15 Mayıs Öncesi Sendikalılara Muhasebe Çağrısı

15 Mayıs'a kısa bir süre kala, eğitimcilerin üye oldukları sendikaları yeniden gözden geçirmeleri kanaatini taşıyorum.

15 Mayıs'a kısa bir süre kala, eğitimcilerin üye oldukları sendikaları yeniden gözden geçirmeleri kanaatini taşıyorum. Eğitimcilerin üyelik formunu doldurup üye olduğu sendikanın, 1 yıl boyunca nelerle uğraştığını elbette ki bilmeleri, eğitim alanındaki gelişmelere karşı sendikalarının sendikal reaksiyonlarını görmeleri açısından bunun lüzumlu olduğunu düşünüyorum. Hem de lüzumun alası olduğunu... Zira; eğitimcilerin eğitim alanında bazı konulara dair taraf oldukları durumlarda özellikle bitaraf kalan sendikalara, üye olarak desteklerini  çekmeleri yerinde bir hamle olacaktır düşüncesini benimsiyorum. Bu hamleler, sendikaların kendilerini gözden geçirmesini sağlayacak ve sendikal reaksiyonlarının eğitimci yönüne evrilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

SİZ, ONLARI GÖZDEN GEÇİRİRSENİZ, BUNA KARŞIN ONLAR DA KENDİLERİNİ GÖZDEN GEÇİRME YOLUNA GİRECEKLERDİR... BÖYLELİKLE, HAKKINIZIN SAVUNUCULUĞUNU YAPAN VE HER DAİM HAKKI TUTUP KALDIRAN SENDİKALARA DA HAKKINI VERME FIRSATINI ELDE ETMİŞ OLACAKSINIZ... Şöyle ki;

Malumunuzdur ki, sendikalar üyelerinin haklarını, hukuklarını gözeten sivil toplum örgütleridir. Ama Türkiye'de özellikle son yıllarda, eğitim hizmet kolunda ‘yetkiliyim...' diye caka satan malum sendikanın, eğitimcilerin haklarını ve hukuklarını gözeten tepkiler vermediğini, masa başında ise ‘al gülüm ver gülüm...' oyunları ile eğitim çalışanlarını aldatarak hareket ettiğini, sanki kazanımların kendi girişimleri ile olduğunu lanse edip külliyen bunları kendisine mal ettiğini görebilmekteyiz. Diğer konfederasyonlara bağlı sendikalar ile ‘BİR' olmaktan ziyade güç tarafının yanında yer alarak onunla ‘BİR' olmayı yeğlemektedir, bu ise sendikal doktrinler ile bağdaşmayacak bir durumdur. Masa başında toplu sözleşme öncesi verilen görüntüler de, bu düşüncelerimizin teyidi açısından önemli bir argümandır diye düşünüyorum. Pekala, kudretini eğitim çalışanlarına borçlu olan, eğitim hizmet kolunda yetkili bir sendikanın eğitim çalışanlarına bu borcunu ödemesi boynunun borcu değil midir? Boynunun borcu olan bu borcu ödemek için son yıllarda neden net, keskin, etkili reaksiyonlar gösterip etkinliğini bizlere sunamamış ve gösterememiştir? Bu sorulara, tek kelime ile yanıt vermek uygun düşer, OMURGASIZLIK... Evet, MİNNETİN eğitim çalışanlarına gösterilmesi gerekir iken, eğitim çalışanlarına her daim MİHNET reva görülmüştür, işveren tarafına ise ALA MİNNET, ŞÜKRAN gösterilmiştir. Eğitim çalışanları, bu anlattıklarımıza göre düşünüp taşınıp konumlarını almalıdırlar ARTIK. Yoksa, yetkili sendikanın diğer sendikaların yanına çekilmesi, yanında hizalanması hayal ürünü olacak sanırım. Eğitim çalışanları, ‘BİR' olarak kendisinin alacağı her hamlenin önemini bilmelidir. Unutulmamalıdır ki, hamleler yerinde olduğu müdddetçe bu hameleler, sendikal birliğin sağlanması yolunda eğitim çalışanlarının haklarına ve hukuklarına yakınlaşma adımları anlamını taşır, bilinmelidir ki sendikal birliğin ise işverene karşı müthiş bir etkisi bulunmaktadır.
Güdümlü sendikacılığın Türkiye'de eğitim çalışanlarına eğitim hizmet kolunda bir HİZMETİ olmayacağını herkes bilmelidir ARTIK. Eğitim çalışanlarına çeşitli vaatler ile üye davetiyesi sunanların, eğitim çalışanlarının çıkarları doğrultusunda değil de, kişisel birtakım çıkarlar peşinde koşturdukları gerçeği saklanamaz ARTIK. Sendikacı, köşe kapmaca ya da saklambaç türü oyunlarla değil; üyeleri üzerinde oynanan birtakım haksızlık ve hukuksuzluk oyunlarıyla meşgul olmalıdır, mesaisini bunlarla harcamalıdır.

Yukarıda, eğitim çalışanlarından üye oldukları sendikaların 1 yıl boyunca faaliyetlerine, etkinliklerine ve hak, hukuk noktasındaki girişimlerine bakmalarını tavsiye etmiş idik, çünkü 1 yıl boyunca izlenensendikalar yılın her 15 Mayıs'ı öncesi değerlendirilir ve onlarla ilgili bir karne çıkarılır, buna göre de üye ya ‘sendikam beni temsilde yeterli idi...' der onunla devam eder, ‘hayır beni temsilde zayıf kaldı...' der, onu bırakır, böylelikle tıpkı siyasi partilere verilen seçim dersleri gibi bir dersi vermiş olur.
Yukarıda, sendikaların faaliyet alanları yönlerini üyelerine döndükçe, ona minnet duydukça genişler; üyelerine değil de işverene döndükçe ve ona minnet ettikçe daralır dedik. Bir üye, sendikası tarafından kendisine duyulan saygı ve minneti ise kendisi ile ilgili konularda sendikası kendi lehinde taraf olduğunda, bitaraf değil, anlar. Şimdi salık vermem odur ki tüm eğitim çalışanlarına, geriye dönüp baktığınızda, özellikle şu konularda sendikanızı sorguya çekiniz ve boyunu, alanını ölçünüz:
1. Külliyen herkesin şaibe olacak diye düşündüğü yöneticilik atamalarına mülakat aşamasının getirilmesine rest çekti mi?
2. Yöneticilerin, 4 yılın sonunda görevden alınıp alınmamasının birilerinin iki dudağı arasında olmasına restini çekti mi?
3. Eğitim çalışanlarının hakları ve hukukları çiğnendikçe çiğnenirken, bu duruma restini çekebildi mi?
4. Kaç defa hangi hukuksuzluklara ve haksızlıklara karşı saha eylemlerinde bulundu, diğer sendikalarla kaç kez ‘BİR...' olabildi?
5.  Diğer sendikaların iş bırakma çağrılarına icabet edip güç birliği yaptı mı hiç? Yoksa, hep çekimser mi kaldı?
6.  Üye sayısından aldığı gücü üyesine değil de, kişisel birtakım çıkarlara hizmet doğrultusunda mı kullandı?
7.  HEP HAKKI MI TUTUP KALDIRDI? YOKSA, ŞUBE BAŞKANLARINI MI KALDIRIP, İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE KADAR YÜKSELTTİ?
Rest mi çekti yoksa bu saydıklarımıza pas mı dedi? SİZLERE HEP FÜTURSUZCA MI DAVRANDI? SİZLERİN HAKLARI VE HUKUKLARINA KARŞI DUYARLILIKLARI HİÇ Mİ OLMADI?
Sapla samanı karıştırmadan, rest çekmekte hamasetli davranamayan bir sendikanın eğitim hizmet kolunun en başına yakışmadığı artık gün gibi aşikardır, bu nedenle ‘al gülüm ver gülüm...' oyunlarının karşılığı bu süreçte‘alaşağı...' olmalıdır, inanın daha kıymetli olacaksınız, haklarınız noktasında daha itinalı ve özenli davranılacak, bunun için biraz cesaret, haydi ne duruyorsunuz?

HAKLARINIZA PAS DİYENLERE, YETKİ MELEKELERİ BULUNMAYANLARA, MEVZU BAHİS SEN OLUNCA SIVIŞIP YOK VE DUMAN OLANLARA, VARLIĞINI SANA BORÇLU OLANLARIN BUNU VARLIĞINI SANA ADAMAYANLARA ‘YETER ARTIK AZ'AL!..' DEMEYE...
 

Yahya ASLAN

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri