A.R.O.G mu komik, ASAM mı?

Ülker Grubu'nun yıllık yaklaşık iki milyon dolarlık bağışlarına son vermesiyle 1999 yılından beri Ankara'da faaliyet gösteren 'düşünce kuruluşu' ASAM kapanıyormuş.

Bu haber üzerine özel sermaye tarafından finanse edilmekle birlikte 'Genelkurmay'a yakın' olarak nitelenen, bünyesinde birçok emekli asker 'stratejist' barındıran ASAM'a ne ağıtlar yakıldı. Meğer ne önemli işlere imza atmış ASAM: kitaplar, dergiler, raporlar, saymakla bitmez... Bence ASAM'ın memlekete en büyük katkısı Ümit Özdağ, Armağan Kuloğlu ve Ercan Çitlioğlu gibi 'güzide' stratejistleri kamuoyuna tanıtmış olmasıdır. Ülker Grubu da bu katkısıyla ne kadar gurur duysa azdır!

ASAM'ın kapanmasını 'devletin elden gitmesi ve milli birlik ve beraberliğin tehlikeye girmesi'yle eşdeğer görenler kaygılılar: ASAM'sız bir Türkiye'de 'milli çıkar'ları hangi 'milli' kuruluşlar savunacak, 'ılımlı' Devlet Bahçeli'ye karşı MHP'ye 'şahin' bir genel başkan nereden yetişecek, Kürtlere karşı etnik temizlik projelerini kimler hazırlayacak, değil mi?

ASAM sonrası artık devlet büyüklerine, 'büyük strateji' adı altında sağa sola, bazen de kendi vatandaşlarına yönelik saldırı planları 'satan'; millete de 'saldırın, saldırın, saldırın' marşları söyletmeye kalkan bir 'think-tank'ımız olmayacak. Militarizm adına kaybımız büyük, acımız derin.

ASAM'ın ortadan kaldırılmasını küresel güçlerin bir oyunu olarak görenler de vardır. Ne de olsa Ülker Grubu'nun parayı kesmesi küresel ekonomik kriz üzerinden meşrulaştırılıyor. Yani ASAMca düşünürsek; ASAM'ı yıkmak için Türkiye ve ulus-devlet karşıtı küresel güçler önce bir küresel kriz peydahlayıp sonra da ASAM'ın kapatılmasını gargaraya getirmiş olabilir. 1999'da henüz 'milli sermaye' iken ASAM'a destek veren Ülker, Godiva'yı alarak küresel sermayenin saflarına geçince kendi çocuğu ASAM'ı diri diri gömüyor işte.

Komplo teorilerini bu kadar 'geliştiremeyenler' ASAM'ın ipinin çekilmesinde sorumlu olarak hükümeti görüyorlar. Ülker Grubu ile AK Parti ilişkilerinin sıcaklığından dem vurup Ülker'e ASAM'a desteği kesmesi için hükümetin telkinde bulunduğunu ima ediyorlar. Güya hükümet, son zamanlarda ASAM'ın 'muhalif' tutumundan çok rahatsızmış!..

ASAM ve muhalif olmak... A.R.O.G'a bu kadar güleceğimi sanmıyorum.

Böyle eğlenceli konularda internet gazeteciliği çok yaratıcı. Aktifhaber haber sitesinin ASAM'ın kapatılması haberine verdiği başlık şöyle: 28 Şubat 'düşünce'si kapanıyor. Bamteline basmış Haberaktif.

Ülker Grubu da kocaman bir 'günaydın' hitabını hak ediyor bu durumda. 28 Şubat sürecinin bittiğini yeni anlamışlar demek ki. Kim bilir, belki onlar da '28 Şubat'ın bin yıl süreceğine' inanmışlardı. Belki de 'küresel sermaye'nin bir parçası olmak Ülker'i, tıpkı diğer sermaye grupları gibi ürkeklikten kurtarmış, cesaretlendirmiştir. Birilerine göz kırpmaya artık gerek görmemişler, hem de krize rağmen. Bravo...

Bu konuyu ciddi yazamadım, okurlar kusura bakmasın. Ama 'düşünce (kuruluşu)' ve ASAM yan yana gelince benim aklıma da şakadan başka bir şey gelmiyor, ne yapayım?

Ama cidden ASAM'ın 'yükseliş ve düşüş' öyküsünden alınacak çok dersler var: Hem düşünce kuruluşları, hem devlet hem de özel sektör için.

İlkine, düşünce kuruluşlarına bir 'altın öğüt' vermekle başlayalım şimdilik: ASAM gibi olmaya çalışmaktan hemen vazgeçin eğer sonunuzun da ASAM gibi olmasını istemiyorsanız.

Bitirirken hakkını da vermek lazım; ASAM'ın en azından bir konuda katkıları unutulmaz. ASAM sayesinde, adına konuşan emekli askerlerin ve stratejistlerin bilgi düzeylerini ve analiz yeteneklerini gördük. Bu da az hizmet değildir memlekete...
zaman

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri