Haber Global TV’de “Jülide Ateş ile 40” programına konuk olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündeme ve kendi hayatına ilişkin soruları yanıtladı.
Siyasette kadın olmanın zorluğunu değerlendiren Akşener, “Eskiden zor değildi. 38 yaşında politikaya başladım. Siyasette cinsiyetin dışında çok sert rekabet olurdu. Çok fırtınalı bir siyasi hayatım oldu. Hep meydan okuyarak. Genç yaşımda cinsiyetim üzerinden hiçbir iftirayla karşılaşmadım ben. Çok yeni bir şey. Bu farklı bir zihniyet. Şimdi de bu zihniyetle mücadele etmeyi öne koydum. Hepiniz adına” açıklamasında bulundu.
“SONUÇ İTİBARİYLE BUNLAR YAPILMADI”
Türkiye'de corona virüsü (covid-19) vakası görüldüğü andan itibaren hemen 3 haftalık bir zorunlu veya tam karantina ilan edilmiş olsaydı, çok ciddi mesafe alınmış olacağını ifade eden Akşener, şunları söyledi:
* En başından itibaren daha henüz İran'da çıktığı zaman Türkiye'de yoktu. 11 Şubat'ta bir grup konuşması yaptım ben. Orada bazı sorular sordum. Ve bu sorunlara ilişkin hangi tedbirlerin alınması gerektiğini söyledim. Sonuç itibariyle bunlar yapılmadı.
* Sınırların kapatılması gibi bunların neticesi olmadı ve daha sonraki fasılda da burada iki yöntem var. Biri İngiltere'nin yapmaya çalıştığı bir neticede Amerika’nın yaptığı sürü bağışıklığı bir diğeri de karantina.
* Aslında Türkiye karantinayı seçmiş durumda. Hemen en başında üç haftalık bir zorunlu veya tam karantina ilan edilebilmiş olsaydı çok ciddi mesafe alınırdı diye bir inancımız var.
“KENDİMİZİN İHTİYACI VARKEN YARDIMCI OLUYORUZ”
“Yurt dışına yapılan yardımları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu da yanıtlayan Akşener, “Şimdi İngiltere'nin Gayri Safi Millî Hasıla'sı, Fransa'nın, İtalya ve İspanya açısından bakıldığı zaman mili gelir ortalaması 30 bin dolar, bizim bugün itibariyle 9 bin 350 dolar. Ve biz yardım yapıyoruz. Sayın Dışişleri Bakanı'nın çok güzel bir lafı oldu. Kendimizin ihtiyacı varken yardımcı oluyoruz. Bu da bir fıtrat meselesi” dedi.
“3 MAAŞIMA EL KONULDU”
Özellikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri'nin yardım kampanyaları ile ilgili yaşadığı sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener,
şunları söyledi:
* Yardım kampanyalarının yapılmasında bir problem yok. Bu ülkede ENSAR, TÜRGEV, yardım kampanyası yaptı. Dolayısıyla onunla ilgili bir sorunumuz yok ama asıl mesele İstanbul ve Ankara Belediyeleri'nin Millet İttifakı'nın belediye başkanlarının yaptığı kampanyanın durdurulması ve hesaplarına el konulması problemi var.
* Yani Sayın Erdoğan, IBAN numarası vererek, insanlardan para istemesinde bir sorun yok ama bu günlerde devlet esasında yardım ettiğimiz ülkelerse vatandaşlarının IBAN numaralarını istediler.
* Dolayısıyla niye yardım kampanyası başlatıyorsunuz demedik ama bu iki belediyenin başlatmış olduğu ve benim üç maaşım buna el konuldu. Ben bunu doğru bulmuyorum.
“İFTİRAYI ATANLAR GEREĞİNİ YAPSINLAR”
Akşener, Jülide Ateş’in ‘FETÖ’cü müsünüz?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:
* Hayır. Ben demiştim ki bu konuda iddia sahipleri gereğini yapmalıdır. İddia ve isnatta bulunup gereğini yapamıyorsun. Bütün devlet ellerinde, yargı ellerinde, polis ellerinde her şey ellerinde. Dolayısıyla bu esnada bunu yapanlar benim için iftiradır. Bu iftirayı atanlar gereğini yapsınlar.
* Yani aşağı yukarı 2016'dan beri sanıyorum bunu yapan insanlar var. Tek bir adım atmadılar ve geziyorlar. Onun için iddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükelleftir.
“İYİ PARTİ HDP’Yİ PKK’NIN YANINA KONUMLANDIRIYOR”
“İYİ Parti HDP'yi nereye konumlandırıyor?” sorusunu da yanıtlayan Akşener, “PKK, terör örgütünün yanına konumlandırıyor. Hep bunu söyledik. Millet İttifakı'nın bileşenlerine baktığınız zaman, 24 Haziran'da Demokrat Parti var, Saadet Partisi var, İYİ Parti ve CHP var. Yerel yönetimlerle ilgili sadece İYİ Parti ve CHP var. Seçmen oy vermiştir ona söyleyecek bir sözümüz yok. Yani seçmenler hiçbir zaman hiçbir siyasi partini tapulu malı değildir. Sayın İmamoğlu'nun üzerinden hadiseye baktığımız zaman o 800 bin farkın aşağı yukarı ölçümlere göre 3 milyon insan üzerindeki seçmenin AKP'li olduğu görülüyor. Çünkü 31 Mart 325 bin AKP seçmeni sandığa gitmedi. 398 bin civarında da CHP seçmeni sandığa gitmedi. Dolayısıyla AKP-MHP-İYİ Parti-Saadet Partisi seçmeni ittifak olmamasına rağmen bütün farklı siyasi görüşlere geçmişte oy veren seçmen İstanbul'da 800 bin farkla Sayın İmamoğlu'nu seçti” açıklamasında bulundu.
“BU KATİL HAPİSTEN ÇIKMASIN”
AKP ve MHP'nin oylarıyla kabul edilen infaz yasasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, söyle konuştu:
* Onaylayıp, onaylamamadan evvel, dedik ki ey AKP; Sayın Erdoğan, getirin infaz yasasını şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşın.
* Bu işin bileşenleriyle paylaşın. Biz de siyasi partiler olarak önerilerimizi eleştirilerimizi bir mutabakatla, infaz yasası çıksın. Buna uyulmadı.
* Şiddet uygulayan yasadan yararlanmıyor onda bir sorun yok ama eş yerine kadın konsun istedik. Bir önerge verdirttim ben arkadaşlarıma. Reddedildi. Bunun anlamı şuydu işte Gamze Pala örneği üzerinden verirsek işi rahmetli kızımız Gamze Pala, eş olmadığı için cinayet üzerinden o katil yargılanacak ve sonuç itibariyle dokuz sene sonra Fındıklı'da olacak.
* Ben Gamze'nin ablasıyla görüştüm. Hem benden hem diğerlerinden istediği şey şu diyorlar ki bu adam bu katil hapisten çıkmasın. En ağır cezayı alsın. İnfaz yasasında böyle bir sorunumuz var”
“BİZ ATILDIK PARTİDEN”
“İleride MHP ile bir birleşme söz konusu olabilir mi?” sorusunu değerlendiren Akşener, “Bizim hepimizi, MHP'den Sayın Devlet Bahçeli ihraç etti. Biz atıldık partiden. 16 Nisan referandumundan sonra arkadaşlarımızla toplandık ve İYİ Parti'yi kurmak konusunda. 1200 kişiyle tek tek görüşmüştüm. Partiyi kurma kararı aldık ve kurduk. Şimdi MHP ve biz tüzel kişiliğiz. Benle partilerin birleşme meselesini ANAP tecrübem var. Siyasi partileri birleştiren liderler, yöneticiler değil birleştiren seçmendir” ifadelerini kullandı.