İstanbul Üniversitesi’nde 28 Şubat günlerinde yaşanan bir başka kültür katliamı: Aralarında üniversitenin kurucularına ve Türkiye’nin en önemi âlimleri ile sanatçılarına ait sicil dosyaları da çöpe gitmiş ve arşivi Tarih Kurumu’nun eski başkanı Prof. Dr. Ali Birinci kurtarmış!
Moğollar'ın kitap katliamını aratmayan olay İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde yaşandı. Son derece kıymetli binlerce eserin Prof. Kemal Alemdaroğlu’nun 28 Şubat zamanındaki rektörlüğü sırasında çöpe atıldığı ortaya çıktı. Bu hafta da dosyayı devam ettiren Habertürk Yazarı Murat Bardakçı, 28 Şubat'ta sadece Sultan Abdulhamid'in kitaplarının değil, İstanbul Üniversitesi'nin arşivi ve alimlerin dosyalarının da çöpe gittiğini yazdı.
344 HOCANIN ÖZEL BİLGİLERİ
Benim seneler sonra, ancak önceki gün haberdar olabildiğim hadise şöyle cereyan etmiş: Prof. Kemal Gürüz’ün YÖK’ün, Prof. Kemal Alemdaroğlu’nun İstanbul Üniversitesi’nin, Prof. Meral Alpay’ın da Üniversite Kütüphanesi’nin başında olduğu sırada, üniversitenin kuruluşundan 1970’li senelere uzanan personel arşivi kütüphanedeki binlerce eser ile beraber çöpe gitmiş!
Moğollar’ın kitap katliamından beter şekilde imha edilen arşivde neler mi varmış? Tıp doktorundan hukukçusuna, edebiyatçısından maarifçisine kadar Türkiye’de çağdaş bilimin kurucularından ve sonraki dönemlerin önde gelen âlim ve sanatçılarından olan 344 hocanın sicil dosyaları; yine kuruluş günlerine ait olan, herbirinde 75 ile 100 kadar yazışma bulunan klasörler üniversite hocaları ile diğer görevlilerin sicil bilgileriyle güvenlik soruşturmaları sonrasında hazırlanan raporların yeraldığı 146 adet diğer dosya!
Bütün bu dosyalar Kadıköy’deki bir sahafın eline geçmiş ve seneler sonra Türkiye’nin kitap konusunda önde gelen âlimlerinden ve kolleksiyoncularından olan Prof. Dr. Ali
OKUYUN VE DEHŞETE DÜŞÜN
İşte, evrakı çöpe giden ve çoğu profesör veya doçent olan bu kişilerden bazıları... Aşağıdaki listeyi okuyun ve siz de benim gibi dehşete düşün:
AYIRIM YAPMADAN TEMİZLİK
İstanbul Üniversitesi’ndeki bu kültür cinayetinin sorumlusu olan zamanın rektörünü aslında sadece suçlamamamız, gönülden tebrik etmemiz de lâzım... Zira, Türkiye’nin en eski ilim merkezi olduğu iddia edilen İstanbul Üniversitesi’nin hafızasını çöpe gönderirken gayet tarafsız davranmış; sağcı, solcu, lâik, Atatürkçü, İslamcı, erkek, kadın, âlim, cahil, vesaire ayırımına gitmemiş, isimleri ve ideolojileri dikkate almamış ve arşivde ne buldu ise, kime ve hangi düşünceye ait olduğuna bakmadan çöpe göndermiş...
Kaynak : Habertürk