AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, "Türkiye, çok başarılı bir terörle mücadele operasyonu sürdürüyor ve sonuca da son derece yaklaşmış durumda." dedi.
Ünal, Ülke TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
AK Parti'nin demokratikleşme hamlelerine ilişkin hedeflerinden sapmanın asla söz konusu olmadığını belirten Ünal, bir yandan terör örgütleri ile mücadele edildiğini diğer yandan küresel dünyaya özgü hızlı hareket eden, hızlı karar veren, esnek davranan ve hızlı pozisyon değiştirebilen bir idari mekanizma kurmaya çalıştıklarını söyledi.
Terörle mücadelede, demokrasi ve özgürlüklerinin korunması için güçlü bir şekilde mücadele edildiğini bu nedenle sınır ötesinde de terörü kaynağında kuruttuklarına değinen Ünal, muhalefeti eleştirdi. Ünal, "Biz bunu yaparken bir kere olsun, bunu yapan hükümete bırakın teşekkür etmeyi terör örgütlerinin yanında yer aldılar. PYD'nin yanında yer aldılar, PYD ve PKK ile ilgili söylediklerini biliyoruz." dedi.
Ünal, AK Parti ve MHP arasında yapılan seçim ittifakının sorulması üzerine, şöyle devam etti:
"Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi, Allah aşkına bugüne kadar hiçbir zaman çözümün yanında olmuş mu? Milletin ihtiyaçlarının, hassasiyetlerinin yanında olmuş mu? Hayır. Şimdi Sayın Devlet Bahçeli dün şunu demiştir, bunu demiştir. Ama bugün ne yaptığına bakmak gerekir. 15 Temmuz sonrası Sayın Devlet Bahçeli, büyük bir sorumluluk örneği göstererek, meselenin çözümüne dair her türlü katkıyı vereceğini söylemiş ve sözünde de durmuştur.
Kemal Kılıçdaroğlu'da 15 Temmuz'dan sonra her türlü katkıyı vereceğini söylemiş ve Yenikapı ruhunun bir parçası olma yönünde adımlar atmış ama 3 gün sonra, FETÖ'nün uluslar arası alanda seslendirdiği 'kontrollü darbe', 'tiyatro' ifadelerini içeride kullanmaya başlamıştır. Şimdi burada baktığımız zaman açık ve net gözüken bir şey var. Cumhur ittifakı ve milli mutabakat hangi öncelikler etrafında? Biz eğer bugün Afrin'deysek, biz dün Fırat Kalkanı harekatını gerçekleştirdiysek, biz bugün terörle mücadele konusunda kararlı, iradeli bir duruş sergiliyorsak, içeride siyasi istikrarı sağlıyorsak, bu yüksek bir millet desteğinden kaynaklanıyor."
- "CHP'nin 19. Olağanüstü Kurultayı"
Ünal, CHP'nin 19. Olağanüstü Kurultayı'nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin hatırlatılması üzerine sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kemal Kılıçdaroğlu ile dizayn edilmek istenen siyaset olmadı, tutmadı. Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek bir yöntem var, o da hakaretin, yalanın ve iftiranın her seferinde biraz daha dozunu artırmak. Kılıçdaroğlu konusunda Türkiye'de siyaseti yıllardır dizayn edenler ve bugün hala etmeye çalışanlar, Kılıçdaroğlu konusunda ısrarcı oldukça sorun daha da büyüyor. İşte tüzük kurultayını izlediniz, onun öncesindeki 36. Kurultaylarında yaşananları gördünüz. Parti içerisinde demokrasinden bahsedenlerin, demokrasi ile bir ilgileri olmadığını gördük hep beraber. Delegeyi tehdit eden, milletvekilini tehdit eden ve bu tehditlerle de yetinmeyen."
"Kılıçdaroğlu'nun hakaret ederek, yalan söyleyerek ve iftira ederek parti içinde oluşturduğu diktatörlüğü örtmeye çalıştığını, 8 defa seçim kaybetmiş bir adam olduğunu" ifade eden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün dokuzuncu seçimi kaybetmeye hazırlanırken, kalkıyor, bu ülkede her iki yılda bir seçime girmiş, milletin teveccühünü kazanmış, yüzde 52 oy almış, her iki kişiden birinin onayını almış Tayyip Erdoğan'a 'diktatör bozuntusu' diyorsa, böyle bir genel başkana ben, 'genel başkan müsveddesi derim'. Çünkü bu yapılanların siyasetle, ahlakla, insanlıkla ve hukukla ilgisi yok. Siz bu milletin seçtiği bir lideri sevmeyebilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız."
- "OHAL'in uzatılması"
Ünal, OHAL sayesinde alınan tedbirler ve terörle mücadeleye verilen öneme işaret ederek, "Terörle mücadele ettiğimiz alanda kimin eli kimin cebinde belli değil. Yani her gün dengelerin değiştiği, Rusya'nın, İran'ın, Amerika'nın ve diğer ülkelerin orada her an dengeleri değiştirebileceği bir ortamda Türkiye, çok başarılı bir terörle mücadele operasyonu sürdürüyor ve sonuca da son derece yaklaşmış durumda." dedi.
Ünal, OHAL'in uzatılmasının sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Ben bir siyasetçi olarak oturup bu işin siyasi retoriğini kurabilirim ama bunun siyasi retoriğini kurmak ve bu meseleyi siyasi istismar meselesi haline getirmek sorunu çözmüyor. Orada bir mevcut durum analizi yapılması, risklere, tehditlere bakılması, dolayısıyla olağanüstü halin bitip bitmediği, siyasetin karar vereceği bir şey değil. Bir siyasetçi keyfi olarak olağanüstü halle ülkeyi yönetir mi? Ki biz gelir gelmez ilk yaptığımız neydi? Bölgedeki, Güneydoğu Anadolu ve bölgede olağanüstü hali hemen kaldırdık.
Biz olağanüstü halden memnun değiliz ki. Yani olağanüstü hal bir zorunluluk ve kaçınılmaz olarak ülkenin bu türbülanstan çıkması için bir siyasi istismar meselesi ya da bir siyasi retorik değil, Milli Güvenlik Kurulu ve devletin ilgili kurumlarının kaçınılmaz olarak bir mevcut durum analizi sonucunda verilen bir karardan bahsediyoruz."