Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin düzenlediği “Emek, Kariyer, Çalışma Hayatı” konulu söyleşiye katıldı. Programda çalışma hayatı ve emek kavramı üzerine değerlendirmeler yapan Yalçın, gençlere kariyer yolculuklarına yönelik tecrübelerini aktardı.
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Araştırma Topluluğu (ÇEKAT) tarafından 100. Yıl Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye Genel Başkan Yalçın’ın yanı sıra Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Orbay, İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdinç Yazıcı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Genel Başkanı Yalçın söyleşisinde; çalışma hayatı ve emek üzerine değerli bilgiler aktardı. Emek kavramının önemini toplumsal ve ekonomik açıdan değerlendirerek hem yaşam standardı hem de adil ücret konularını çalışma hayatı üzerinden değerlendirdi. Gençlerin iş gücü piyasasına daha güçlü katılmaları için yapması gerekenleri belirten Yalçın, eğitim ve iş dünyası arasındaki bağlantıya değinerek deneyim ve kişisel gelişim konularının önemini vurgulayarak, iş gücü piyasaları dinamiklerini anlamak ve öğrencilerin meslek hayatlarında daha bilinçli kariyer planlamaları yapmaları açısından bilgi aktarımlarının son derece önemli olduğunu ifade etti.
Gençlerin, kariyerlerinde sağlam bir başlangıç yapabilmeleri için sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda çalışma hayatının dinamiklerini, haklarını ve toplumsal sorumluluklarını da göz önünde bulundurmaları gerektiği bir döneme girdiklerini ifade eden Yalçın, gençlerin kendi potansiyelini keşfetmesi ve bu süreçte bilinçli adımlar atmasının, toplumun daha güçlü bir geleceğe ulaşmasını sağlayacağını ifade etti.
“Grev hakkını kesinlikle istiyoruz”
Katılımcılara toplu sözleşme sistematiğini ve kamu görevlileri sendikacılığının işleyişini anlatan Ali Yalçın, sendikal alanın gençler için gerek iş hayatı gerekse akademik alan çerçevesinde işlenebilecek büyük bir alan olduğuna dikkat çekerek, “Şimdi sizlere sendikal alanı daha iyi anlayabilmeniz için geniş perspektiften durumu anlatacağım. Sendikacılıkta toplu sözleşme hakkı ve grev hakkı olmazsa olmazdır. Birbirinin tamamlayıcısıdır. Şu an memur sendikacılığının grev hakkı resmi olarak yok, fiili olarak var. Fiili durum oluşturarak grev hakkı uyguluyoruz. Bir kamu görevlisi sendikanın aldığı grev kararına uyarak iş bırakabiliyor. Olay mahkemeye taşındığında da uluslararası sözleşmeler gereğince kişinin bu hakkının olduğu söyleniyor. Yani grev hakkını dolaylı yoldan kullanmış oluyoruz. Ancak bu durum bazen farklılıklar gösterebiliyor. Bu nedenle bizim kesinlikle bir grev hakkı talebimiz var. Toplu sözleşme kısmına bakıldığında ise hakem heyeti noktasında bir problem var. Biz 7. Dönem Toplu Sözleşme’de masada kamu işvereni ile genele ilişkin hususlarda anlaşamadık ve süreç tahkime gitti. Hakem burada noterlik yapıyor ve kamu işvereninin kararlarını aynen uygulama yolunu seçiyor. Yani temelde bakıldığında hedeflenen enflasyon ile bizimle masaya oturulan rakamlar arasında bile uçurum var. Ocak ayında memur maaşlarına yansıtılacak olan zam oranı aslında bizim kabul etmediğimiz ve üzerinde anlaşamadığımız bir oran. Ancak hakem heyeti yapısı gereği maalesef kamu işvereninin lehine bir süreç işliyor” ifadelerini kullandı.
Yalçın: Süreci sıkı şekilde takip ediyoruz
Toplu sözleşme sürecinin süre bakımından da yeterli olmadığının altını çizen Ali Yalçın, sürecin işlediği kısımda tutanak tutulmamasının da büyük bir handikap olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: “Ağustos ayında başlayan süreç; genel taleplerin yanı sıra hizmet kollarının komisyon toplantıları ve taleplerinin görüşülmesi ile devam ediyor. Bu toplantılarda maalesef tutanak sistemi olmadığı için üzerinde uzlaşılan ve uzlaşılamayan maddeler noktasında bir muallak durum oluşuyor. Eğer bu kısıtlı süre içerisinde ortak bir karar alıp kamu işvereni ile uzlaşı sağlanamazsa hakem süreci başladığında üzerinde mutabık kaldığımız maddeleri de kaybediyoruz. Bu nedenle sürecin daha sağlıklı ve nitelikli işlemesi adına toplu sözleşme süresinin uzatılması ve tutanak sisteminin mutlaka getirilmesi gerekiyor. Bunun için toplu sözleşme sistematiğinin çerçevesini belirleyen 4688 sayılı Kanun’un değişmesi talebimiz var. Bu süreci de sıkı şekilde takip ediyoruz. Eğer kanunda gerekli değişiklikler yapılırsa süreç kamu görevlileri açısından hem daha anlaşılır hem de daha şeffaf şekilde ilerleyecektir.”
Sözlerinin sonunda gerçekleştirilen programın önemine dikkat çeken Yalçın, “Çalışma Ekonomisi Araştırma Topluluğu tarafından bu anlayış ile düzenlenen bu tür programların gençlerin geleceğe güçlü adımlarla ilerlemesi adına önemli katkıları olacağı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.
Orbay: Bu tür etkinlikleri önemsiyoruz
Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Metin Orbay ise; öğrencilerin mezuniyetleri sonrasında daha verimli kariyer planlamaları yapmalarına ve toplumsal sorunlar hakkında farkındalık geliştirmelerine olanak sağlayan bu gibi bilgilendirme etkinliklerinin önemine vurgu yaptı. Orbay, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve konuğumuza teşekkürlerini ileterek ve tüm katılımcılara faydalı bir söyleşi temennisinde bulundu.
Program, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasının ardından İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdinç Yazıcı’nın Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’a plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.