127 Okul Başbakan tarafından açıldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da yapımı tamamlanan 127 okulun Anadolu Gösteri Merkezi'ndeki toplu açılış törenine katıldı.

Ankara'da yapımı tamamlanan 127 okulun toplu açılış dolayısıyla Anadolu Gösteri Merkezi'nde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun katıldığı tören düzenlendi.

Törende konuşan Başbakan Erdoğan,  Öğrencilerden kendilerini bu büyük ülkeye yakışır şekilde yetiştirmelerini, sunulan imkanları en iyi şekilde değerlendirmelerini istedi. Başbakan Erdoğan, kendilerinin sundukları imkanları yeterli bulmadıklarını, daha büyük imkanlar olacağını söyledi.

“Az önce ekranlarda gördüğümüz okullarda biz okuyamadık. Bizim o imkanlarımız yoktu. Ama biz okuyamadık diye sizlerin çok daha geri imkanlarla değil çok ama çok daha ileri imkanlarla okumanız gerekli. Biz buna inanıyoruz” diyen Başbakan Erdoğan, bunun için bütün olanakların seferber edildiğini, eksiklerin giderileceğini kaydetti.

Her öğrencinin en az bir yabancı dil bilmesini, bilgisayarı en iyi şekilde kullanmasını, okumasını, araştırmasını, dünyayı ve ülkesini yakından takip etmesini her şeyden fazla önemsediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, öğrencilere şöyle seslendi: “Mutlaka hayalleriniz olsun. Mutlaka hedefleriniz olsun. Umudunuzu, azminizi, cesaretinizi bir an olsun kaybetmeyin. Akif'in dediği gibi şunu unutmayın: İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?/Ne çok söyle, ne büyük söyle, yiğit işte gerek/Lafı bol, karnı geniş soyları taklit etme/Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek'. Bugünün Türkiyesinde işte bu şekilde bir gençlik... Şikayet ettiğiniz her şeyi gelecekte değiştirmek sizlerin ellerinde. Şikayet etmek yerine karanlığa bir mum yakmak sizlerin ellerinde. Şunu sizlerden özellikle rica ediyorum: Biz Hükümet olarak son 7 yılda demokratikleşme alanında tarihi nitelikte adımlar attık. Türkiye'yi daha demokratik, modern, çağdaş, insan hakları ve ifade özgürlüğüne sahip bir ülke konumuna yükseltmek için yoğun mücadele verdik. Türkiye'yi çağın gereklerine uygun şekilde dönüştürmenin gayreti içinde olduk. Anayasamızda ifadesini bulan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti idealini en güçlü şekilde yerleştirmek için çaba sarf ettik. Türkiye kazanımlarından asla geriye gidemez. Türkiye demokrasi ve hukuk yolunda katettiği yoldan geriye dönemez. O eski kaos günleri, hukukun, demokrasinin, insan haklarının çiğnendiği o karanlık günler, Türkiye'de tekrar yeşerme imkanı bulamaz. Bunu sağlayacak olan sizlersiniz. Bu ideallere bu ilkelere sahip çıkacak, demokrasiyi tıpkı Türkiye Cumhuriyeti gibi koruyacak ve kollayacak olan sizlersiniz. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Türkiye'yi taşıyacak olan sizlersiniz. Ben sizlere yürekten inanıyor ve güveniyorum. Bu aziz millet de size güveniyor ve inanıyor. Dikkat ediniz, bugün okuduğunuz okullar, önünüzdeki ders kitapları, bilgisayarlar, sahip olduğunuz imkanlar bu milletin dişinden, tırnağından artırarak sizlere sunduğu imkanlardır. Sizlerin milletin tevdi ettiği emanete en iyi şekilde sahip çıkacağınıza inanıyorum.”

Eğitim konusunda imkanları azami düzeyde seferber etmeye devam edeceklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu alanda cumhuriyet tarihinin rekor seviyesindeki hizmetleri Türkiye'ye kazandırdıklarını ve bunu sürdüreceklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, Türkiye'yi aydınlık yarınlara ulaştıracak olanın eğitim ve eğitimli gençler olduğu fikrinden sapmadan her türlü modern imkanı ülkeye taşıyacaklarını kaydetti.

Eğitim öğretim yılının ikinci yarısının hayırlı olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, tüm öğrenci, öğretmen ve eğitim camiasına başarılarla dolu bir dönem diledi. Karnesi iyi olan öğrencilerin, bu başarılarını muhafaza edeceğini, ileriye taşıyacağını, “kırıkları” olanları da azami gayret göstererek bunu düzelteceğine olan inancını dile getiren Başbakan Erdoğan, bugün 127 okulu resmi olarak hizmete açtıklarını dile getirdi. Biraz gecikmeli bir açılış olduğunu, tek tek açılışlara yetişemediklerini hatta toplu açılışlara bile zor yetiştiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, “Artık Türkiye bir şantiye halindedir. Artık Türkiye'de milli eğitim bütçemizin bu noktaya gelmiş olması, eğitim camiamızda büyük bir mesafeyi aldığımızın ifadesidir. Fakat açığımız çok büyük, yapacak çok işimiz var” dedi.

Kendilerine bu heyecanı yaşatan, emeği geçen herkese teşekkür eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: “İnanıyorum ki bu okulların yapımında emeği geçenler, katkısı olanlar, alın teri dökenler, bu dünyadan ayrıldıkları vakit dahi bu okullarda öğrenilen her harf ile huzur duyacaklardır. Bugün açtığımız okullarda ismi olan ve kısa süre önce ebediyete intikal eden merhum Erdem Beyazıt, bir şiirinde ne güzel ifade etmiş, 'Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm, ölümsüzlüğü tattık, bize neylesin ölüm'. İşte bu okullar, yapanların isimlerini, hayırseverlerin isimlerini ebediyete kadar taşıyacak. Varsa hayırla yad edilecekler, yoksa kuru kuruya bir ölüm... Onun için hayırla yad edilmek, hayırla anılmak, Baki'nin ifade ettiği gibi, ''Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer' noktasında, hoş bir sada bırakmak, işte bu eserlerle mümkün. Ve buralardan yetişen her öğrenci hizmet ettiği sürece sürekli hayırseverlerin hayır hanesine bunlar yazılacak.”

Hükümet olarak iktidara geldikleri ilk günden itibaren, “eğitim önemli, bu ülkenin en öncelikli meselesi” dediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, bu sözleri kendilerinden önce de söyleyenlerin olduğunu ancak kendilerini “söylemekle bir slogan haline getirmekle kalmayıp, sözlerinin arkasında durduklarını” dile getirdi. Başbakan Erdoğan, yedi yıl boyunca en büyük yatırımları eğitim alanında gerçekleştirdiklerini, 2002 yılında Türkiye'nin milli bütçeden, milli eğitime 7.5 milyar lira ayırdığını belirterek, “Her yıl milli eğitime ayrılan bütçeyi biz kademe kademe artırdık. En fazla pay alınan bütçe haline getirdik” dedi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “2010'da bütçeden 28.2 milyar TL ayrıldı. Dolayısıyla 7 yılda milli eğitime ayrılan payı, yüzde 278 oranında artırmış olduk. Yüksek öğrenim bütçesini, yüzde 275 oranında artırdık. Geldiğimizde 2.5 milyar TL idi. Şimdi 9.3 milyar TL. YURT-KUR bütçesini, yüzde 456 artırdık. Geldiğimizde 494 milyon TL idi. Ama şimdi 2.2 milyar TL. Türkiye'nin AR-GE faaliyetlerine ayrılan bütçe çok ciddi oranda düşüktü. Dünyada adeta alay edilir hale gelmişti. Bu kadar araştırma, geliştirmeden uzak bir ülke olamaz. Adeta geri kalmış ülkeler gibiydik. Burada da bütçeyi 7 yılda yüzde 3411 oranında artırdık. Ne demek bu biliyor musunuz? Yani 2002'de ortalama vereyim yaklaşık 58 milyon TL idi, 2010 şimdi 2 milyar TL. 'Eğitimin önünde hiçbir mazeret tanımıyoruz' dedik. Tabii AR-GE'ye ayırdığımız bu pay yeterli değil. En az bunu da milli bütçenin yüzde 2'sine çıkaracağız. Bunu başaracağız, çünkü AR-GE olmadan Atatürk'ün ifade ettiği, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak mümkün değil. Eğer yarışacaksak, bilimde rekabeti öne çıkaracaksak bunu başarmamız lazım. Yeter ki bu ülkenin çocukları okusun, yeter ki bu ülkenin gençleri okusun. Yeter ki bizim ülkemizin gençleri, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki gençler gibi eğitimli, birikimli, donanımlı gençler olsun. Yola böyle çıktık. Bu hedefe dönük olarak her ne gerekiyorsa onu yerine getiriyoruz, getireceğiz.”

Okulu olmayan yerlere derslikler inşa etmeye devam ettiklerini, “yüzde 100 bitirdiklerini” söylemediklerini ancak yüzde 95'lere ulaşıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, bu ülkede kendi kuşağı ve öncesinin kitap alamadığı dönemlerin de yaşandığını söyledi. 7 yılda tam 7 bin 445 eğitim kurumunu, 142 bin 634 yeni dersliği tamamladıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, bunların eğitimin hizmetine sunulduğunu bildirdi. Eskiden, para olsa bile aranan ders kitabını bulmakta zorlanıldığını belirten Başbakan Erdoğan, “üst sınıflardaki ağabeylerden notlarını satmalarını istediklerini'' kaydederek, “Böyle bir dönemden geliyoruz, damdan düşmek var ya buralardan geliyoruz. Dedik ki 'ders kitabı alamıyorum, bulamıyorum' mazeretini ortadan tamamen kaldıracağız' ve bunu kaldırdık. Devrim niteliğinde bir uygulama başlattık. 7 yılda, 927 milyon, yani 1 milyar ders kitabını ücretsiz olarak her yıl okullar açılırken sıraların üzerinde yavrularımıza takdim ettik. Açık ilköğretim ve lisede de dağıtıyoruz” dedi.

8 derslik ve üzeri tüm okullarda bilişim teknolojisi sınıflarının kurulduğunu da hatırlatan Başbakan Erdoğan, şu ana kadar 29 bin 428 bilişim sınıfının bulunduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, “Türkiye'nin en doğusuna gidin orada bunu görürsünüz. Yine 7 yılda okullarımıza, 739 bin bilgisayar kazandırdık. 'Öğretmen yok', bu mazereti de kabul etmedik, etmiyoruz, onu da büyük ölçüde çözdük. Türkiye genelinde 228 bin öğretmen ataması yaptık. Usta öğretici, bilgisayar, dil öğretici tahsis ettik. Eğitim camiasında çalışanların ücretlerini iyileştirdik. Yokluğu, yoksulluğu eğitimin önünde mazeret olarak göremezdik” dedi.

Eğitimdeki uygulamalarla fırsat eşitliği sağladıklarını dile getiren BaşbakanErdoğan, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki öğretmenlerin lojman sıkıntısını çözme yönünde de atılan adımlar hakkında bilgi verdi. Başbakan Erdoğan, TOKİ ile yoğun çalışmaların sürdüğünü dile getirdi. Eğitim kampanyaları hakkında da bilgi veren Başbakan Erdoğan, “Haydi Kızlar Okula” kampanyasında ciddi neticeler aldıklarını belirterek, 41'i devlet, 22'si vakıf olmak üzere 63 yeni üniversite kurduklarını anlattı.

Şu ana kadar 2 bin 280 üniversite mezununu, yurt dışında dünyanın en iyi okullarına yüksek lisans eğitimini almak üzere gönderdiklerini, hedefin her yıl bin öğrenciyi göndermeyi hedeflediklerini kaydetti.

Türkiye'nin her tarafını eşit ve eş zamanlı şekilde eğitimin imkanlarıyla buluşturmanın gayreti içinde olduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizler çok büyük bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye, tarihiyle kültürüyle inşa ettiği medeniyetiyle büyük bir ülke. Biz tarihin her safhasında adaleti savunduk, barışı savunduk, insani değerleri savunduk. Şunun altını iyi çiziyorum, biz sadece kahramanlığıyla sadece zaferleriyle sadece büyük devlet adamlarıyla övünen değil, aynı zamanda bilime, sanata kazandırdığımız, dünya çapında büyük isimlerle dünya bilimine ve medeniyete kattığımız muhteşem eserlerle övünen, övünmesi gereken bir milletiz. Orhun Yazıtları'ndan bugüne kadar, var olduğumuz, varlık gösterdiğimiz her coğrafyada, bilimi, sanatı yücelttik. Mimariye, edebiyata, astronomiye, matematiğe, tarihe, felsefeye, aklınıza ne gelirse... Yani bilim ve sanatın her dalına çok büyük katkılar sağladık. Bizim tarihimizde Ömer Hayyam var, bizim tarihimizde Uluğ Bey var, bizim tarihimizde Yusuf Has Hacip var, bizim tarihimizde Ali Şir Nevai, İbni Sina, Farabi, Ali Kuşçu, Harezmi, Katip Çelebi, Piri Reis, Cahit Arf var. Bizim tarihimizde Mevlana var, Yunus Emre var, Nedim, Baki, Fuzuli, Mehmet Akif, Nazım Hikmet var, bizim tarihimizde Mimar Sinan var, Mimar Hayrettin var, Sedefkar Mehmet Ağa var, bizim tarihimizde Fatih Sultan Mehmet olduğu kadar, Fatih'i Fatih yapan Ak Şemsettin var. Osman Gazi kadar, onu Osman Gazi yapan Şeyh Edebali var. Ve bizim tarihimizde Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal var.

Bizim medeniyetimiz, öksüz bir medeniyet değil, köksüz bir medeniyet değil, tam tersine bizim medeniyetimizi, kökü ilme, irfana, hikmete, bilgiye, öğrenmeye ve öğretmeye dayalı bir medeniyet. Biz, 'bana bir harf öğretenin kölesi olurum' diyen bir medeniyetin mensuplarıyız, çocuklarıyız.

Yazıyı kutsal gören, okumayı yücelten, okumuş insanlara her zaman hürmetle yaklaşan bir kültürün mensuplarıyız. Öğretmenine, mektubunu yazarken, 'varlık nedenim' diye başlayan mektuplar gördüm. Biz böyle bir medeniyetten geliyoruz. Dolayısıyla öğrencisi ile öğretmeni arasında bu ilişkiyi kurabilmiş bir medeniyet. Başka ülkelerde, başka milletlerde, başka medeniyetlerde göremeyeceğiz ölçüde bilim ve sanatı önemseyen bir gelenekten geliyoruz biz. Bizim eğitim yarışında geri kalmamız, akla da mantığa da sahip olduğumuz tarihi mirasa da aykırıdır, terstir. Bu kadar zeki insanlara, genç ve dinamik bir nüfusa sahip bir ülke, en iyi okullara, en iyi eğitim imkanlarına ve okullara sahip olmalıdır, diye düşünüyorum. Bizim öz güvenimiz, gençler, öğrenciler tam olacak. Kendinize güveneceksiniz, kendinize inanacaksınız, sonuna kadar güveneceksiniz. Hiçbir engel tanımayacağız, hiçbir mazerete sığınmayacağız, geri kalmışlığı, yoksulluğu, mahrumiyeti asla ve asla kabullenmeyecek bunun bizim kaderimiz olduğunu asla kabul etmeyeceğiz.”

Başbakan Erdoğan, yedi yılda ekonomiden, demokratikleşmeye kadar, her alanda atılan kararlı adımlarla Türkiye'nin dünyanın saygın ülkeleri arasında yer aldığını, Türkiye'nin geldiklerinde ekonomide dünyada 26. sırada olduğunu şimdi ise 17. sıraya yerleştiğini dile getirdi. Bir çok uluslararası kuruluşta aktif rol üstlendiğini anlatan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bölgesinin güçlü, itibarlı, sözü dinlenen bir üyesi olduğu kadar, barış, istikrar, huzur ve adalet için küresel ölçekte son derece anlamlı katkılar sağladığını bildirdi.

Her coğrafyada, “Türkiye'nin dik duruşu, Türkiye'nin adalet mücadelesi, Türkiye'nin barış çağrısının yankılandığını” belirten Başbakan Erdoğan, öğrencilere şöyle seslendi: “Sevgili gençler, böyle bir ülkenin vatandaşlarısınız. Sizler, bu ülkenin geleceği olduğu kadar, bu ülkeyi çok daha ileri noktalara taşıyacak nesillersiniz, yani sizler bu ülkenin umudusunuz. Sizleri büyük bir ülkenin büyük fertleri olarak, eğitimli, donanımlı, birikimli bir şekilde geleceğe hazırlamak, bizim en birinci vazifemiz, en büyük sorumluluğumuz... İnanıyorum ki saygıdeğer hocalarım zaten bunun heyecanı, bunun aşkı içinde sizleri yarınlara hazırlıyorlar. Siz büyük düşüneceksiniz, size küçük düşünmek yakışmaz, bu milletin evlatlarına küçük düşünmek yakışmaz. Fatih Sultan Mehmet'e babası devleti 13 yaşında teslim etti. Fakat 13 yaşında teslim ettiği zaman, verdiği cevap şuydu, 'Baba ben henüz buna hazır değilim. Babası, 'Emrediyorum, bu görevi alacak ve üstleneceksin' der. Fatih'in o anda babasına verdiği cevap enteresandır, 'madem emrettiniz ben de kabul ettim. Şimdi size emrediyorum, gelin Osmanlı İmparatorluğu'nun başına geçin' diyor. Kime veriyor bu emri, babasına... Bakıyor ki başka çare yok, baba görevi alıyor. Vakti saati geldiğinde görev de Fatih'de... Bir bir karanlık çağ kapanıyor, bir aydınlık çağ açılıyor.”

Törende konuşan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, “Başbakanımız Erdoğan'ın öncülüğünde 2002 yılından bugüne kadar yurt sathında sürdürülen eğitim seferberliğinde hiç şüphesiz on yılların ihmalinin doğurduğu sorunların çözümünde ve ihtiyaçların karşılanmasında bu hızlı çalışmalar muazzam bir katkı sağlamıştır”dedi.


Hizmet noktasında ülkenin her yerinin çok önemli olduğunu, ancak Ankara'da eğitime yapılan yatırımın ve alınan sonuçların ayrı bir sembolik anlamı bulunduğunu belirten Bakan Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün açtığımız her okul, yaptığımız her yatırım, Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2023 yılına eğitimde tüm hedeflerini gerçekleştirmiş bir ülke olarak bizleri bu hedefe her gün bir adım daha yaklaştırıyor. Eğitimde 2023'ün hedefi Ankara'da, tüm okulların tam gün eğitim-öğretim yapması, sınıf mevcutların 24 olması ve ortaöğretimde okullaşmanın yüzde 100'e ulaşmasını sağlamaktır. Ankara bu anlamda eğitimin de başkenti olma hedefine doğru hızla ilerlemektedir ve birçok alanda Türkiye ortalamasının üzerinde seyrediyor.”

Ankara'da eğitim alanında belirlenen hedeflere çok yaklaşıldığını söyleyen Bakan Çubukçu, bugün açılışı yapılacak okulların yanı sıra spor salonları ve pansiyon inşaatlarının da sürdüğünü kaydetti. Ankara'da şu anda 103 okulun inşaatının devam ettiğini ifade eden Bakan Çubukçu, “Ankara ilk ve ortaöğretimde, okul öncesinde son derece başarılı ama asıl başarılı olduğu yerlerden biri de özellikle kız çocukların okullaşmasında elde edilen başarı” dedi.

Bu konuda Başkent'tin çok başarılı olduğunu söyleyen Bakan Çubukçu, uygulanan projelerle kadınların sadece okur yazar değil, meslek sahibi olmalarının hedeflendiğini vurguladı.

Özürlü çocukların eğitimine yönelik çalışmalara da değinen Bakan Çubukçu, şöyle konuştu: “Sayın Başbakanımızın önderliğinde özürlü alanında bir kilometre taşı olan 2005 yılında yürürlüğe giren Özürlüler Yasası hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim almasının engellenemeyeceğini ve her türlü ihtiyacın bir bütünlük içerisinde değerlendirilmesi, sosyal güvencesi olmayan ailelerin eğitim giderlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanması yasal zemine kavuşturulmuştur. Özürlüler Yasası hiçbir yönüyle kağıt üzerinde kalmadı, hayata taşındı. Bugün 300 bine yakın özürlü öğrencimiz eğitim olanığına kavuştu. Göreve geldiğimizde bu rakam 27 bin civarındaydı. Geri dönüşü olmayan bu aydınlık yolda engellilerin eğitime adına attığımız her adım arkadan gelen çocuklarımızın da eğitimleri için önlerine hiçbir engel çıkarılmadan yollarına devam etmelerini sağlıyor.”

Bakanlığın ülke genelinde yürüttüğü eğitim seferberliğinin en önemli ayaklarından birinin özürlü çocukları eğitimi alanında yapılanlar olduğunu söyleyen Bakan Çubukçu, “Hem Ankara'da hem ülkemiz genelinde hükümet olarak hedefimiz özür türü ve derecesi ne olursa olsun bu bireylerin eşit koşullarda insan onuruna yarışır bir hayat sürdürme, eğitim alma ve toplumun her alanında yer alma hakkına sahip olmalarıdır” dedi.

Bakan Çubukçu, Ankara'da il genelindeki 22 okulda 1463 engelli öğrencinin eğitim gördüğünü, ilköğretim okulları bünyesinde açılan 65 özel alt sınıfta 718 öğrencinin hizmet aldığını, ayrıca 156 eğitim ve rehabilitasyon kurumunda 17 bin 194 öğrencinin okuduğunu anlattı.

Eğitime katkıda bulunan hayırsever kişi ve kuruluşlara teşekkür eden Bakan Çubukçu, “Türkiye'yi geleceğe ve bilgi toplumuna taşıyacak kurumlarımıza bugün yenilerini ekliyorsak eğer, önümüze daha ileri hedefler koyabiliyorsak, umudumuzu ve inancımızı bu kadar diri tutuyorsak, bu en çok da eğitim gönüllülerinin ve eğitime ve bu ülkenin geleceğine el vermesiyle mümkündür” diye konuştu.

Ankara Valisi Kemal Önal da bugün toplu açılışı yapılacak toplam 1977 derslikli 127 okulun toplam 277 milyon TL'ye mal olduğunu, okulların kamu kaynaklarının yanı sıra hayırsever kişi ve kurumların katkısıyla yaptırıldığını anlattı.

2009-2010 eğitim öğretim yılının ikinci yarısının bugün başladığını anımsatan Önal, Ankara'da 1571 eğitim-öğretim kurumunda 24 bin 629 derslikte 877 bin öğrencinin öğrenim gördüğünü kaydetti. Ankara'nın sürekli göç alan ve nüfusu hızla artan bir şehir olduğunu ifade eden Önal, Ankara'nın imkanlarının büyük kısmını eğitim ve öğretim için seferber ettiklerini söyledi. Önal, “Sadece kamu kaynaklarından eğitim sektörüne aktarılan pay son 6 yılda 788 milyon TL'dir. Bunun 210 milyon TL'si özel idare, 578 milyon TL'si de genel idare kaynaklarından karşılanmaktadır” dedi.

Önal, Ankara'da, eğitim için yürütülen kampanyalar kapsamında hayırseverlerden 276 milyon TL'lik katkı sağlandığını ifade etti. Ankara'da okullaşma oranlarının bugün okul öncesinde yüzde 40, ilköğretimde yüzde 99,47, ortaöğretimde de yüzde 76 olduğunu belirten Önal, “Okul açmak geleceğe ışık tutmak, aydınlığa koşmak demektir” diye konuştu.

Konuşmaların ardından, 127 okuldan 3'ünün açılışı salondan canlı bağlantılar aracılığıyla gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan, önce Gölbaşı TOKİ Şehit Bülent Göker İlköğretim Okulu ile bağlantı kurdu ve okulun görüntülerinin aktarılmasını istedi. Görüntülerin aktarılmasının ardından, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar yaptığı konuşmada, bölgede 5 bin konut bulunduğunu, 3 ilköğretim okulu, 2 lise, 300 kişi kapasiteli pansiyon ile 2 kreş ve sağlık ocağının bölgeye hizmet vereceğini anlattı.

Bayraktar bugün Ankara'da açılışı yapılacak okullardan 20 adetinin TOKİ tarafından yaptırıldığını belirtti. Bayraktar'ın konuşmasından sonra, Başbakan Erdoğan, “Makas sizde, kurdele önünüzde. Hayırlı olsun'' diyerek açılışı yapmalarını istedi. Bayraktar ve beraberindekiler de kurdeleyi keserek açılışı gerçekleştirdi. Anadolu Gösteri Merkezi'ndeki törende, Eryaman Türkkonut ilköğretim Okulu ile Batıkent Kız Meslek Lisesinin açılışları da aynı yöntemle gerçekleştirildi.

Törenlerde Etimesgut ve Yenimahalle kaymakamları açılacak okullara ilişkin bilgi vererek, kurdeleleri kestiler.

Canlı bağlantılarla yapılan açılışların ardından kalan 124 okulun açılışını da Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu ve törene katılanlarla birlikte gerçekleştirdi.

Başbakan Erdoğan, emeği geçenlere de plaket verdi. Başbakan Erdoğan, salondan ayrılırken törende halk oyunu gösterisi sunan Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi öğrencileri ile sohbet etti, gösteri için kutladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri