Hani İnsandan Tarafta Duracaktınız?
Bütün iddialı cümlelerinizi boşa çıkaran bir fiil işlediniz. Bir asırdır konuştuğunuz her şeyi bir kenara bırakıp insanlığın katline ferman verdiniz.
Demek ki sizin bütün sözleriniz ancak bir dedi kodudan ibaretmiş. Demek ki siz sadece konuşan lakin konuştuklarınızın zihin gerisinde farklı düşünen bir zümre imişsiniz. Demek ki siz sadece edebiyat parçalama derdindeymişsiniz.
Evet, gözüne ışık tutulan bir tavşan gibi kaldınız, bir hakikatle yüzleşince hareket edemez oldunuz. Zihin gerinizi inkâr edemez iş yaptınız, büyük cürüm işlediniz.
Kendi çocuklarını özel okullarda okutma, yağ ile bal ile besleme gayret ve hevesinde olanların Diyarbakır’da gözlerinin nuru çocuklarını teröre çaldıran annelerin çocuklarını hırsızlardan geri alma mücadelesine sırt dönenlerin, görmezden gelen aydıncıkların varlığı herkesin dilinde pelesenk.
Kendi çocuklarını lüks ve şatafat içinde yaşatan ve kendini insan haklarının yılmaz bekçisi, doğanın amansız savunucusu ilan eden bir kısım modern(!) aydınıcığımızın mevzusu insan olan, meselesi çalınmış hayatları geri almak olan, mücadelesi kimsesizlerin zulme uğratılmasına mani olmak olan bir mevzuda başını kuma gömmelerine tarih şahitlik edecektir.
Terörle arasına mesafe koyamayan, insanın biricikliğini savunamayan, mevzusu ve gayesi insan olmayan bir fikir topluma modern aydın kisvesiyle satılmaya çalışılıyor, bunu biz sussak tarih söyleyecektir.
Hakkı sadece kendi seçkin zümreleri için gören ve hatta geriye kalanları insan sınıfına dahi layık görmeyen fikir ve iddiaların mutlaka sonu hüsran olacaktır.
Elem odur ki yaratılmışların en üstünü insan için bir metaa gözüyle bakanlar bugün hümanist bir dille insan hamisi kesilmiş olmalarıdır. Bunlar ancak timsahın gözyaşlarıdır. Cemil Meriç’in de ifade ettiği gibi bizim memleketimizin en büyük meselesi insanların söyledikleri ile filleri arasında uçurum olmasıdır.
Maalesef biz de solcular solcu değil, İslamcılar İslamcı, milliyetçiler milliyetçi değil.
Çok da tarih münakaşası etmek istemeyiz fakat sol fraksiyonun yola çıkış gayesi insanların eşit kılınması değil midir? Hani ezilen kitlenin yanında durulacaktı?
Ülkemizin bu manada yer tutmuş bir sendikası fecaat bir karara imza attı. Diyarbakır annelerini ziyaret etti, onlara destek verdiler diye 7 üyesini ihraç etti. Terörden yana destek manasına gelecek fiil icra etti.
Çocukları çalınmış annelere, hayatları çalınmış çocuklara, zorla dağa çıkarılmış yarınlara destek olmanın nasıl bir suç olduğuna mana veremedik.
Hem de söylemleri insandan yana olanların buna nasıl olur da rıza gösterdiklerini anlamlandıramadık.
Her vatansever insanın, insanımızın maddi kaybına, canına mal olan terör belasına tavır alması gerekirken çalışma alanı eğitim olan bir sendikanın meseleye bu fecaat tutumla yaklaşmasının takdirini toplumumuzun ferasetine bırakıyoruz. Vesselam.
İbrahim Hakkı Celis
memupostasi.com