Bu yazımızda 3600 ek gösterge düzenlemesinin yapıldığı 7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un ortaya çıkardığı veya çıkaracağı sorunlara değinmeye çalışacağız. Daha kanunun mürekkebi kurumadan tartışmalar gün yüzüne çıkmaya başladı.
Kanunun kritik maddeleri 15 Ocak’ta yürürlüğe girecek
7417 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddeleri yürürlüğe girdi. Özellikle 3600 ek gösterge düzenlemesi ile ek göstergelerdeki artışlar 15.01.2023 tarihinde yürürlüğe girecek. Yapılan düzenleme ile birçok genel kabul görmüş hususların değiştirildiğini görüyoruz.
Bu bağlamda İdari İşler Başkanı'nın ek göstergesi 8400’e çıkarılmasına rağmen en yüksek devlet memuru aylığı farklı şekilde tanımlanmıştır. Kanunda Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı kadrosunda bulunanların ek göstergesinin 400 puan ilave edilmek suretiyle uygulanacağı, bu ilave puanın en yüksek devlet memuru aylığı veya diğer herhangi bir mali ve sosyal hakkın hesabında dikkate alınmayacağı ile diğer kanunların bu fıkraya aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
Halbuki en yüksek memuru aylığı yeniden tanımlanabilir, bu tanımın da 9500*maaş katsayısı olarak yapılması mümkün olabilirdi. Ancak daha zor ve karmaşık olan yol seçilmektedir.
Diyanet İşleri Başkanı'nın sadece ek göstergesinin yükseltilmesi yeterli midir?
657 sayılı Kanun'un (I) sayılı Cetveli'nde birçok değişiklik yapılmış, bunlardan birisi de Diyanet İşleri Başkanı'nın ek göstergesinin 9.000 olarak belirlenmesidir. Bu değişiklikle bu cetveldeki en yüksek ek gösterge Diyanet İşleri Başkanı'nın olmuştur.
Ancak, 657 sayılı Kanun'un IV sayılı Makam Tazminatı Cetveli'nde Başbakanlık Müsteşarı ve Bakan Yardımcısının makam tazminatı göstergesi 15.000 iken Diyanet İşleri Başkanının göstergesi 13.000 olarak kalmış, son düzenleme ile bu durumda değişiklik yapılmamıştır. Buna göre Diyanet İşleri Başkanının ek göstergesi 9.000 olarak belirlenirken ve cetveldeki en yüksek ek gösterge olurken diğer cetvellerde daha aşağıda kalması doğru değildir.
Ek gösterge cetvelinde yer alan gruplar aynı zamanda bir statü göstergesidir. Yani ek gösterge cetvelinin en yükseğine sahip bir unvanın makam tazminatının çok alt seviyelerde kalması doğru değildir. Bu nedenle ek gösterge artışına göre makam tazminatı göstergesinin düzenlemesi gerekmektedir. Yani yapılan düzenlemeye paralel düzenlemeye gerek olup, ya ek gösterge eski haline getirilmeli ya da makam tazminatı da paralel şekilde düzeltilmelidir.
3600 ek gösterge düzenlemesinde eğitim durumu tartışması
3600 ek gösterge düzenlemesinde en avantajlı unvanlar öğretmen, polis, hemşire ve din görevlileri olmuştur. Bununla birlikte bütün çalışanların ek göstergelerinde de artış yapılmıştır.
Bu çerçevede, 3600 ek gösterge’den 2 yıllık yükseköğrenim gören eğitim, sağlık ve din hizmetlerinde çalışanlar yararlanabildiği halde teknik hizmetler sınıfında olanlar dışarıda bırakılmıştır. Bu durum ister istemez personel grupları arasında rahatsızlığa sebep olmuştur.
Daha önceki yazılarımızda 657 sayılı Kanun'un eki (I) sayılı cetvelin bir denge üzerine oturduğunu yapılacak düzenlemenin çok dikkatli hazırlanması gerektiğini ifade etmiştik.
Düzenleme sonrasında gelen eleştirilere bakıldığında yapılan düzenlemede bazı hususlara dikkat edilmediği ve dengenin bozulduğu anlaşılmaktadır. Zira eğitim, sağlık ve din hizmetlerinde çalışanlardan iki yıllık öğrenim mezunlarına dahi 3600 ek gösterge verilirken diğer çalışanların dışarda bırakılması ister istemez rahatsızlık oluşturmuştur. Rahatsızlığın boyutu daha da artacakken son anda bazı idari görevlerde bulunanların ek göstergeleri 3600’e yükseltilerek rahatsızlık azaltılmıştır. Bölge müdür yardımcıları ile ilçe müdürleri ve şube müdürleri bu kapsamdadır.
Bu çerçevede, yapılan değişiklikle Teknik Hizmetler Sınıfı cetvelinde; kadroları bu sınıfa dahil olup da yukarıda sayılanlar dışındaki yükseköğrenim mezunları ile Yüksek Tekniker ve Tekniker unvanını almış olanlar için 2800 ek gösterge verilmiştir.
İşte sağlık hizmetleri sınıfında çalışan yükseköğrenim mezunlarına 3600 ek gösterge verilirken teknik hizmetler sınıfında çalışan yükseköğrenim mezunlarına 2800 ek gösterge verilmesi bir rahatsızlık kaynağı olarak önümüze çıkmıştır.
Hangi emekli personele 1.200 TL ödenecek?
Yine yapılan düzenleme ile 5434 sayılı Kanun'a eklenen 85'inci madde ile 3600 ek göstergeden yararlanamayan bir kısım emekli personele her ay ilave olarak 1.200 TL ödenecektir.
Buna göre Millî İstihbarat Hizmetleri ve Emniyet Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolar ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na mensup subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar, 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun geçici 32’nci maddesi uyarınca araştırmacı unvanlı kadrolara atananlar ile çarşı ve mahalle bekçisi kadro unvanı esas alınarak emekli/yaşlılık aylığı veya malullük aylığı ödenenlerden aylık bağlanmasına esas ek göstergeleri 3600 gösterge rakamının altında olup aylıkları ile birlikte makam tazminatı ödenmesine hak kazanamamış olanlara, her ay aylıkları ile birlikte 1.200 TL tutarında ilave ödeme yapılacaktır. Bu kapsamında ilave ödemeden yararlananlar ek 81'inci madde hükümlerine göre ayrıca yapılan 100 TL tutarındaki ilave ek ödemeden yararlanamayacaklar.
Bu kanun hükümlerine göre emekli aylığı bağlanmasından sonra sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle çalışanlar dahil herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışanlara bu ödeme yapılmaz. Bu ödemeden yararlanma şartlarını kaybedenler en geç bir ay içinde durumu Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirmekle yükümlüdür. Bu durumun ortaya çıktığı tarihi takip eden aybaşından itibaren ödemeye son verilir. Zamanında bildirimde bulunmayanlara yapılan ödemeler kanunî faizi ile birlikte geri alınacaktır.
Bu düzenleme ile 3600 ek göstergeden yararlanamayan güvenlik personeli emeklilerine 1.200 TL ilave ödeme yapılırken 3600 ek göstergeden yararlanamayan eğitim, sağlık ve din hizmetlerinde çalışanlar için böyle bir düzenleme yapılmamıştır.
İşte bu tür düzenlemeler, uzun vadede sorun oluşturabilmektedir. Hem personeller arasında ayrımcılık oluşturmakta hem de sabit ödeme bir süre sonra enflasyon nedeniyle anlamsız hale gelebilmektedir. Nitekim 5434 sayılı Kanun'un ek 81'inci maddesi gereğince güvenlik personelinden emekli olanlara her ay ödenen 100 TL tutarındaki ödeme anlamsız hale gelmiştir. Çünkü yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hiçbir artış yapılmamıştır. Benzer durumun 1.200 TL tutarındaki ödeme için de yaşanacağı anlaşılmaktadır. Bakalım düzenlemenin uygulamaya girdiği tarihten sonra başka hangi sorunlarla karşılaşacağız.