Valiliklere ve il milli eğitim müdürlüklerine bir yazı göndererek, sendikacılık yapmak yerine masabaşında polemik üretmeyi kendine iş edinen bir sendikanın valiliklere gönderdiği “aday öğretmenlerin belirli bir sendikaya üye yapılmasına yönelik baskılar hakkında” konu başlıklı yazının göz önünde bulundurularak tersinden bir baskıyla sendikal faaliyetlerin engellenmesine müsaade edilmemesini istedik.
Eğitim-İş’in yazısında, eğitim kurumlarında yeni göreve başlayan aday öğretmenler üzerinde ‘aday öğretmenliğinizin kaldırılmasını istiyorsanız bizim sendikaya üye olun’, ‘farklı sendikaya üye olursanız sizin için iyi olmaz’ türünden tehdit, şantaj ve zorlayıcı beyanlarla aday öğretmenlerin baskı altına alındığı; yöneticilerin buna göz yumduklarının şikâyet konusu edildiği; bu tür uygulama ve şikâyetlerin önlenmesi için kurum ve kuruluşların yazılı olarak uyarılması istenilmiştir.
İleri sürülen fiillerin suç teşkil ettiğine şüphe yoktur. Nitekim bahse konu fiillerin vukuu halinde fiile maruz kalanlar başta olmak üzere bilgi sahibi herkesin söz konusu fiilleri hem ceza soruşturması için şikâyet konusu edeceği hem de idari soruşturma konusu edilmesini sağlayacağı izahtan varestedir. Ancak bahse konu yazıda hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanılmaksızın, fiilen gerçekleşmiş tek bir olaya dahi atıf yapılmaksızın genel geçer ifadelerle aday öğretmenler üzerinde baskı oluşturulduğu söylenerek başka bir tür baskı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Hiçbir somut bilgi ve belge ortaya konulmaksızın birtakım iddialar ileri sürülerek gerçekte olmayan fiiller varmış gibi gösterilmeye çalışılmakta, diğer sendikaların yönetici ve üyeleri töhmet altında bırakılmakta, üzerlerine suç isnat edilmektedir.
Bu suretle sendika yönetici ve üyelerinin aday öğretmenler arasında yürütecekleri üye kaydetme faaliyetleri üzerine (sözde) baskı şüphesi düşürülerek sendikal faaliyetler engellenmeye çalışılmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının sendikal rekabete alet edilmeye çalışılması niteliğindeki bu türden taleplerin dikkate alınmaması gerekmektedir.