Ali Yalçın: Bürokratik sisteme neşter vurulmalıdır

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamu hizmetinin niteliğinin kamu görevlilerinin çalışma şartlarından bağımsız düşünülemeyeceğini belirterek, çalışanların motivasyonunu bozan düzenlemelerin kamu hizmetinin niteliğini de etkilediğini..

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamu hizmetinin niteliğinin kamu görevlilerinin çalışma şartlarından bağımsız düşünülemeyeceğini belirterek, çalışanların motivasyonunu bozan düzenlemelerin kamu hizmetinin niteliğini de etkilediğini söyledi. Çalışanın iç huzuru sağlanmadan iş huzurunun sağlanamayacağına dikkat çeken Yalçın, devletin yıllarca okullarda öğrencilere havuz sorusu çözdürdüğünü ancak kendi havuz sorununu çözemediğini kaydetti.

Ankara Şubeleri İl Divan toplantısında konuşan Ali Yalçın, merkez valileri başta olmak üzere, kamu kurumlarında oluşturulan personel havuzunda çalışmadan maaş alan kamu görevlileri olduğunu ifade ederek, “Mevcut kamu yönetimi anlayışını kabul etmek mümkün değildir. Bakanlıkların bünyesindeki havuzda bekleyen bürokrat sorunu ortadan kaldırılmalı, yeni kamu personel sistemi bir daha yeni havuzlar üretmeyecek şekilde planlanmalıdır” şeklinde konuştu.

Bürokratik sisteme neşter vurulmalıdır

Kamuda yaşanan sorunların bir an evvel çözüme kavuşturulması, bunun için de bürokratik sisteme neşter vurulması gerektiğini dile getiren Yalçın, kamu yönetiminin liyakat ve kariyer merkezli yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Eğitim-Bir-Sen olarak sorunlara çözüm odaklı yaklaştıklarını kaydeden Yalçın, şöyle devam etti: “Kamu yönetiminde aksayan yönleri görüyoruz. Kamu yöneticilerinin yeterlilikleri, yöneticilerin kişisel, mesleki gelişimi ve yönetici seçme süreçleri ile ilgili sorunlar var. Bu sorunların çözümüne yönelik bir çalışma yaptık ve ‘Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer Sistemi’ isimli bir rapor yayımladık. Kamu kurumlarına yönetici seçme sistemine ilişkin önerilerimizin dikkate alınması durumunda, birçok sorun çözüme kavuşturulmuş olacaktır.”

Bedavadan geçinme dönemi bitmelidir

Verdiklerin sendikal mücadelenin en önemli kazanımlarından birinin toplu sözleşme hakkı olduğunu söyleyen Yalçın, biri mutabakatsızlık sonuçlanan 4 toplu sözleşme yaptıklarını, toplamda 258 kazanım elde ettiklerini, birçok kronik sorunun çözümünü sağladıklarını dile getirdi.

Önümüzdeki dönemde kanundan kaynaklanan sorunların çözümüne yönelik mücadelelerini artırarak devam ettireceklerini belirten Yalçın, “Bu yöndeki çabalarımızın bir sonucu olarak ‘Uluslararası İlkeler ve Toplu Sözleşme Uygulamaları Bakımından Türkiye’de Kamu Görevlileri Sendikacılığı’ sempozyumu düzenledik. Sendika kanununun, mücadele ve müzakereleri yürüten sendikanın elini güçlendirecek şekilde değiştirilmesi gerekir. Yetkili sendika olmanın ya da yetkili sendika üyesi olmanın farklılık oluşturmadığı sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık sistemini değiştirmeyi teklif edeceğiz. Yetkili sendikanın elini zayıflatan ve müzakere gücünü kıran toplu sözleşme düzeni kamu görevlilerine kaybettiriyor. Dayanışma aidatı gelmeli, örgütlü olanla örgütsüz olan, yetkili olanla yetkisiz olan ayrılmalı, bedavadan sendikacı geçinme dönemi bitmeli, adalet yerini bulmalıdır” diye konuştu.

Kamu görevlileri Memur-Sen üyesi olmanın ayrıcalığını yaşayacaklar

Memur-Sen’in hem üyelerine hem de üyesi olmayan kamu görevlilerine kazandırmaya devam ettiğini söyleyen Yalçın, “Üyelerimizden aldığımız güçle birçok kazanım elde ettik, etmeye de devam ediyoruz. Bunlardan bir de Memur-Sen üyelerinin alışverişlerinde faydalanacağı Motif Kart çalışmasıdır. Üyelerimiz, yurt çapında anlaşma yaptığımız birçok firmadan Motif Kart sayesinde indirimli alışveriş yapacaklar. Çalışmada sona gelindi ve çok yakında kamu görevlileri, Memur-Sen’e bağlı sendikalara üye olmanın ayrıcalığını bir kez daha yaşayacaklar” ifadelerini kullandı.

Üyelerimizden aldığımız güçle sorunları çözmeye devam edeceğiz

Ali Yalçın, yetkili olmanın, en çok üyeye sahip sendika olmanın önemli olduğunun ama bunu yeterli görmediklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üyemiz olmayan tek kamu görevlisi kaldığı sürece sendikal misyonumuzu yerine getirmiş sayılmayız. Örgütlü gücümüzle ve dayanışmamızla sendikamız büyüyecek, gücümüz artacak ve sesimiz daha gür çıkacaktır. Eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin sorunlarını çözmek için üyelerimizden ve teşkilatımızdan aldığımız güçle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

Türkiye’nin temel sorunlarının çözümünün nitelikli bir eğitimden geçtiğine işaret eden Yalçın, “Yapılması gereken, eğitime daha çok yatırım yapmak, eğitim çalışanlarının sorunlarını ivedilikle çözüme kavuşturmak, öğretmenlerin hayat standartlarını yükseltmektir. Sorunlarla boğuşan, şiddete maruz kalan, iç ve iş huzuru olmayan öğretmenlerden başarı beklenemez, beklenmemelidir” dedi.

Çalışmalarımızı ilk günkü şevkle ve azimle sürdüreceğiz

Kuruluş felsefelerinden taviz vermeden, hak ve özgürlük mücadelesi vererek, birçok sıkıntıya göğüs gererek, yasakların kaldırılması için emek harcayarak, yasakçıların karşısında, hakkı yenilenlerin yanında yer alarak, önlerine konulan bariyerleri aşarak bugünlere geldiklerini vurgulayan Yalçın, şöyle konuştu: “25 yıllık hak ve özgürlük mücadelemize bakıldığı zaman, bugünlere nasıl geldiğimiz, hangi badireleri atlattığımız görülecektir. Kurucularımız ve onların yolundan gidenler pes etmediler, yılmadılar, bedel ödeyerek bu davanın bayrağını daha yükseğe dikmek için gecelerini gündüzlerine kattılar. Türkiye’nin karanlık bir döneminde, faili meçhullerin had safhada olduğu, ekonomik darboğazın yaşandığı, yasakların zirve yaptığı, insan hakları ihlallerinin yoğun yaşandığı kayıp yıllardan bugünlere nasıl geldiğimizi unutmadan geleceğe yol almak zorundayız. 420 bini aşkın üyeyle eğitim hizmet kolunun yetkili sendikası olmak önemlidir. Bu noktaya gelmek, kazanımların adresi, mazlum ve mağdurların sesi olmak elbette kıymetlidir ama bunu yeterli görmüyoruz, görmemeliyiz. Evet, hayal dahi edilmeyen işlerin altına imza attık, atılan her doğru adımda katkımız, etkimiz ve emeğimiz var. Kadın kamu görevlilerinin başörtülü olarak görev yapmasını, katsayı zulmünün son bulmasını, okullarda Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi’nin okutulmasını, Millî Güvenlik Dersi’nin ve andımızın tarih olmasını, öğretmenlere nöbet ücreti verilmesini, yöneticilerin de nöbet ücreti oranında zam almasını, Halk Eğitim Merkezi çalışanlarına seminer döneminde ücret ödenmesini, ek ders ücretinde kesinti yapılan kalemlerin azaltılmasını, doçentlik jürisinde görev alanlara ücret verilmesini, geliştirme ödeneğinin hayata geçirilerek süresinin uzatılmasını, 4/C’liler’in 4/B’ye geçirilmesini, hafta sonu kurslarında iki kat ek ders ücreti verilmesini, sınav ücretlerinin iki üç kat artmasını, emekli maaşı ve ikramiyesine özel artış yapılmasını, taban aylığa mahsus zam alınmasını, cuma namazının ve hac izninin kamu personel mevzuatına dahil edilmesini, helal gıda sertifikasının kamu kurumlarında gündeme gelmesini, öğretmenlerin özel hizmet tazminatının artırılmasını sağlayan sendikayız. 28 Şubat mağdurlarının haklarının tazmin edilmesinde, 28 Şubat ürünü garabet uygulamaların tarihin çöp sepetine gönderilmesinde, sekiz yıllık kesintisiz eğitim dayatmasına son verilmesinde; eğitim sisteminden, müfredattan, ders kitaplarından, okul ve sınıf ortamlarından darbe ve vesayet dönemi uygulamalarının temizlenmesinde mücadelemiz, emeğimiz, çabamız var ama hâlâ yapılması gereken çok iş ve çözüm bekleyen pek çok sorun var. Bu nedenle, rehavete kapılmadan, ilk günkü şevkle ve azimle sendikal çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Şiddet olaylarının bir an önce son bulması için herkes sorumluluk almalıdır

Eğitimde yaşanan sıkıntılara ve acilen çözülmesi gereken sorunlara dikkat çeken Yalçın, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını, başta Bakanlık olmak üzere, herkesin bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayarak, “Eğitim çalışanlarının şiddetin esiri olmasına müsaade edilmemelidir. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalı, kendi personelinin yanında olduğunu göstermelidir. Bakanlık, nerede duracağı belli olmayan bu şiddet olaylarının bir an önce son bulması için gerekeni ivedilikle yapmalıdır” ifadelerini kullandı.

Stratejisi olmayan belge paydaşlarla istişare edilerek revize edilmelidir

Öğretmen Strateji Belgesi gibi, beklentileri karşılamaktan uzak karar ve uygulamalarla eğitim çalışanlarının tedirgin edilmesine karşı olduklarını dile getiren Yalçın, “Paydaşlarca istişare edilerek revize edilmesi gereken bir belgeyi hayata geçirmek, toplumsal mutabakatla eleştiri konusu edilen performans değerlendirmesini uygulamaya koymak telafisi zor zararlara yol açacaktır. Motivasyon üretmek yerine motivasyonu bitirmek anlamı taşıyan bir içerikle performans sistemi kurulacağını düşünmek, hem yorucu hem de yıpratıcı süreçlere kapı aralayacaktır. Bu tür uygulamalardan uzak durulmalıdır” diye konuştu. 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri