Yusuf Demir/memurlar.net
Tüm anket şirketleri son iki aydır çok sayıda sonuç yayımlıyor.
Sonuçlarda dikkat çekici bir yön bulunuyor.
Seçimde son 10 güne girilmiş olmasına rağmen, yüzde 20'lere yaklaşan bir kararsız seçmen kitlesi bulunuyor ve bu kitlenin büyük bir çoğunluğunu da daha önce Ak Parti'ye oy verenler oluşturuyor.
Peki neden böyle?
Neden daha önce Ak Parti'ye oy vermiş olmasına ve bu seçimde başka bir partiye de kaymamasına rağmen, 7 Haziran öncesinde karar veremeyen bir kitle var.
Bunun en büyük nedeni son iki yılda yaşadıklarımızda gizli..
İşte bazı örnekler...
- İçinde her siyasi görüşten olan 55 bin okul müdürünün tümü görevden alınıp sadece Ak Partililere görev verildi.
Oysaki, daha önce 55 bin okul müdürünün içinde, sosyal demokrat veya ülkücü olmasına rağmen,sistemden dışlanmadığı için Ak Parti'ye sempatiyle bakanlar, bulunuyordu.
- KPSS ile merkezi alımlar her geçen gün azalıyor. Gümrük Bakanlığı kendi elemanlarını kendisi seçiyor. Kredi Yurtlar Kurumu, sözleşmeli memurları dahi sözlüyle alıyor. Bir çok kurumda mühendis alımına sözlü sınav şartı getirildi. Bu nedenlerden dolayı, geçen yılın Kasım ayında ilan edilen KPSS tercih kılavuzunda çok sınırlı kadro yer aldı. Örneğin 350 bin önlisans adayı başvuru yaptı ancak başvuru yapılacak 3001 kadro sayısı sadece 20 adetti. KPSS'ye giren adaylar, artık Ak Parti'nin sadece kendi elemanlarını aldıklarını düşünüyor. Paralel yapıyla mücadeleden dolayı genişletilen takdir hakkı uygulamaları, Ak Parti'ye sempati besleyen geniş kitleleri tedirgin etmeye ve sistem dışına atıldıkları hissi uyandırmaya başladı.
- Yine daha önce üst düzey makamlara ülkücü olsun, sosyal demokrat olsun, liyakatli personel alınmaya çalışırdı.
Aday adayı listelerinde bu durum çok daha net görülüyor. Önceki seçimlerde MHP ve CHP için daha fazla sayıda üst düzey bürokrat istifa ederken, bu seçimlerde, zaten kalmadıkları için neredeyse istifa eden dahi olmamıştır. Özellikle son bir iki yılda "bizden olsun çamurdan olsun" yaklaşımıyla liyakatsiz ve yönetme becerisi olmayan onlarca insan üst düzey kadroya atandı. Yönetme becerisi de olmadığı için sadece makamını koruma hırsıyla hareket eden insanlar çoğaldı. Son 2 yıldır atanan üst düzey bürokratların tek derdi var, makamlarını korumak. İş yapıp risk almak, itiraz edip de fırça yemek istemiyorlar.
Bu örnekler daha da uzatılabilir. Ancak işin sırrı, daha önce kendisini sistem içinde gören insanların dışlandıklarını hissetmeleri oluşturuyor gibi...
Sistemi değiştirmeyip, sadece insanları değiştirdiğiniz sürece size oy verenler dahi adaletsizlikten şikayetçi olmaya başlayacaktır.
Ak Parti'nin yeniden yüzde 50'lere yaklaşan bir oy alabilmesi için yeniden herkesi kucaklayacak adımlar atması gerekiyor.