1 Eylül 2016 tarihli ihraç kararnamelerinin yarattığı sarsıntı sonrasında, Cumhurbaşkanının talimatı üzerine, Başbakanlık Müsteşarlığı ve Valilikler bünyesinde itiraz büroları oluşturuldu.
Ancak getirilen itiraz hakkının, hukuki bir dayanağı bulunmuyor.
İhraç edilen hakim ve savcılara tanınan itiraz hakkının dayanağı ise 673 sayılı KHK ile sağlanmıştı.
7 Eylül tarihli haberimizde, diğer kamu personeli için de benzer bir düzenleme yapılması çağrısında bulunmamıza rağmen, bir mevzuat düzenlemesi yapılmadan itirazlar alınmaktadır.
Diğer taraftan, her gün medyadan yapılan çağrılar nedeniyle, neredeyse ihraç edilen 60 bine yakın kamu personelinin tümü itiraz edecek görünmektedir. Bu hengamede kimin gerçekten masum olduğunu kimin ihracı hak ettiğini ayırt etmek çok güç olacaktır. Bu çerçevede, sürecin iyi yönetildiğini söyleyemeyiz.
Bu bağlamda, başlangıçta sadece ihraç edilenlerin başvurusu için söylenmiş olan itiraz hakkı, görevden uzaklaştırılan kamu personeli tarafından da kullanılmaktadır.
Yapılan işlemin bir mevzuat alt yapısı olmadığı için de, Valilikler, görevden uzaklaştırılan personelin de itirazlarını almakta ve Bakanlık merkezlerine göndermektedir.
Dolaysıyla, görevden uzaklaştırılan personelin de itiraz etmesine engel bir husus bulunmamaktadır.