Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Türkiye’nin kaybettiği bütün dönüm noktalarında, birtakım örgütlü yapılar yanlış yerde durdu. Darbelere zemin hazırladılar. Bu süreçlerde gençlik sokağa çekilerek kullanıldı. Gençler, mühim olması gerekirken, mühimmat olarak görüldü” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şubesi’nin düzenlediği “Küresel Operasyonlara Karşı Sivil Toplumun ve Gençliğin Rolü” başlıklı konferansta konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, istikrarlı bir ülkede herkesin kazançlı çıkacağının altını çizerek, şöyle devam etti: “Cumhuriyet kurulalı 93 yıl oldu ve 65. hükümet yakında kurulacak. Türkiye siyasetinde ortalama 1,5 yıla bir hükümet dahi düşmüyor. İstikrarlı olan dönemlerde ise bu süre 23 ay oluyor. İstikrarsızlığın çok yoğun olduğu, koalisyon tartışmalarının olduğu bir Türkiye’de 28 yılda, 27 hükümet değişmiş. Böyle bir ülke toparlanabilir mi? Böyle bir ülke kendine gelebilir mi? Kaldı ki az bir şey toparlandığında 10 yılda bir tokadı yemiş, 10 yılda bir hırpalanmış. Bakın çok net söylüyorum, bu ülke rahat bırakılsın, serbest bırakılsın, demokrasi bu ülkede korku tüneline sokulmasın, siyasetin ensesinde şamar hissedilmesin, bu ülkede milli gelir 20 bin, 25 binden daha fazla olur. Bu ülke çok daha hızlı yol alır. Ama bu ülkede küresel operasyonlar hiçbir zaman bitmemiştir, bitmez. Çünkü bu ülke sıradan bir ülke değil.”
Darbelerin arkasında adı emek örgütü olan yapılar var
Türkiye’nin yaşadığı travma, sancı, kaygı ve acının altında yatan temel nedenin, bazı örgütlü yapıların olduğunu ifade eden Yalçın, “Ülkemizde adı sivil olan örgütlü yapıların aslında sivil olmaması; beyninin üniformalı oluşu ve yanlış yerde duruşundan kaynaklanıyor. Türkiye’nin kaybettiği bütün dönüm noktalarında örgütlü yapıların yanlış yerde durduğunu görüyoruz. Yoksa bu ülke bu kadar zaman kaybetmezdi. Adı emek örgütü olan birçok yapı, emek örgütlülüğü yapmadı. Darbenin, terörün, küresel operasyonların taşeronluğunu yaptı, sıkıntı bundan kaynaklanmaktadır. Ülkelerde kadife devrimler yapan, mühendislik üzerine çalışan bir kesim, Soros taktiğiyle Türkiye’de bir devrim yapmaya kalkıştı. Sonradan deşifre edilen o süreçteki aktörler, illegal sol örgütlenmelerle kucak kucağa olan emek örgütleriydi. Türkiye’de adı emek örgütü olan bu yapılar bütün darbe süreçlerinin arkasındaydı, işin aktörüydü” şeklinde konuştu.
Gençler sokağa çekiliyor
Küresel operasyonların tamamında gençliğin sokağa çekildiğini belirten Yalçın, şunları söyledi: “Bu ülkede gençler, mühim olması gerekirken, mühimmat olarak görüldü. Oysa genç kelimesinin Farsçadaki anlamı hazinedir, mücevherdir. Bu yüzden gençlik çok kıymetlidir, toplumların hazinesidir. Ne yazık ki küresel operasyonların ve darbe süreçlerinin tamamında gençler sokağa çekildi. Bu süreçlerin tamamında gençlik kullanılıyor, sivil toplum kullanılıyor, tıpkı Gezi olayında kullanıldıkları gibi. Gezi olayında millet, meselenin ağaç olduğunu zannetti ama mesele öyle değildi. Türkiye’nin IMF’ye borcunu ödemiş olması, toparlanması, kendi ayakları üzerinde duran yatırımlar yapması, dışa bağımlılık noktasında bir irade ortaya koyması faiz lobilerini rahatsız etti. Gençlerin bir araç olarak kullanılmasına asla izin vermemeliyiz. Unutmayalım ki, gelecek onlar eliyle inşa edilecek.”
Terör seviciler, sivil halkın katledilmesine sessiz
Terör saldırılarına sert tepki gösteren Ali Yalçın, “Diyarbakır’da tonlarca bomba patlatıldı, 16 sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Olay yerinde devasa bir çukur açıldı. Bu ülkede terörist cenazesine giden siyasiler, 16 vatandaşın cenazesine gitmedi. Terör seviciliği yapan, teröre destek metnine imza atan sözde akademisyenler bu hain saldırı için bir kısık ses dahi çıkaramadı. Çukurlar kazıldı, Kürt tehciri yapıldı. Bu olaya seyirci kalanları, mağdurların yanında olmak yerine, terör seviciliği yapanları lanetliyoruz. Memur-Sen ailesi, 10 TIR gıda yardımı ile mağdur ailelerin yanında olmuş, onlarla ekmeğini bölüşmüştür. Şimdi de Yüksekova ve Şırnak için 3 TIR gıda yardımı yapacağız. Memur-Sen’in duruşu mağdurların yanında olmak, onların acılarını dinlendirmektir” ifadelerini kullandı.
Bingöl Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa, Vali Yavuz Selim Köşger, İl Milli Eğitim Müdürü Kadri Engin, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Genel Başkan yardımcıları Ramazan Çakırcı, Şükrü Kolukısa, Hasan Yalçın Yayla, Atilla Olçum, Genç Memur-Sen Başkanı Eyüp Beyhan, Memur-Sen Bingöl İl Temsilcisi Mücahit Çelik, Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Yunus Kava, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.