yeniden mağduriyeti anlamına gelecek tasarruflardan şiddetle kaçınılmalı.
Bürokrasi bu konuda uyarılmalı.Bürokrasinin toplum vicdanında yara açacak hoyratlıklarına asla geçit verilmemelidir.
Hiç kimsenin kaprisi bir mazlumun itibarından daha önemli değildir[9]"