Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama:
Salgının hâlâ etkili olduğu bir dönemde yüz yüze eğitime katılan sınıfların genişlemesiyle ilgili MEB kararı, “Salgın koşullarında eğitim nasıl olmalı?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Öncelikle tüm önlemler alınarak bir an önce yüz yüze eğitime geçilmesi ile ilgili görüşümüzün altını bir kez daha kalın şekilde çizmek gerekmektedir. Uzaktan eğitimin eşitsizlikleri derinleştirdiğini, okulun ve yüz yüze eğitimin öğrencinin kişisel gelişimi açısından belirleyici öneme sahip olduğunu ve okulun çocuğun korunmasına dönük en önemli denetim unsuru olduğunu unutmamak gerekir. Ayrıca, yüz yüze eğitime uzun süre ara verildiğinde, okulların kapalı kaldığı süre uzadığında okul terk oranlarının yükseldiğini biliyoruz. Bu nedenle yüz yüze eğitimde ısrar etmek, öğrencilerin bireysel eğitim hakkı ile birlikte toplumların ortak geleceği ile de ilgilidir.
Yüz yüze eğitime geçiş ise ancak okulların tam güvenli ve sağlıklı koşullara sahip olması ile mümkün. Bunun ön koşulu da salgının belirli bir aşamaya geriletilmesi veya kısmen de olsa kontrol altına alınması ile mümkün. Aksi durumda salgının okullardan başlayarak yeniden artması kuvvetle muhtemel. Ayrıca okullarda yüz yüze eğitimin genişletilmesi kararı ancak gerekli tüm önlemlerin eksiksiz alınması ve uygulanmasını zorunlu hale getirmektedir. Okullarda henüz önlemler ve gerekli koruyucu malzeme tam değildir. Milli Eğitim Bakanı, okullarda pandemi ile mücadele kurullarının tüm okullarda kurulduğunu açıklamaktadır ancak, bu şekilde oluşturulmuş kurullar bulunmadığını belirtmemiz gerekiyor.
Okullarda bulunacak öğretmen, öğrenci ve tüm eğitim emekçileri için maske ve siperlik mutlaka 12 Ekim’den önce yeterli sayıda temin edilmelidir. Öğrencilere maske dağıtımının sürekliliği en önemli konulardan biri olacaktır. Ayrıca pansiyonlu okullarda okuyan ve yatakhanelerde kalacak öğrencilerimizin sağlığıyla ilgili tüm önlemlerin eksiksiz alınması gerekmektedir. Bu konuda da yeterli hazırlığın yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerekir. Sendikamız okullarda alınan ve alınmayan önlemleri, temin edilen ve edilmeyen koruyucu ve temizlik malzemelerini yakından takip edecek ve konu hakkında kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecektir.
Yüz yüze ve uzaktan yapılacak derslerin belirlenmesi konusunda okul yönetimlerine bırakılan yetkinin pek çok kurumda sorunlara neden olduğuna tanıklık ediyoruz. MEB, bu konuda öğretmenlerin karar alma süreçlerine katılmasına dönük düzenlemeler yapmalıdır. Yüz yüze eğitimle birlikte uzaktan eğitimin de devam etmesi, öğretmenlerin üzerindeki iş yükünü artırmaktadır. MEB’in merkezi olarak yapması gereken, konuların ve kazanımların seyreltilmesi gibi işleri de öğretmenlere bırakması, öğretmenlerin çalışma sürelerini artırmaktadır. Bu konuda MEB sorumluluk almalı ve öğretmenlerin iş yükünü hafifletmelidir.
12 EKİM’DE YÜZ YÜZE EĞİTİME BAŞLAYACAK DEĞERLİ ÖĞRETMEN ARKADAŞIMIZ,
Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin sağlığı her şeyden önemlidir. Derse başlamadan önce okulun, dersliklerin ve okulun tüm kullanım alanlarının sağlık açısından güvenli olup olmadığını mutlaka kontrol etmelisin. Sana ve öğrencilere maske dağıtımı yapılması ve okuldan içeri girerken ateş ölçümü yapılması gerektiğini unutma. Okulun genel olarak veya sınıfının sağlık açısından güvenli olmadığını düşünüyorsan bu durumu mutlaka tutanak altına almalısın. Tutanağı ekleyeceğin bir dilekçeyle, gerekli önlemlerin alınması için kurum müdürlüğüne yazılı olarak başvurmalısın. Sorun hâlâ devam ediyorsa bu durumu mutlaka EĞİTİM SEN iş yeri temsilcisine veya sana en yakın EĞİTİM SEN şubesi veya temsilciliğine bildirmelisin. Sağlığınla ilgili riskli koşullarda kimse seni çalışmaya zorlayamaz. Emekçilerin hakları var ve gerektiğinde bunu kullanmakta tereddüt etmeyecekler.
Eğitim emekçileri sadece kendilerini değil, öğrencilerini ve dolayısıyla halkın sağlığını ve hakkını korumak için mücadele ediyor. Hiçbir eğitim emekçisi arkadaşımız yalnız değil, EĞİTİM SEN var.