Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitim sistemini tartışmak gerektiğini ifade ederek, “Ülkemizde eğitim sistemini tartışmak lazım. Sorun, YKS sorunu değil, eğitim sistemi sorunudur” dedi.
Ali Yalçın, Habertürk TV’de, ‘Nedir Ne Değildir’ programında eğitim gündemini değerlendirdi.
Sıralama sınavları yeterlilik ve yetkinlik ölçen başarı sınavları kadar zor olmamalıdır
Yükseköğretime geçişte merkezî sınav olmadan yerleştirme yapılmasıyla ilgili tartışmalara değinen Yalçın, “Ülkemizde eğitim sistemini tartışmak lazım. Sorun, YKS sorunu değil, eğitim sistemi sorunudur. Olaya buradan bakmak ve tartışmaları bu zeminde yürütmek gerekiyor. Sanki normal bir zamanda yaşanıyormuş, öğrenciler eğitimi tam olarak alabilmiş gibi öğrenciler bir stresin içerisine çekildi. İmkân ve fırsat eşitliğinin, adaletin tam olarak sağlanmadığı zeminlerde zor soru sistemi çocuklarda bu anlamda travmaya neden oluyor. Bu merkezî sistemin öğrencilerin sınıftaki kabiliyetini, becerilerini ve hangi alanlarda başarılı olduğunu ölçen bir sistem olduğunu söyleyemeyiz. Bu nedenle sınav sistemine ilişkin tartışmaların doğru yerden yapılması ve öncelikle eğitim sistemindeki hataları çözmeye çalışmak gerekiyor. Sıralama sınavlarının yeterlilik ve yetkinlik ölçen başarı sınavları kadar zor olmasına gerek yok. Daha kolay sorularla da sıralama yapmak mümkün” şeklinde konuştu.
Online eğitimde sınıf yönetiminin yüz yüze eğitimde olduğundan çok daha zor olduğunu belirten Yalçın, “Online eğitim konusunda öğretmenlerimiz olağanüstü bir gayret gösterdiler. Çünkü online eğitimde sınıf yönetimi normal eğitimden çok daha zor” ifadelerini kullandı.
Sözleşmeliliğin ürettiği sosyal maliyetten bu toplu sözleşmede kurtulmalıyız
Kamuda birçok sözleşmeli istihdam şekli olduğunu hatırlatan Yalçın, şöyle devam etti: “Kamuda çalışma sistemi kadrolu, süreli-süresiz sözleşmeli gibi çeşitli istihdam biçimine dönüştü. Aralarında 19 fark var. İnsanlar bu konuda mutsuz. Hükûmet, bu toplu sözleşmeye hazırlıklı gelmelidir. Sözleşmeli sistemin ürettiği sosyal maliyetten bu toplu sözleşmede kurtulmalıyız.”
Öğretmenlik mesleği hak ettiği şekilde tanımlanmalıdır
Öğretmenlerin en önemli beklentilerinden birinin Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkması, öğretmenliğin kariyer mesleği olarak yeniden konumlanması olduğunun altını çizen Yalçın, “Mesleğin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için meslek kanununun ivedilikle yürürlüğe konulması gerekmektedir” dedi.
Ücretli öğretmenlikten vazgeçilmelidir
Ali Yalçın, ücretli öğretmenlik gibi istihdam modelleriyle öğretmenlikte ucuz işçiliğe kaçıldığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Öğretmen açığımız var mı? Var. Ücretli öğretmenimiz var mı? Var. Sınavı kazanmış, sınav puanıyla atanabilecek düzeyde öğretmen var mı? Var. O zaman neden ucuz işçiliğe kaçıyoruz? Bir an önce atama yapılmalıdır.”