AK Parti'den Kanadoğlu'nun sözlerine yanıt

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun, "Laik demokratik Cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya, ne de anayasa d

Çelik, daha önce buna benzer sözleri CHP Lideri Deniz Baykal'ın söylediğini anımsatarak, "Daha önce darbelerin ardından anayasa değişikliği yapıldı. Millet iradesiyle anayasa yapılamıyor. Bu şunun eseridir, 60 yıldır millet iradesiyle iktidara gelmeyen CHP ve CHP gibi düşünen zihniyetler, statükocu psikoloji içerisinde, bunlarda öğretilmiş çaresizlik kavramı var. Bunlar aynı zihniyetin mahsulleri" dedi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun, "Laik demokratik Cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya ne de anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur. Olmamalıdır" şeklindeki açıklamalarına sert tepki gösterdi.

Çelik, ANKA'ya yaptığı açıklamada, Sabih Kanadoğlu'nun anayasa değişikliği konusundaki açıklamalarını değerlendirdi.

Çelik, daha önce buna benzer sözleri CHP Lideri Deniz Baykal'ın söylediğini anımsatarak, bundan önce darbelerin ardından anayasa değişikliğinin yapıldığı belirterek, "1960 Darbesi'nin ardından '61 Anayasası' yapıldı, 1980 Darbesi'nin ardından '82 Anayasası' yapıldı. Darbelerin ardından anayasa değişikliğine alışanların, seçilmiş millet iradesiyle Meclis'e gelmiş insanların anayasa değişikliği yapamayacağına inanırlar. Anayasa değişikliği için darbe olması gerekiyor" dedi.

-BUNLAR AYNI ZİHNİYETİN MAHSULLERİ-

Darbelerin ardından, anayasa değişikliği yapmak için Danışma Meclisi'nin oluşturulduğuna ifade eden Hüseyin Çelik, "Bu üyelere, 'sen gel, sen uygun değilsin' denilerek, 5 kişilik seçilmiş üyelerden oluşan konsey bir araya gelerek anayasa değişikliği yapmıştır. Anayasa değişikliklerinin millet iradesiyle yapılmamasının sebebi şunun eseridir; , 60 yıldır millet iradesiyle iktidara gelmeyen CHP ve CHP gibi düşünen zihniyetler, statükocu psikoloji içerisinde, bunlarda öğretilmiş çaresizlik kavramı var. Bunlar aynı zihniyetin mahsulleri" dedi.

Çelik, Anayasa Mahkemesi'nin kararları verirken, Türk Milletinin yararına kararlar verdiğini dile getirerek şöyle dedi; "Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesi var. Şöyle ya da böyle bir karar verdi. Karalar Türk Milleti adına veriliyor. 'Türk milleti böyle mi istiyor' diyorlar mı?. CHP ve CHP gibi düşünenler aynı zihniyetin mahsulleridir. CHP 60 yıldır, kıyıdan köşeden koalisyonlara ortak olabildi ancak. CHP ve CHP gibi düşünenler 60 yıldır milletin vicdanında mahkum oluyor. Bunlar millet iradesiyle 60 yıldır tek başlarına iktidar olamadılar. Bunlar geçmişte, DP'ye Özal ve AP'ye da aynı zihniyetle yaklaşmadılar mı?"

Kanatoğlu Ne Demişti?

Hilmi DUYAR/Coşkun YAMAN/BALIKESİR, (DHA)

YARGITAY Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin anayasa, yargı ve adalet konularında reforma gereksinim duyduğunu belirterek, “Ancak, laik demokratik Cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya, ne de anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur. Olmamalıdır” dedi.

Balıkesir Barosu'nun 90'ncı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında 'Hukuk Devleti'nde Yargı Bağımsızlığı” konu başlıklı bir konferans düzenledi. Salih Tozan Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki konferansa Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Süheyl Batum ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve YARSAV Kurucu eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu konuşmacı olarak katıldı.

'SOSYAL DEVLET HALİNDEN ÇIKTIK'

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, ülkenin AKP iktidarıyla sıkı bir totaliter rejime doğru gittiğini iddia ederek, “Bu ancak sivil halkla önlenebilir. Demokratik, laik, hukuk devleti niteliğini kaybetmek istemiyorsanız, sosyal devlet olmak istiyorsanız, hangi partiden olduğunuza bakmayın. Güçlerinizi birleştirin. Umutsuzluğa gerek yok. Seçimle gelenler, inşallah seçimle giderler. Halkın gücü herşeyin üzerindedir ama, birleşmek şartıyla. Olayları seyrederek değil, fikir üreterek, emek vererek önce demokrasimize sahip çıkalım. Demokramizin kurallarını değişik göstermek isteyenlere karşı, onun kurallarını iyi öğrenerek mücadele edelim” dedi.

Kanadoğlu, Türkiye'nin anayasadaki demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ile Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaştığını, kuvvetler ayrılığı ilkesinin unutulduğunu söyledi. Siyasal iktidarın bütün güçleri elinde topladığını iddia eden Kanadoğlu, “Tekel işçilerin karşılaştığı olay sosyal bir devlet halinden çıktığımızın göstergesidir” dedi.

'İKTİDAR, CUMHURİYET ALEYHİNE EYLEMLERİN ODAĞI'

Türkiye'nin adalet, yargı ve anayasa reformlarına ihtiyacı olduğunu savunan Kanadoğlu, “Reform, mutlaka gerekir. Adalet reformu, hukuk reformu ve Anayasa değişikliği yerindedir ve yapılmalıdır. Ancak hiç bir zaman unutulmasın, laik demokratik Cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya ne de anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur. Olmamalıdır. Olduğu zannedilerek bunun peşine düşülüyorsa, ki düşülüyor, bunun Türkiye'ye yeni şeyler getireceği iyi hesap edilmelidir. Reform yapacak siyasal iktidar ciddi, samimi, iyi niyetli olmalıdır. Bunu yapacak iktidarda bunlar yoksa, toplumu huzursuzluğa itersiniz” diye konuştu.

'AB KRİTERLERİ DOĞRULTUSUNDA YAPILDIĞI KOCA BİR YALAN'

Kanadoğlu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin taslağı da eleştirdi. Değişikliğin taslaktaki gibi yapılması halinde bunun Anayasa Mahkemesi'nce iptal edileceğini ileri süren Kanadoğlu, “Yargı reformlarını, 'Avrupa Birliği kriterleri doğrultusunda yapıyoruz' demesinler. Çünkü bu kocaman bir yalandır” ifadesini kullandı.

Korku imparatorluğunun olduğu yerlerde çoğulcu demokrasiden sözedilemiyeceğini anlatan Kanadoğlu, Türkiye'deki yolsuzlukların önlenmesi için de dokunulmazlıkların sınırlandırılması gerektiğini belirtti.

'HUKUK DEVLETİ YERİNE, POLİS DEVLETİ İÇİN CİDDİ ADIM ATILDI'

Yargıtay Savcısı ve eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da, son günlerde gündeme gelen Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'yla Türkiye'de hukuk devleti yerine 'polis devleti' ortaya çıkarıldığını iddia etti. Bu durumun ülkeyi hukuksuzluğa götüreceğini öne süren Eminağaoğlu, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ile polis devletinin resmi ve yazılı mevzuatını devreye sokma konusunda ciddi bir adım ortaya atıldığını da ileri sürdü. Eminağaoğlu, Kamu Düzeni ve Müsteşarlığı ile her ilde operasyonel polis devletine yönelik iş ve işlemlerin yürütülebileceğini öne sürdü.

'SOSYAL DEVLET KAVRAMI DEĞİŞTİ”

Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, Türkiye'de laiklik, demokrasi, hukuk ve sosyal devlet kavramlarının değiştirildiğini ileri sürerek, “Savunulacak son kale olarak hukuk devleti kaldı. O da giderse, bu toplantıyı kimse duymasın diye yerin altında bir yerde yapmak zorunda kalırız” dedi. Konferans sonunda konuşmacılar, izleyicilerin sorularını yanıtladı.

Balıkesir Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Gökçınar, Belediye Başkanı İsmail Ok ile savcı ve hakimler yanında bazı siyasi parti yöneticileriyle çeşitli sivil toplum kuruluşları üyelerinin de yoğun ilgi gösterdiği konferansın yapıldığı salonda ve çevresinde polisin sıkı güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Toplantıyı Marmara ve Ege Bölgesi'ndeki illerin Baro başkanları da izledi.

Milliyet

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri