Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz'dan sonraki süreçte, 168 bin 801 kişi hakkında FETÖ'den adli işlem yapıldığını, bunlardan 50 bin 504'ünün tutuklandığını söyledi.
Adalet Bakanlığı Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri Genel Müdürlüğünce Yozgat Cumhuriyet Meydanı'nda açılan Cezaevleri İş Yurtları Fuarı açılışına katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 15 Temmuz darbe ihanetinden sonra tutuklanan FETÖ mensupları hakkında verilere değindi. Bozdağ, "Bir yıl içerisinde 615 kişi gözaltında, 8 bin 69 kişi hakkında yakalama kararı var, yani firardalar, kaçaklar. 50 bin 504 tutuklu var, 48 bin 371 adli kontrol altında serbest bırakılmış kişi var ve bunlardan ayrıca 8 bin 551 kişi de tutuklandıktan sonra adli kontrolle serbest bırakılmış, bir kısmı da 433 kişi de adli kontrol olmaksızın serbest bırakılmış" dedi.
Bu rakamları kamuoyunda oluşan bazı algıları değiştirmek için verdiğini söyleyen Bakan Bozdağ, "'Herkes tutuklanıyor veya gücü olan serbest bırakılıyor. Gücü olmayan tutuklanıyor" gibi bu algıyı özellikle Fetullahçı Terör Örgütü ve diğer terör örgütleri ve Türkiye aleyhinde çalışan çevreler oluşturuyor. Rakamlar ortada, şu anda adli kontrolle serbest bırakılmış kişi sayısı neredeyse 57 bin civarında, 57 bin kişi var. Türkiye'de 2 kişi üzerinden bu tartışma yürütüldü. İki kişi tahliye oldu sanki herkes böyleymiş gibi. Halbuki onlar, diğer 56 bin civarında insandan sadece ikisi. 56 bini tartışan var mı? Yok. Bu tartışanlar da buradan yargıyı yıpratmak, iktidarı yıpratmak için bunun tartışmasını yapıyor. Rakamlar ortada. Dolayısıyla herkese kanunların eşit uygulanması lazım, eşit uygulanıyor. Eşit uygulandığında da, şöhretli bir aileye yakın veya onlardan biri olmak sanki ayrıcalık gibi takdim ediliyor. Eşitliğin dışına çıkılmış gibi takdim ediliyor. Bilmenizi isterim ki, bütün bunların tamamı bir algı operasyonudur, Türkiye'de yanlış algı oluşturmaya dönük bir çabadır" şeklinde konuştu.
Türk yargısının 15 Temmuz'da büyük mücadele ettiğini açıklayan Bakan Bozdağ konuşmalarını şu sözlerle sürdürdü:
"Türk yargısı, 15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesinde, darbe teşebbüsü sırasında ve darbe teşebbüsü sonrasında büyük bir hukuk mücadelesi, büyük bir adalet mücadelesi vermiştir. Demokrasimizi, hukukumuzu, anayasal düzenimizi ve milli iradeyi koruma konusunda 15 Temmuz gecesi hukuk kılıcını kuşanmış, darbecilere hukuk kılıcını kuşanmış en büyük darbeyi Türk yargısı vurmuştur. O gece daha henüz darbenin başarılı veya başarısız olup olmayacağının belli olmadığı saatlerde soruşturmaları başlatan, gözaltı, yakalama ve tutuklama kararları alan Türk yargısıdır. Pek çok hakim ve savcıyı açığa alan, hakkında soruşturma başlatan Türk yargısıdır. Türkiye'de, Ankara'da, devletin duruma hakim olduğu psikolojisinin yurdumuzun dört bir yanında güçlenmesine yol açan yine Türk yargısıdır. Darbecileri yakaladıktan sonra ilk yakalamalar sırasında darbecileri görevlendirdikleri görevlendirme listesini yakalayan ve bu listelerin tamamını yurdun dört bir yanına yayıp darbecilerin toplanmasının önünü açan yine Türk yargısıdır. Onun için de darbenin önlenmesinde ve demokrasimizin, milletimizin, hukukumuzun kazanmasında büyük bir vazifeyi yerine getiren yargı mensuplarımızı buradan da saygıyla anıyor ve hepsini gönülden tebrik ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Çünkü bugüne kadar her darbe öncesi darbecilere yol gösteren, darbe sırasında da darbecilere ilk biat eden yargı gitmiş, yerine darbecilere karşı hukuk kılıcını kuşanan, anayasasının, milletinin ve devletinin ve hukukunun yanında olan bir yargı gelmiştir. Darbecilere biat etmeyen, onlara darbe vuran bir yargı gelmiştir. O nedenle de yargımızı buradan kutluyorum."