Yenişafak Gazetesi köşe yazarlarından Ahmet Ünlü, bugünkü yazısında 3600 ek göstergenin toplu sözleşmede yer almasıyla birlikte, düzenlemenin hayata geçip geçmeyeceği hakkında değerlendirmesini yazdı.
Ahmet Ünlü yazısında:
3600 ek göstergenin toplu sözleşmede yer alması sonuca yaklaşıldığı anlamına gelir mi?
6. Dönem Toplu Sözleşme Metni'nde; "Kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınarak 3600 ek gösterge düzenlemesi dahil olmak üzere ek göstergelere ilişkin çalışma, yetkili konfederasyonun katkı ve katılımıyla 2022 yılı içerisinde tamamlanacaktır." ifadesine yer verilmiştir. Ancak yıllardır bu düzenlemenin hayata geçirilememesinin en büyük nedeni birçok dengeyi bozacak olmasıydı. Bundan sonra nasıl bir düzenleme ile dengelerin bozulmasının önüne geçileceği merak ediliyor.
3600 ek göstergenin toplu sözleşme metnine girmesi bu işin çok boyutlu ve çok kapsamlı bir çalışmayı gerektirmesini ortadan kaldırmıyor ve sorunlar hala orta yerde duruyor. Çalışmanın en önemli boyutu ise elbette ortaya çıkacak maliyet ve yeni taleplere kapı aralayacak olmasıdır. Nitekim de öyle oldu ve sendikalar "Her memur 3600 ek göstergeden yararlanmalıdır" dedi. Özellikle ek gösterge cetvelinin kendi içerisinde bir dengeye oturduğu dikkate alındığında yapılacak değişiklikle bu dengenin ciddi şekilde bozulacağı açıkça görülüyor.
3600 ek göstergenin bu kadar önemli olmasının sebebi nedir?
3600 ek gösterge eşik değerdir. Çünkü, 3599 ek gösterge olması dahi istenen sonucu almaya yetmiyor. İlla ek gösterge 3600 olursa bir anlam ifade ediyor. 3600 ek gösterge talebi yıllardır vardı ama bütün baskı ve ısrarlara rağmen sonuç alınamıyordu. Sonuç alınamamasının en büyük sebebi ise bütçeye getireceği yük, büyük bir kesimi ilgilendirmesi ve böyle bir değişikliğin domino etkisi yapacağıydı. Nitekim birçok meslek grubu hemen biz de isteriz demeye başladı ve siperde bekleyen sendikalar da bu taleplere sessiz kalmadı. Hatta ek göstergesi olmayan yardımcı hizmetler sınıfı personeli de ek gösterge istemeye başladı. Yapılacak bu düzenleme hem çalışanları, hem emekli olacakları, hem de mevcut emeklileri doğrudan etkileyecektir.
3.600 ek gösterge 15.10.2008 tarihinden önce memur olanlar yani 5434 sayılı Kanun'a tabi personel açısından anlam ifade etmektedir. Bunun sebebi ise emekli maaşı hesabında yer alan en önemli parametrelerden birisi olan En Yüksek Devlet Memuru Maaşı'nın (9500*maaş katsayısı) belirli bir oranının ek göstergeye göre belirlenmesi ve emekli maaşı matrahına ilave edilerek emekli maaşının hesaplanmasıdır.
5434 sayılı Kanun'un ek 70'inci maddesine göre; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi En Yüksek Devlet Memuru Aylığı (ek gösterge dahil) brüt tutarının; - Ek göstergesi 8400 ve daha yüksek olanlarda % 255'ine, - Ek göstergesi 7600 (dahil) -8400 (hariç) arasında olanlarda % 215'ine, - Ek göstergesi 6400 (dahil) - 7600 (hariç) arasında olanlarda % 195'ine, - Ek göstergesi 4800 (dahil) - 6400 (hariç) arasında olanlarda % 165'sine, - Ek göstergesi 3600 (dahil) - 4800 (hariç) arasında olanlarda % 145'ine, - Ek göstergesi 2200 (dahil) - 3600 (hariç) arasında olanlarda % 85'ine, - Diğerlerinde % 55'ine, tekabül eden miktarı emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi tutulmakta ve maaş hesabı buna göre yapılmaktadır.
Bu maddeye göre, 3.000 ek göstergeli çalışan bir personelin emekli keseneğine esas tutarına yani 9500*0,179797*% 85 = 1.451,86 TL ilave edilerek % 14 kesinti yapılırken emekli olan aynı personelin emekli maaşına esas unsurlarına bu tutar kadar ilave edilmektedir.
Bu personelin ek göstergesi 3.600 olduğunda ise 9500*0,179797*% 145 = 2.476,7 TL ilave edilerek % 14 kesinti yapılırken emekli olan aynı personelin emekli maaşına esas unsurlarına bu tutar kadar ilave edilmektedir. Dolayısıyla çalışırken emekli kesintisi nedeniyle maaşı düşen personel emekli olduğunda maaşına yapılan ilaveden dolayı bayram yapmaktadır. Ayrıca bu tutar emekli ikramiyesi hesabına da yansımaktadır.
3600 ek göstergenin emekli maaşını nasıl etkilediğine ilişkin örnekler
Ek göstergesi 3.000 iken 25 hizmet yılı olan bir öğretmenin emekli aylığı 4.028,73 TL iken ek gösterge 3.600 olduğunda bu aylık tutarı 4.912 TL'ye yükseltilecektir. Aradaki emekli maaş farkı ise 883 TL olacaktır. Bu öğretmenin 3000 ek gösterge üzerinden emekli ikramiyesi 129.125,84 TL iken ek göstergesi 3.600 olduğunda bu tutar 157.443,87 TL'ye yükseltilecektir. Aradaki ikramiye farkı ise 28.318 TL olacaktır.
Aynı öğretmenin 30 hizmet yılı olması halinde ise; Emekli aylığı 4.297 TL iken ek gösterge 3.600 olduğunda bu aylık tutarı 5.239,73 TL'ye yükseltilecektir. Aradaki emekli maaş farkı ise 942,73 TL olacaktır. Bu öğretmenin emekli ikramiyesi ise 154.951 TL iken ek gösterge 3.600 olduğunda bu tutar 188.932,65 TL'ye yükseltilecektir. Aradaki ikramiye farkı ise 33.981,65 TL olacaktır. Dolayısıyla hizmet süresi arttıkça hem emekli maaşı hem de emekli ikramiyesi arasındaki fark artarak devam etmektedir. Sonuç olarak, ek göstergesi 3.000'den 3.600'e yükselen bütün personel aynı şekilde emekli maaşı ve ikramiye artışı alacaktır. İkramiye artışından ise sadece emekli olacaklar yararlanacaklardır.
2.200 ek göstergeli yöneticilerin de ek göstergesi 3.600 olacak
Yıllardır emekliliği geldiği halde maaşlarındaki şok düşüşten korktukları için emekli olamayan şube müdürü ve eşiti görevlerde bulunan yöneticiler adeta bu haberle bayram ettiler. Çünkü mevcut düzenlemeye göre şube müdürü ile memurun emekli maaşı arasında fark bulunmamaktadır. Taahhüt edilen düzenleme gerçekleşirse 30 yıl üzerinden emekli olan şube müdürü ve eşiti görevlerde bulunan yöneticilerin emekli aylığı 4.177,64 TL ve emekli ikramiyesi 150.635,89 TL iken ek gösterge 3.600 olduğunda bu aylık tutarı 5.239,73 TL'ye emekli ikramiyesi ise 188.932,65 TL'ye yükseltilecektir. Aradaki emekli maaş farkı ise 1.062 TL, ikramiye farkı ise 38.296,76 TL olacaktır.
Ek gösterge artışı sonrasında düzenleme yapılmazsa çalışanların maaşı düşecektir
Düşünülen düzenleme elbette emeklilik açısından olağanüstü bir öneme sahiptir. Ancak, yukarıda da bahsedildiği üzere emeklilik kesintisine tabi matrah arttığı için ister istemez maaşlarda düşme olacaktır. 5510 sayılı Kanun'a tabi olanların görev maaşında hiçbir düşüş olmazken 1.10.2008 öncesi göreve başlayanlardan 25 yıllık hizmeti olan bekar bir öğretmen 3000 ek gösterge üzerinden 5.721 TL net maaş alırken, 3600 ek gösterge üzerinden 5.363 TL maaş alacaktır. Yani emekli kesintisindeki artış nedeniyle 358 TL maaşında azalma olacaktır. Benzer durumlar diğer unvanlarda da olacaktır. Bir tarafta maaşında hiçbir kesinti yapılmadığı halde maaşı artacak olan emekliler diğer tarafta ise kesintiden dolayı maaşı düşenler. Yani sosyal sigortacılık sosyal yardıma çevrilecektir. Dolayısıyla bu kadar güzel bir düzenlemeyi düşünen irade, çalışanların maaşlarındaki düşmeyi de önleyecek düzenleme yapacaktır.
5510 sayılı Kanun'a tabi olanların emekli maaşı ve ikramiye artışı nasıl olacak?
5510 sayılı Kanun'la 15.10.2008 sonrası memuriyete başlayanların emekli maaş hesabı prime esas kazanç üzerinden yapılacağı için ek göstergenin 3000'den 3600'e yükseltilmesinin katkısı brüt 600*0,179797 = 107,87 TL kadar olacaktır. Ancak, bunların emekli ikramiyesi de 5434 sayılı Kanun'a tabi olanlar gibi olduğundan bunlar da emekli ikramiyesi artışından yararlanacaklardır. Dolayısıyla ek gösterge artışındaki en büyük piyango 5434 sayılı Kanun'a tabi olanlara vurdu diyebiliriz.
Bu düzenlemenin yıllık maliyetini hesaplamak oldukça zor
Düzenlemenin kapsamında olan emekli sayısı bilinmemekle birlikte düzenleme yapılırsa en az 1 milyon kişi etkilenecektir. Maliyet ise en az; 942 * 1.000.000 * 12 = 11.304.000.000 TL olacaktır. 5434 sayılı Kanun kapsamında olup da emekli olan her kişi maliyeti aynı şekilde arttıracaktır. Yeni emekli olacaklara yapılacak maaş ödemeleri ile ikramiye ödemelerindeki fark ise dikkate dahi alınmamıştır. Sizce bu aşamada ve bu ekonomik şartlar altında bu kadar ilave maliyete katlanılabilir mi? Yatırımlardan kısarak bu tür harcamalara kaynak ayırmak ne bu insanlara ne de bu ülkeye hayır getirmez. Kaldı ki bu artış sosyal yardım niteliğinde olacak ve sigorta mantığına uymayacaktır. Bu ülke Demirelizm'den çok çekti ve hala da çekiyor. Akıllanmazsak bu gidişle Demirelizm'in ayak sesleri tekrar duyulmaya başladı bile. Tekrar soralım ek göstergede kim ne verirse bir fazlasını veren var mı?