19 Mayıs art niyet

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümetin 19 Mayıs kutlamalarına yaptığı yeni düzenlemeye “art niyetli girişim” olarak tepki gösterdi.

MHP Lideri yazılı açıklamasında gündeme ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

Tezgâh üstüne tezgâh

“Türkiye sistemli bir karşı duruşun, Cumhuriyetin kanına girmeyi gündemine alan ayırıcı dinamiklerin baskı ve tuzakları ile yüz yüze kalmıştır. 19 Mayıs kutlamaları üzerinden yürütülen ve daha hangi gelişmelere yol açacağı belirsiz olan art niyetli girişim ve niyetlerin, milletimizin varlık değerlerine tam anlamıyla kasteden bir duruma geldiği anlaşılmıştır. Cumhuriyetin ilanına giden sürecin miladı olan 19 Mayıs tarihini hezeyan dolu bahanelerle çarpıtmak, çaptan ve gözden düşürmeye cüret etmek AKP’nin gizli gündemleri paralelinde hareket ettiğini bir kez daha teyit etmiştir. AKP, milleti milli kabullerinden koparmak amacıyla tezgâh üstüne tezgâh kurmuştur.

İntikamcı hevesler

Hukukun, baskı ve yıldırma mekanizmasına alet olması nerede duracağı belirsiz olan otoriterleşme güdülerini azdırmıştır. Başbakanın, kendi partisine ve yönetim anlayışına demokratik tepki gösterenlere karşı tahammülsüzlüğü bu vahim sürecin teşvik edici unsurlarından birisi olarak herkesin malumudur. Adalet alanındaki sübjektif ve tek taraflı değerlendirmeler, intikamcı hevesler demokrasinin olgunlaşmasına zarar vermiştir. Üstünlerin hukukuna son verme iddiasında olan bu zihniyet, kendi üstünlüğünü sağlamak için gerçek niyetlerine sinsice zemin hazırlamıştır. AKP’leşen hukuk ülkemizin çivisini çıkarmaya namzet sorunların en başına yerleşmiştir. AKP, adalet kurumlarını siyasi tasallut altına almış, gözünü kan bürümüşçesine içini boşaltmış ve bu konudaki hırsı şuurunu kapatmıştır.

İki kişiye ihale edilemez

1980 ihtilalinin hayatta kalan şahısları hakkında, en sonunda hazırlanan iddianame kabul edilerek kovuşturma aşamasına geçilmiştir. AKP, bu meseleyi siyasi istismar malzemesi olarak kullanmakta ve hukuken sonuç alamayacağını bildiği bir konu üzerinden milletimizi oyalamayı tercih etmektedir. İkinci olarak, 12 Eylül zulmünün ve çilesinin faturası iki kişiye ihale edilemeyecek kadar derin ve kabarıktır. Bu durum karşısında dönemin tüm faillerinin, esrarengiz bağlantıların, insanlık dışı muamelelerin, işkencecilerin, kirli ilişkilerin ve yaşanan tüm trajedilerin de mutlaka ele alınması ve zalimlikle bütünleşmiş ara rejim yıllarının kuytuda kalan taraflarının aydınlatılması gerekmektedir. 12 Eylül 1980’de hukukun boğazına yağlı urgan geçiren vicdansızlarla; 12 Eylül 2010 tarihinde adaletin terazisini kıran bozguncu zihniyetin aynı alanda kümelendiklerini ve benzer hedefler taşıdıklarını bir gün herkes görecek ve mutlaka idrak edecektir.”

AKP’nin Başbuğ çelişkileri

"YARGININ AKP güdümüne girerek tarafsız kimliğinden sıyrıldığı görünür hale gelmiştir. Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasının arkasından ortaya çıkan haklı eleştiriler bunu göstermektedir. Meselenin manidar bir başka yanı ise AKP’de, Başbuğ’un tutuklanması ve nerede yargılanacağı konusunda yaşanan ikilemlerin ve çelişkilerin su üstüne çıkmasıdır. Başbakan Erdoğan’ın tutuklama işlemini sorgulamasının ve Cumhurbaşkanı Gül’ün Yüce Divan hatırlatması yapmasının gerisinde milletimizin gelişmeleri öfkeyle izlemesi etkili olmuştur. Anlaşılmaktadır ki, mahkemelerin bağımsızlığına AKP ve işbirlikçileri tarafından arkası arkasına suikast düzenlenmektedir."

Hürriyet

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri