2014 Yılı'nda uygulanacak eğitim poltikaları

25/10/2013 Tarihli ve 28802 Sayılı Resmî Gazete’de Yayımlanan 7/10/2013 Tarihli ve 2013/5502 Sayılı 2014 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararı Eki 2014 Yılı Programı

2.2. 2014 YILI PROGRAMININ HEDEFLERİ VE POLİTİKALARI

2.2.1. NİTELİKLİ İNSAN, GÜÇLÜ TOPLUM

2.2.1.1. Eğitim

a) Mevcut Durum

Eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanları olarak önemini korumaktadır. Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları,  bölgeler, cinsiyetler arası fırsat eşitsizlikleri; kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır. Eğitim ile istihdam ilişkisinin güçlendirilmesine yönelik mekanizmaların etkinliğinin artırılması önem arz etmektedir.

Eğitime erişim kapsamında, okul öncesi eğitimde 2012-2013 öğretim yılı verilerine göre, okullaşma oranı yüzde 44’e ulaşmış olmakla birlikte, bu oran AB-27 ortalaması olan yüzde 93,2’nin (2011 yılı 4 yaş nüfusuna göre) altındadır. Ailelerin sosyoekonomik koşullarından kaynaklanan eşitsizliğin giderilmesinde önemli katkısı olan ve eğitimin ileri kademelerindeki başarıya olumlu etkisinin olduğu bilinen okul öncesi eğitimde farkındalığın artırılması ihtiyacı ve imkânları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek önlemlerin alınması önemini korumaktadır. Bu yaş grubundaki net okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 22,6’yla Hakkari iken en yüksek olduğu il yüzde 70,4’le Burdur’dur.

İlköğretime geç kayıtlar, bitirmeden ayrılanlar ile başta kızlar olmak üzere kırsal kesimdeki çocukların eğitime erişimindeki sorunlar, okullaşma oranının istenilen düzeyde artmasını engelleyen başlıca faktörlerdir. 2011-2012 öğretim dönemi sonunda ilköğretimden mezun olanların içinde kızların oranı Türkiye genelinde yüzde 47,8’dir.

Ortaöğretimde ise brüt okullaşma oranı son on yılda yüzde 80,9’dan yüzde 96,8’e ulaşmakla beraber, bölgesel farklılıklar önemini korumaya devam etmektedir. 2012-2013 öğretim yılı verilerine göre okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 52,7 ile Ağrı’dır. Türkiye genelinde ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranı yüzde 90,1 olmakla beraber zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması sonucunda ilköğretimden ortaöğretime geçişlerde ve dolayısıyla ortaöğretim okullaşma oranında artışın sürmesi beklenmektedir.

TABLO II: 1- Eğitim Kademeleri İtibarıyla Okullaşma Oranları

 

2010-2011

2011-2012

2012-2013

 

Öğrenci Sayısı

(Bin)

Brüt

Okullaşma

Oranı

(yüzde)

Öğrenci

Sayısı

(Bin)

Brüt

Okullaşma

Oranı

(yüzde)

Öğrenci

Sayısı

(Bin)

Brüt

 Okullaşma

Oranı

(yüzde)

Okul Öncesi Eğitim (1)

1 116

45,3

1 170

46,4

1 077

44,0

İlköğretim (2)

10 981

107,6

10 979

108,4

11 160

107,6

Ortaöğretim (2)

4 749

89,7

4 756

92,6

4 995

96,8

   a) Genel Lise

2 676

50,6

2 666

51,9

2 725

52,8

   b) Mesleki ve Teknik Eğitim

2 072

39,1

2 090

40,7

2 269

43,9

Yükseköğretim Toplam (3)

3 627

72,5

4 113

81,6

4 677

92,1

  Örgün

1 913

38,2

2 161

42,9

2 420

47,6

Yaygın Eğitim (4)

7 786

-

8 524

-

8 071

-

Kaynak: MEB, ÖSYM

(1) 4-5 yaş çağ nüfusuna göre hesaplanmıştır.

(2) Açık ilköğretim ve açık lise öğrencileri dâhildir.

(3) Üniversiteler ve diğer eğitim kurumları dâhil, lisansüstü öğrenciler hariçtir. Önceki yıllarda 17-20 yaş grubu için, 2012-2013 döneminde ise 18-21 yaş grubu için hesaplanmıştır.

(4) Yaygın eğitim kurumlarına ait öğrenci sayısı bilgileri bir önceki öğretim yılı sonu itibarıyla verilmiştir.

Eğitime erişimdeki sorunların yanı sıra, eğitimin kalitesine ilişkin sorunlar da önemini korumaktadır. Eğitimin çıktılarını ve dolayısıyla sistemin performansını değerlendiren PISA gibi uluslararası araştırmalarda elde edilen puanlarda kısmi iyileşme sağlanmıştır. Ancak, bu kapsamda öğrenme ortamlarının niteliğinin eşitlik ve hakkaniyet çerçevesinde artırılması, öğretmen yetiştirme ve geliştirme sisteminin yeniden yapılandırılması, izleme ve değerlendirme faaliyetlerinde etkinlik sağlanması, müfredatın bilgi ve iletişim teknolojileriyle uyumunun sağlanması, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, ilköğretimde ikili eğitimden tam gün eğitime geçilmesi ihtiyacı devam etmektedir.

TABLO II: 2- Eğitim Kademelerine Göre Öğrenci/Derslik ve Öğrenci/Öğretmen Sayıları

 

 

2010-2011

2011-2012

2012-2013

İlköğretim

Öğrenci/Derslik Sayısı

31

30

30

 

Öğrenci/Öğretmen Sayısı

21

20

20

Ortaöğretim

Öğrenci/Derslik Sayısı

34

31

31

 

Öğrenci/Öğretmen Sayısı

18

16

16

Genel Lise

Öğrenci/Derslik Sayısı

31

28

28

 

Öğrenci/Öğretmen Sayısı

18

16

16

Mesleki ve Teknik Lise

Öğrenci/Derslik Sayısı

38

35

34

Öğrenci/Öğretmen Sayısı

18

16

15

Kaynak: MEB

Öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimin süresi ve niteliğinin yetersizliği ve performanslarının yeterince değerlendirilmemesi eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmen yetiştiren fakülteler ile okullar arasındaki etkileşimin güçlendirilmesi, öğretmen yetiştirme ve geliştirme sisteminin yeterlilikleri esas alan bir şekilde yeniden yapılandırılması ile kariyer gelişim ve performans değerlendirme sisteminin oluşturulması gerekmektedir. Deneyimli öğretmenlerin fırsat eşitliği çerçevesinde dezavantajlı bölgelerde görev yapmalarını özendirici tedbirlerin alınması ihtiyacı önem arz etmektedir.

Son yıllarda öğretmen sayısındaki artış oranı öğrenci sayısındaki artış oranına göre daha fazla olmakla birlikte öğretmen başına düşen öğrenci sayısı eğitimin tüm kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamalarına göre yüksektir. Ayrıca öğretmenlerin ülke geneline dağılımında bölgeler arası farklılıklar önemini korumaktadır. Ülke genelinde ilkokullarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 20, ortaokullarda 19’dur. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının en yüksek olduğu Şanlıurfa’da bu sayılar sırasıyla 26 ve 32’dir.

İlköğretimde tam gün eğitime geçme yönündeki çalışmalara devam edilmesine rağmen, 2012-2013 öğretim dönemi itibarıyla tam gün eğitimde okuyan öğrencilerin oranı yüzde 45 düzeyinde kalmıştır. Ortaöğretimde ise bu oran yüzde 72 seviyesindedir. İlköğretimde ikili eğitim oranının en yüksek olduğu il olan Şanlıurfa’da ise halen bu oran yüzde 82,4’tür. Birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören öğrenci sayısında azalma görülmekle birlikte, bu sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin oranı ülke genelinde yüzde 2,3 iken bu oran Ardahan’da yüzde 27,8’e kadar yükselmektedir. Öte yandan, 2012–2013 öğretim döneminde ülke genelinde ilköğretimdeki öğrencilerin yüzde 2’si sınıf tekrarı yapmaktadır.

Son on yılda, hayırseverlerin yapmış olduğu yaklaşık 35 bin derslik dahil olmak üzere 188 bin yeni derslik yapılmış olup derslik başına düşen öğrenci sayısında önemli düzeyde iyileşme sağlanmıştır. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ve eğitime başlama yaşının erkene çekilmesiyle başta ortaöğretim kademesinde olmak üzere okullaşan öğrenci sayısında ve dolasıyla derslik ihtiyacında artış yaşanmıştır. Bu kapsamda, eğitime ayrılan kamu kaynaklarının artırılması sonucunda yıllık ortalama derslik yapımının iki kat artması beklenmektedir.  Türkiye genelinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 30’a düşmekle birlikte, özellikle göç alan büyük şehirler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde bu sayının yüksek olduğu görülmektedir. Söz konusu sorun bu illerin kent merkezlerinde daha belirgindir. Derslik başına düşen öğrenci sayısının il genelinde 48 ile en yüksek olduğu Şanlıurfa’da bu oran kent merkezinde 57, köylerde 45’tir. Ayrıca mesleki ve teknik eğitime olan talebin artmasıyla bu kademedeki derslik ihtiyacı da artmaktadır. Türkiye genelinde mesleki ve teknik eğitimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 34 olup bu sayının en yüksek olduğu il 49’la Adana’dır.

Bilişim okuryazarlığı, bireylerin en az bir yabancı dili iyi derecede bilmeleri, eleştirel düşünme becerileri ve demokratik katılımın özellikle eğitimin temel kademelerinde geliştirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır. Bu kapsamda eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini sağlamak ve okullardaki bilişim teknolojisini iyileştirmek amacıyla uygulamaya geçirilen Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesinin ülke geneline yaygınlaştırılması çalışmaları sürdürülmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin müfredata entegrasyonununa ve kullanımına ilişkin nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi yapılması ihtiyacı devam etmektedir.

Mesleki ve teknik eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin ortaöğretim içindeki payı son on yılda yüzde 32,3’ten yüzde 45’e ulaşmıştır. Bu oran 2012-2013 yılı öğretim dönemindeki yeni kayıtlar itibarıyla yüzde 52’ye ulaşmıştır.

Mesleki ve teknik eğitimin işgücü piyasası ihtiyaçları doğrultusunda verilmesi amacını hedefleyen İstihdam ve Mesleki Eğitim İlişkisinin Güçlendirilmesi Eylem Planı etkin şekilde uygulanmaktadır. Mesleki ve teknik eğitimin bir bütünlük içinde ele alınması ve yürütülebilmesi amacıyla Mesleki Eğitim ve Öğretim Strateji Belgesi hazırlanması çalışmalarına devam edilmektedir.

Ulusal Yeterlilik Sisteminin oluşturulması çabaları çerçevesinde işgücü piyasasının ihtiyaçlarını göz önüne alarak meslek standartlarını geliştirme ve öğrencileri değerlendirerek sertifikalandırma işlemlerine devam edilmiştir. Yayınlanan ulusal meslek standartlarının sayısındaki hızlı artışa paralel olarak sınav, akreditasyon ve belgelendirme faaliyetlerine de hız verilmesi gerekmektedir.

Ülkemizde 2013 yılı Ekim ayı itibarıyla 104’ü devlet ve 71’i vakıf olmak üzere toplam 175 üniversite bulunmaktadır. Ayrıca, 2006-2013 yılları arasında örgün yükseköğretim kontenjanları yüzde 81,2 oranında artarak 2013 yılı itibarıyla 762.916 olmuştur.

2013 yılında üniversite giriş sınavına 1,9 milyon aday başvurmuştur. Başvuran adayların sadece yüzde 41,1’i  (800 bin kişi) ortaöğretim son sınıf öğrencilerinden, geri kalan kısmı ise önceki yıllarda yerleşememiş, bir yükseköğretim programına yerleşmiş ya da bir programdan mezun olmuş kişilerden oluşmaktadır. Örgün yükseköğretim programına yerleşen kişilerin sadece yüzde 53’ü (357 bin kişi) ortaöğretim son sınıf düzeyinde bulunmaktadır.

Önceki yıllarda herhangi bir programa yerleştirildiği halde tekrar sınava girenler ile yerleşmemiş olanların üniversite giriş sınavına başvuran adaylar içindeki yoğunluğu, yükseköğretime giriş sisteminin etkinliği ile ortaöğretim kademesindeki yönlendirme ve mesleki rehberlik hizmetlerinin kalitesine ilişkin sorunları gündeme getirmektedir. Ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sisteminin bütüncül bir bakış açısıyla yeniden ele alınması ihtiyacı bulunmaktadır.

YÖK başta olmak üzere yükseköğretim yönetim sisteminin yeniden yapılandırılamaması ve buna bağlı olarak üniversitelerin idari ve mali özerkliklerinin sağlanamaması kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir. Kalite değerlendirme ve hesap verebilirlik sisteminin işlerlik kazanamaması, üniversitelerin gelir yaratma kapasitelerinin düşük olması, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarının yüksek olması ve fiziki altyapı yetersizlikleri kaliteyi etkileyen diğer önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

TABLO II: 3-   Yükseköğretimde Öğretim Elemanı ve Öğretim Üyesi Başına Düşen Öğrenci Sayısı, 2012-2013 Eğitim Öğretim Dönemi

 

Öğretim Üyesi Başına

Düşen Öğrenci Sayısı

Öğretim Elemanı Başına

Düşen Öğrenci Sayısı

Önlisans

362,9

52,4

Lisans

35,5

22,9

Toplam

43,1

18,5

Kaynak: ÖSYM

Son dönemde yükseköğretim kontenjanlarının artması, öğrenci affı gibi nedenlerle öğrenci sayısının hızla artmış olması sonucunda zaten OECD ortalamasının üstünde olan öğretim üyesi başına öğrenci sayısı daha da yükselmiştir. Bu nedenle Öğretim Üyesi Yetiştirme Programının etkin olarak sürdürülmesi önem taşımaktadır.

Öğretim üye ve elemanlarının üniversiteler ve bölgeler arasında dengesiz dağılımı da yükseköğretimin bir diğer sorunudur. 2012-2013 eğitim döneminde örgün öğretimdeki öğrencilerin yüzde 10,5’i vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte iken öğretim elemanlarının yüzde 12,8’i,  öğretim üyelerinin ise yüzde 13,8’i bu üniversitelerde görev yapmaktadır. Lisans ve önlisans programlarına kayıtlı örgün eğitimdeki öğrencilerin yüzde 29,7’si üç büyük ilde yer alırken, öğretim üyelerinin yüzde 43,3’ü bu illerde yoğunlaşmaktadır. Bunun sonucunda, ülke genelinde öğretim üyesi başına 43,1 öğrenci düşerken, üç büyük ilde bu sayı 39,6’dır.

TABLO II: 4- Yükseköğretimde Örgün Öğrenci, Öğretim Üyesi ve Elemanlarının Dağılımı, 2012-2013 Eğitim Öğretim Dönemi

 

Öğrenciler

Öğretim Üyeleri

Öğretim Elemanları

 

Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

 

Ankara

202 348

8,4

8 693

15,5

19 016

14,6

 

İstanbul

388 696

16,1

11 707

20,8

24 328

18,6

 

İzmir

126 481

5,2

3 936

7,0

8 457

6,5

 

Üç İl Toplamı

717 525

29,7

24 336

43,3

51 801

39,6

 

Diğer İller

1 702 187

70,3

31 818

56,7

78 852

60,4

 

Genel Toplam

2 419 712

100

56 154

100

130 653

100

 

 

Kaynak: ÖSYM

Not: Diğer eğitim kurumları dahil, lisansüstü öğrenciler hariçtir.

 

Yeni kurulan üniversitelerle birlikte fiziki ihtiyaçlarda artış meydana gelmiştir. Yükseköğretim kurumlarında ilave kapalı alanlar yaratılması gereği bulunmakla birlikte mevcut kapalı alanların da daha etkin şekilde kullanılması önem arz etmektedir.

Artan üniversite sayısı ve örgün yükseköğretim kontenjanlarına paralel olarak yurt ihtiyacı da artmaktadır. 2013-2014 eğitim öğretim döneminde yükseköğretim düzeyindeki yurt kapasitesi 588.280’dir. Bu kapasitenin 302.778’i Yurt-Kur, 62.408’i üniversite, 223.094’ü de özel yurtlardan oluşmaktadır. Yurt-Kur yurtlarında başvuru yapılabilecek boş yatak kapasitesi 94.708 iken başvuran sayısı 368.101 olmuş ve karşılama oranı yüzde 25,7 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, Yurt-Kur yurtlarının özellikle maliyet ve güvenlik açısından öncelikli olarak tercih edilmesi, yurtların kalite standartlarının yüksek olması sonucunda yurtlardaki doluluk oranı yüzde 100’e ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde yükseköğretimdeki genişlemeyle beraber öğrencilerin barınma ve burs/kredi ihtiyaçlarının artacağı göz önünde bulundurulduğunda finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve buna bağlı olarak Yurt-Kur’un kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Küreselleşme sürecinde bireylerin farklı ülkelerde yaşama, çalışma ve öğrenim fırsatlarını elde etmesi ve bilgi ekonomisi sürecinde küresel bilgi paylaşımının önem kazanmasıyla birlikte uluslararasılaşma, yükseköğretimde önemli bir eğilim haline gelmiştir.  Bu eğilime paralel olarak 2011 yılında dünyadaki toplam uluslararası öğrenci sayısı yaklaşık 4,3 milyona ulaşmış olup Türkiye’nin bu öğrencilerden aldığı pay yüzde 1’in altındadır. Yükseköğretimde uluslararasılaşma boyutu konusunda farkındalığın artırılması, Türkiye’nin bu alandaki ulusal politika eksikliğinin giderilmesi ve dünyadaki uluslararası öğrencilerden daha fazla pay alarak öğrenci çeken bir ülke konumuna gelmesi amacına yönelik olarak hazırlanan Yabancı Öğrenci Strateji Belgesi’nin hayata geçirilmesi beklenmektedir.

2011 yılı verilerine göre, eğitimde kalma beklentisi OECD’de yüzde 17,5, AB-21’de yüzde 17,7 iken Türkiye’de yüzde 16’dır. Aynı yıl verilerine göre yetişkin nüfusta (25-64 yaş) ortaöğretim ve daha üst seviyede eğitim düzeyine sahip olanların oranı Türkiye’de yüzde 32 iken bu oran OECD ortalamasında ise yüzde 75’dir. Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve yükseköğretime erişimde sağlanan gelişmeler sonucunda nüfusun eğitim düzeyinin artması öngörülmektedir Türkiye’de yetişkin nüfusun bilgi, beceri ve yeterliliklerinin düşük kalması, bu kişilerin sosyal ve ekonomik hayata etkin olarak katılımını da zorlaştırmaktadır.

Türkiye, 2013 yılında OECD tarafından yürütülen ve ikincisi yapılan 15-65 yaş grubu yetişkinlerin eğitim durumları, eğitimlerinden edinmiş oldukları birikimi, bu birikimin iş hayatına geçişte ne şekilde kullanıldığı ve eğitim sisteminin sosyo-ekonomik hayatın gereklerine ne şekilde yanıt verdiği hususlarında istatistikî bilgi toplanması ve karşılaştırmalı değerlendirmelerde bulunulmasını amaçlayan PIAAC Programı’na (Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Değerlendirilmesi Programı) ilk defa katılmıştır.

b) Amaç ve Hedefler

Düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, özgüven ve sorumluluk duygusu ile girişimcilik ve yenilikçilik özelliklerine sahip, demokratik değerleri ve milli kültürü özümsemiş, farklı kültürleri yorumlayabilen, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü, bilimsel gelişmelere açık, teknoloji kullanımına ve üretimine yatkın, bilgi toplumu gereklerini haiz, üretken ve mutlu bireylerin yetişmesi eğitim sisteminin temel amacıdır. Eğitim sisteminde bireylerin kişilik ve kabiliyetlerini geliştiren, fırsat eşitliğine dayalı, kaliteyi yükselten bir dönüşüm programı uygulanacaktır. Eğitim yönetimi, öğretmen yetiştirme süreçleri, müfredat, eğitim ortam ve araçları bu dönüşüm sürecini destekleyecek şekilde hayat boyu öğrenme yaklaşımı çerçevesinde güçlendirilecektir.

Toplumun ve ekonominin ihtiyaçlarına duyarlı, paydaşlarıyla etkileşim içerisinde olan, ürettiği bilgiyi ürüne, teknolojiye ve hizmete dönüştüren, akademik, idari ve mali açıdan özerk üniversite modeli çerçevesinde küresel ölçekte rekabetçi bir yükseköğretim sistemine ulaşılması hedeflenmektedir.

 

c) Politika ve Tedbirler

 

Politika / Tedbir

Sorumlu / İşbirliği Yapılacak Kuruluşlar

Süre

Yapılacak İşlem ve Açıklama

Öğrencilerin sosyal, zihinsel, duygusal ve fiziksel gelişimine katkı sağlayan okulöncesi eğitim, imkânları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek şekilde yaygınlaştırılacaktır. (Kalkınma Planı p.146.)

Tedbir 1.  Okul öncesi eğitim kurumları ve öğrenci sayısı artırılacaktır.

MEB (S), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı

Aralık Sonu

36-60 aylık çocuklar ile ilkokula kayıt olmamış 60-72 aylık çocukların okul öncesi eğitime kazandırılması amacıyla bölgeler arasındaki farklar da dikkate alınarak gerekli fiziki altyapı sağlanacaktır. Toplum Temelli Erken Çocukluk Eğitimi Merkezleri kademeli olarak yaygınlaştırılacaktır.

 

İlk ve orta öğretimde başta engelliler ve kız çocukları olmak üzere tüm çocukların okula erişimi sağlanacak, sınıf tekrarı ve okul terki azaltılacaktır. (Kalkınma Planı p.147)

Kalabalık ve birleştirilmiş sınıf ile ikili eğitim uygulamaları azaltılacak, öğrenci pansiyonları yaygınlaştırılacaktır. (Kalkınma Planı p.155)

Tedbir 2.  Zorunlu eğitime devam etmeyen çocuklar eğitime kazandırılacak, kademeler arası geçiş oranları artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, TÜİK, Yerel Yönetimler, STK’lar

Aralık Sonu

Aşamalı Devamsızlık Yönetimi Sistemi (ADEY) ortaöğretim kurumlarını da kapsayacak şekilde genişletilecek, bu doğrultuda okul yönetimlerinin kapasiteleri güçlendirilecektir. Devam ve erişim konusunda il durum raporları hazırlanarak analiz edilecektir. Özellikle kız çocukları için pansiyon yapımına ağırlık verilecektir. Sınıf tekrarının azaltılması için yetiştirici sınıf vb. uygulamalar yaygınlaştırılacaktır.

 

Tedbir 3.  Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde yerleşim yerleri itibarıyla fiziki altyapı ve donanım dağılımının dengeli olmasına yönelik orta vadeli bir yatırım planı hazırlanacaktır. 

MEB (S), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Yerel Yönetimler

Aralık Sonu

Derslik başına düşen öğrenci sayısı ve okullaşma oranları açısından Türkiye ortalamasının gerisinde olan illerin, Türkiye ortalamasına yaklaştırılması amacıyla kaynak kullanımına yön verecek beş yıllık orta vadeli yatırım planı hazırlanacaktır. Bu plan kapsamında yatırım ödeneklerinin dağılımında iller arasında önceliklendirme yapılacaktır.

 

Okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu, öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer aldığı, bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre olmuş bir müfredatın bulunduğu, sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gözeten bir dönüşüm programı uygulanacaktır. (Kalkınma Planı p.145)

Tedbir 4.  Ortaöğretimde okullar arasındaki başarı farklılığını asgari düzeye indirmek amacıyla okul türleri azaltılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı

Aralık Sonu

Genel ortaöğretim ve mesleki ve teknik ortaöğretim, okul türü yerine program çeşitliliğine göre yeniden yapılandırılacaktır. Bu yapılandırmada öğrencilerin sistemin dışına çıkmasını azaltacak şekilde farklı eğitim kademeleri arasındaki geçişlerin kolaylaştırıldığı, başarısızlıkların telafi edilebildiği, anlaşılır ve özendirici bir sistem yaklaşımı benimsenecektir.

Tedbir 5.  İlk ve ortaöğretimdeki öğrenciler için yönlendirme faaliyetleri ve sosyal aktiviteler artırılacaktır.

MEB (S), İŞKUR, TOBB, İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları

Aralık Sonu

Öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelere katılımı artırılacaktır. Ayrıca mesleklerin tanıtımı amacıyla iş yeri gezileri, kendi alanında uzman kişilerin okullarda öğrencileri bilgilendirmesi ve kariyer günleri etkinlikleri geliştirilecektir. Okul binaları kolay erişilebilir, yeterli oyun, spor ve kültürel alanlara sahip fonksiyonel mekânlar olarak inşa edilecektir.

Tedbir 6.  İçerik ve işlevselliğin ön plana alındığı, çağın şartlarıyla uyumlu müfredatların hazırlanması ve güncellemelerin yapılması sağlanacaktır.

MEB (S), TÜBİTAK, YÖK, Üniversiteler, STK’lar

Aralık Sonu

Yenilikçiliği ve araştırmacılığı esas alan müfredat programları geliştirilecek ve ülke geneline yaygınlaştırılacaktır. Mevcut öğretim ve rehberlik programlarının içerikleri yenilenecek ve yeni derslerin öğretim prgramları hazırlanacaktır. İlk ve ortaöğretimdeki derslerin öğretim programlarını değerlendirme çalışmaları yürütülecektir.

 

Tedbir 7.  Yabancı dil eğitimine erken yaşlarda başlanacak, bireylerin en az bir yabancı dili iyi derecede öğrenmesini sağlamak üzere müfredatta gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

MEB (S), Üniversiteler

Aralık Sonu

Bireylerin dil yeterliliklerini artırmak için ilkokuldan itibaren yabancı dil derslerine ağırlık verilecek şekilde müfredat güncellenecek, hem genel hem de ortaöğretimde yabancı dille entegre edilmiş öğrenme yöntemlerine ağırlık verilerek, özellikle bu kapsamda mesleki eğitim ve öğretim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin hareketliliğinin sağlanması istihdam edilebilirlikleri artırılacaktır. Eğiticilerin bu konudaki yeterlilikleri geliştirilecektir.

Tedbir 8.  Başta şiddet olmak üzere eğitim kurumlarında disiplin sorunlarının giderilmesine yönelik olarak bilgilendirme ve hizmet içi eğitim faaliyetleri ile güvenlik önlemleri artırılacaktır.

MEB (S), Üniversiteler, İçişleri Bakanlığı, Yerel Yönetimler, STK’lar

Aralık Sonu

Okullarda öğrenciler kültür, sanat ve spor faaliyetlerine yönlendirilecek ve seçtikleri sosyal etkinlikleri yürütmek üzere eğitim materyalleriyle donatılmış çalışma alanları oluşturulacaktır. Şiddet nedenleri, iletişim yöntemleri gibi konularda bilgilendirme çalışmaları yapılacak, eğitim kurumları yönetici ve öğretmenleri şiddet ve şiddete kaynaklık eden hususlarda hizmet içi eğitimlerden geçirilecektir. Eğitim alanlarında güvenlik önlemleri artırılacaktır. Öğrencilerin ruhen ve bedenen sağlıklı gelişimi ile bunun akademik başarı üzerindeki etkisine ilişkin başta velilere olmak üzere sürekli bilgilendirme yapılacaktır.

Öğretmenlik mesleği daha cazip hale getirilecek; öğretmen yetiştiren fakülteler ile okullar arasındaki etkileşim güçlendirilecek; öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerini esas alan, kişisel ve mesleki gelişimi sürekli teşvik eden, kariyer gelişimi ve performansa dayanan bir yapıda düzenlenecektir. (Kalkınma Planı p.152)

Tedbir 9.  Öğretmen istihdamına ilişkin strateji ve politika belgesi hazırlanacak ve uygulanmaya başlanacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı, YÖK, Üniversiteler

Aralık Sonu

Hazırlanacak strateji belgesi çerçevesinde, eğitim fakültelerinin kontenjanları ülkenin gelecekte ihtiyaç duyacağı branşlara ve öğretmen sayısına göre belirlenecek, öğretmen atamalarında bölgeler itibarıyla öğretmen ihtiyacının dikkate alındığı teşvik edici bir yaklaşım benimsenecektir.

Tedbir 10.  Deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışmasının özendirilmesi amacıyla öğretmenlik mesleğinin kariyer basamakları yeniden belirlenecek, farklılaştırılmış ücret modeli uygulanacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Üniversiteler

Aralık Sonu

Öğretmenlik mesleğinin kariyer basamakları yeniden belirlenecek, deneyimli ve nitelikli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışmasını teminen farklılaştırılmış ücret modeli uygulanacaktır.

Tedbir 11.  Öğretmenlere ve okul yöneticilerine yönelik hizmet içi eğitimlerin sayısı ve etkinliği artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Üniversiteler, İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları

Aralık Sonu

Yenilenen müfredatlara uygun olacak şekilde yönetici, öğretmen ve diğer personelin yeterlik alanlarını esas alan ve sorumluluğuna verilecek görevleri en uygun şekliyle yapmasını sağlayacak bilgi ve beceriyi kazandıran etkin bir hizmet içi eğitim sistemi kurulacak ve düzenlenen seminer e kursların niteliği artırılacaktır.. Bu modelin tasarımında eğitim ihtiyacının belirlenmesi, eğitim ve öğretim dönemi dışındaki zamanların etkin kullanımı,  eğitimlere ait etki analizlerinin yapılması, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerinin değerlendirilmesi temel ilkeler olacaktır.

 

Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısı geliştirilecek, öğrenci ve öğretmenlerin bu teknolojileri kullanma yetkinlikleri artırılacaktır. (Kalkınma Planı p.157)

Tedbir 12.  Teknolojinin eğitime entegrasyonu konusunda nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi yapılacaktır.

MEB (S), YÖK, Üniversiteler, TÜBİTAK

Aralık Sonu

Ulusal düzeyde izleme ve değerlendirme sistemleri geliştirilecektir. Bu kapsamda beklenen sonuçlar ve verimlilik artışı için düzenli değerlendirmeler yapılacak, potansiyel eksiklikler erken tespit edilecektir. Her okul için altyapıdan, öğretmen eğitimlerine kadar girdi ve çıktıları içeren okul karnelerinin oluşturulmasıyla izleme ve değerlendirme mekanizmaları kurulması ve toplumun kullanımına geniş ölçüde bilgi sunulması sağlanacaktır.

 

Eğitimde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecektir. (Kalkınma Planı p.156)

Tedbir 13.  Özel okulların eğitim hizmetleri sunumundaki payı artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, YÖK,  Türkiye Bankalar Birliği, Finans Kuruluşları

Aralık Sonu

Özel okullarda öğrenim gören öğrencilere devlet tarafından sağlanacak öğrenci başına eğitim-öğretim desteğinin çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılarak eğitimin yaygınlaştırılmasında merkezi idarenin yanı sıra mahalli idarelerin, gönüllü kuruluşların ve özel sektörün katkısı artırılacaktır. 

Tedbir 14.  Öğrenci başına eğitim öğretim desteğinin etki değerlendirmesi yapılacaktır. 

 MEB (S), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Yerel Yönetimler, İlgili Kamu Kurum ve Kuruluşları ile meslek örgütleri, STK'lar,

Aralık Sonu

Organize sanayi bölgelerinde açılan mesleki ve teknik eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere devlet tarafından sağlanan eğitim öğretim desteğine ilişkin envanter çıkarılarak desteğin etki değerlendirmesi yapılacaktır.

Okul idarelerinin bütçeleme süreçlerinde yetki ve sorumlulukları artırılacaktır. (Kalkınma Planı p.154)

Tedbir 15.  Eğitim hizmetlerinin sunumunda MEB bünyesindeki il, ilçe ve okul yönetimlerinin yetki ve sorumlulukları artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Yerel Yönetimler

Aralık Sonu

MEB bünyesindeki il, ilçe ve okul yönetimlerinin mali ve idari konularda yetki ve sorumlulukları artırılarak verimlilik ilkeleri çerçevesinde, önceden belirlenmiş performans göstergeleriyle ölçülebilir bir yapı oluşturulacaktır. Gerekli denetim ve kontrol mekanizmaları tasarlanarak rekabetçi bir ortam sağlanacaktır.  Okul idarelerinin bütçeleme süreçlerinde yetki ve sorumlulukları artırılacaktır. 

Tedbir 16.  Türkiye'de Eğitimin Finansmanı ve Eğitim Harcamaları Bilgi Yönetim Sisteminin (TEFBİS)  etkin şekilde kullanımı sağlanacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜİK

Aralık Sonu

Eğitim harcamaları, öğrenci maliyetleri, eğitim kurumlarına ve öğrencilere yapılan yardımlar gibi ihtiyaç duyulan istatistiki bilgiler ile hanehalkı eğitim harcamaları sistematik olarak tespit edilecek ve yayınlanacaktır. Okullar arasındaki imkan farklılıklarının azaltılması için okulların toplam bütçelerinin öğrenci sayısı ve merkezi yönetim bütçesi dışındaki gelirler de dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi sağlanacaktır.

Eğitim sisteminin performansının değerlendirilmesine imkân tanıyacak şekilde öğrenci kazanımlarının izlenebilmesini teminen, sınıf temelli başarı düzeyleri, yeterlilikleri ve standartları belirlenecek, ulusal düzeyde çoklu değerlendirme ve denetleme mekanizması geliştirilecektir. (Kalkınma Planı p.151)

Tedbir 17.  Temel eğitim kademelerinde kalite güvence sistemi kurulacaktır.

MEB (S), YÖK, Üniversiteler, MYK, TÜRKAK, STK’lar

Aralık Sonu

Eğitim sisteminde kalite güvence sisteminin temel kriterleri ve göstergeleri belirlenecek ve konuya ilişkin teknolojik altyapı geliştirilecektir. Sonuç ve performans odaklı, öğretmen, yönetici, müfettiş yeterlilikleri tanımlanacak, yeterlilikler artırılacaktır. Sistem konusunda merkez ve taşra teşkilatından belirlenecek personele eğitim verilecektir. Kalite güvence sisteminde belli puanı geçen okul/kurumlara kalite beratı verilecektir.

 

Tedbir 18.  Eğitimin kalitesinin artırılması amacıyla okul ve eğitim kurumlarının hizmet standartları belirlenecek, denetimi de içeren bir performans yönetim sistemi kurulacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, TÜBİTAK

Aralık Sonu

Rehberlik ve denetim faaliyetleri çoklu veri kaynaklarının algılanmalarına dayalı ve e-denetim destekli yürütülecektir. Okullara ve eğitim kurumlarına yönelik rehberlik ve denetim faaliyetleri yaygınlaştırılacak, okul ve kurumların performansları izlenecektir.

 

Eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasındaki uyum; hayat boyu öğrenme perspektifinden hareketle iş yaşamının gerektirdiği beceri ve yetkinliklerin kazandırılması, girişimcilik kültürünün benimsenmesi, mesleki ve teknik eğitimde okul-işletme ilişkisinin orta ve uzun vadeli sektör projeksiyonlarını dikkate alacak biçimde güçlendirilmesi yoluyla artırılacaktır. (Kalkınma Planı p.158)

Tedbir 19.  Hayat boyu öğrenme perspektifinde kolay erişilebilir öğrenme ortamları oluşturulacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, AB Bakanlığı, YÖK, KOSGEB, İŞKUR, MYK, STK’lar, İşçi İşveren Örgütleri ve Meslek Kuruluşları

Aralık Sonu

Bireylere eğitimde yatay ve dikey hareketlilik fırsatları sağlanacak ve zorunlu eğitim sonrasındaki öğrenme fırsatları çeşitlendirilecektir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanılarak uzaktan eğitim uygulamaları yaygınlaştırılacaktır. Hayat boyu öğrenme portalına ilişkin farkındalık artırılacak, bu çerçevede kamu ve özel kesim ile STK’lar tarafından gerçekleştirilen tüm eğitimlere ilişkin bilgiler bu portalda toplanacaktır. 

Tedbir 20.  Ortaöğretim ve yükseköğretim kademelerindeki mesleki ve teknik eğitimde açılacak eğitim kurumları ve uygulanacak programlar işgücü piyasası ihtiyaç analizleri dikkate alınarak belirlenecektir.

MEB (S), ÇSGB, YÖK, İŞKUR, MYK, Üniversiteler, İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları, Meslek Kuruluşları

Aralık Sonu

Mesleki ve teknik eğitim bölüm ve programları işgücü piyasası ihtiyaç analiz sonuçlarına uygun olarak açılacak ve il istihdam ve mesleki eğitim kurullarına raporlanacaktır. İl istihdam ve mesleki eğitim kurullarının ve işgücü piyasası ihtiyaç analizlerinin etkinliğinin artırılması yönünde alan araştırması yapılacaktır.

Tedbir 21.  Meslek yüksekokullarının etkin bir yapı ve işleyişe kavuşturulmasına yönelik olarak yeniden yapılandırılmasını içeren bir rapor hazırlanacaktır.

YÖK (S), MEB, Kalkınma Bakanlığı, TOBB, Meslek Kuruluşları

Aralık Sonu

Ülke genelindeki tüm meslek yüksekokullarını kapsayan bir etkinlik analizi yapılacak ve gerekli görüldüğü yerlerde kurumların kapatılması, toplulaştırılması veya meslek liselerine dönüştürülmesi yönünde strateji ortaya koyan bir rapor hazırlanacak ve buna uygun yapılandırılacaktır.

 

Ulusal Yeterlilik Çerçevesi oluşturularak eğitim ve öğretim programları ulusal meslek standartlarına göre güncellenecek, önceki öğrenmelerin tanınmasını içeren, öğrenci hareketliliğini destekleyen ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilecektir. (Kalkınma Planı p.159)

Tedbir 22.  Ulusal Yeterlilik Çerçevesi yükseköğretim ve yaygın eğitim sürecini de içine alacak şekilde genişletilecektir.

Mesleki Yeterlik Kurumu (S), AB Bakanlığı, BSTB, MEB, YÖK, İŞKUR, STK’lar, İşçi İşveren Örgütleri ve Meslek Kuruluşları

Aralık Sonu

AB tarafından benimsenen yeterlilik esaslarıyla uyumlu olacak şekilde tasarlanan ve ilk, orta ve yükseköğretim ile özel öğretim dâhil, tüm teknik ve meslekî eğitim/öğretim programları ile örgün, yaygın ve ilgili kurumların iznine dayalı programlarla kazandırılan yeterlilik esaslarını içeren Ulusal Yeterlilik Çerçevesi hazırlanacaktır.

 

Tedbir 23.  İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu meslek standartları ve yeterlilikleri hazırlanacak ve hayata geçirilecektir.

Mesleki Yeterlik Kurumu (S), MEB, YÖK, TÜRKAK, STK’lar

Aralık Sonu

Ulusal meslek standardı ve yeterliliklerinin hazırlanması sürdürülecek, akreditasyon ve belgelendirme faaliyetlerine de hız verilmesi sağlanacaktır. Belgelendirme kuruluşları yetkilendirilecektir. Eğitim ve öğretim kuruluşlarının akreditasyonuna başlanacaktır.

 

Yükseköğretim sistemi, hesap verebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüştürülecektir. (Kalkınma Planı p.161)

Tedbir 24.  Üniversite yönetimi, üniversitelerin idari ve mali özerkliğini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır.

MEB (S), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, YÖK, TÜBİTAK, Üniversiteler, İlgili STK’lar

Aralık Sonu

Üniversite yönetimi, özerklik ve hesap verebilirlik temelinde yeniden örgütlendirilecek ve bu doğrultuda yeni bir Yükseköğretim Kanunu hazırlanacaktır.

 

Tedbir 25.  Yükseköğretimin üst yönetimi standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır.

MEB (S), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, YÖK, TÜBİTAK, Üniversiteler, İlgili STK’lar

Aralık Sonu

Yükseköğretim Kurulu, yükseköğretim sisteminin planlanması ve üniversiteler arasında eşgüdümün sağlanmasından sorumlu, uzmanlığa dayalı karar alma süreçleriyle desteklenecek ve özel sektör temsilini de içerecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır.

 

Tedbir 26.  Yükseköğretimde bağımsız ve özerk bir kalite güvence sistemi oluşturulacaktır.

MEB (S), Başbakanlık, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, YÖK, TÜBİTAK, TÜRKAK, Üniversiteler, İlgili STK’lar

 

Aralık Sonu

Avrupa Yükseköğretim Alanına uyum sağlama hedefi doğrultusunda yükseköğretim sisteminin planlanmasından sorumlu kurumdan bağımsız ve özerk bir kalite güvence ajansı oluşturulacaktır.

Tedbir 27.  Öğretim elemanı açığı yurt geneline dengeli dağılım gözetilerek azaltılacaktır.

YÖK (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Üniversiteler

Aralık Sonu

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) etkin bir şekilde uygulanacaktır. Yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyesi açığının yarattığı olumsuzlukları gidermek amacıyla uzaktan eğitim imkanları da kullanılarak gelişmiş üniversitelerin öğretim elemanı ve altyapısından yararlanılacaktır. Öğretim görevlisi, okutman ve uzman sayısını artırmak suretiyle yeni üniversitelerdeki öğretim elemanı açığı azaltılacaktır. Kısmi zamanlı ders verme özendirilecektir. Araştırma görevlilerinin özlük hakları iyileştirilecek ve özellikle yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyeliğini teşvik edici düzenlemeler yapılacaktır.

 

Tedbir 28.  Üniversitelerde performans esaslı bütçeleme anlayışına geçişin altyapısı hazırlanacaktır.

Kalkınma Bakanlığı (S), Maliye Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, YÖK, TÜBİTAK, Üniversiteler, İlgili STK’lar

Aralık Sonu

Kaynak tahsis mekanizması, üniversiteler arasında rekabeti sağlama amacına yönelik olarak performans bazlı bir yapıya kavuşturulacaktır. Bu doğrultuda, kamu kaynaklarının tahsisine esas olacak sözleşme ve formül benzeri yöntemler geliştirilecek ve pilot uygulama için hazır hale getirilecektir.

 

Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek ve yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecektir. (Kalkınma Planı p.165)

Tedbir 29.  Özel üniversitelerin kurulmasına imkân veren mevzuat düzenlemesi hazırlıklarına başlanacaktır.

MEB (S), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, YÖK

Aralık Sonu

Özel üniversitelerin kurulmasına ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye’de faaliyet göstermelerine imkân tanıyan mevzuat düzenlemesi hazırlıkları başlatılacaktır.

Tedbir 30.  Yükseköğretim Sistemi Uluslararasılaşma Strateji Belgesi hazırlanacaktır.

YÖK (S), Başbakanlık, MEB, Kalkınma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TÜBİTAK

Aralık Sonu

Plan dönemi sonunda Türkiye’nin uluslararası öğrenci havuzundan aldığı payın yüzde 1,50’ye yükseltilmesi hedefinin hayata geçirilmesine yönelik yol haritası niteliği taşıyan, Yükseköğretim Sistemi Uluslararasılaşma Stratejisi hazırlanacaktır.

Tedbir 31.  Yükseköğretimde öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ve hareketliliğini artırmaya yönelik uluslararası programlar yaygınlaştırılacaktır.

YÖK (S), Başbakanlık, AB Bakanlığı, MEB, Kalkınma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TÜBİTAK

Aralık Sonu

Yabancı öğrenci ve bilim insanlarının ülkemizdeki eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılımını artırmaya yönelik olarak mevcut değişim programlarının kapsamı genişletilecek ve yeni değişim programları tasarlanacaktır.

Yükseköğretim kurumlarının sanayi ile işbirliği içerisinde teknoloji üretimine önem veren, çıktı odaklı bir yapıya dönüştürülmesi teşvik edilecek ve girişimci faaliyetler ile gelir kaynakları çeşitlendirilecektir. (Kalkınma Planı p.164)

Tedbir 32.  Üniversitelerin sanayi ile işbirliğinin artırılması hedefi doğrultusunda uzmanlaşma alanları tespit edilecektir.

YÖK (S), MEB, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Üniversiteler, Kalkınma Ajansları, Yerel Yönetimler, İlgili STK’lar

Aralık Sonu

Üniversitelerin sahip oldukları araştırma altyapısı, öğretim üyesi profili ve bulundukları bölgedeki sanayi kuruluşlarının potansiyeli dikkate alınarak uzmanlaşma alanları tespit edilecektir. Bu bağlamda, akademik personel ve yatırım politikaları teşvik edici biçimde kullanılacaktır.

 

Programın tamamı için tıklayınız

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Haberleri