Türk Eğitim-Sen, Maarif Kongresi’nin 100’üncü yılında düzenlediği 2. Maarif Kongresi başladı. Türk Eğitim-Sen tarafından UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun desteği ile düzenlenen 2. Maarif Kongresi; Türk eğitimine, Türk bilim hayatına ve 2023 sonrasında Türk devletine insan kaynağının niteliğini artırmak amacıyla eğitim alanında yol haritası belirlemek için gerçekleştiriliyor.
2. Maarif Kongresi’nin açılış oturumu 14 Temmuz tarihinde bugün Cumhuriyet Müzesi olarak faaliyette bulunan 2. TBMM Genel Kurul Salonunda gerçekleştirildi. Kongrenin açılış oturumu Türk Eğitim-Sen’in facebook sayfası ve youtube kanalından canlı olarak yayınlandı.
Ev sahipliğini Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın yaptığı 2. Maarif Kongresi’ne Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ziya Selçuk, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Prof. Dr. Adnan Boyacı, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı, Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Buluç, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Selvi, İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, Türkav Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, Türk Eğitim-Sen Genel Merkez Yöneticileri, Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu, Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nurullah Albayrak, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mustafa Tümer, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkanı Mustafa Yorulmaz, Türk Emekli-Sen Genel Başkanı Osman Özdemir, çok sayıda akademisyen, bilim insanı, öğretmen ve eğitimci katıldı.
Kongre’nin açılış oturumu saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra kürsüye gelen Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan Kongre’nin açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasında 1. Maarif Kongresi’nin, o dönem eğitimin durumu ve toplumsal ihtiyaçlar adına kapsamlı bir değerlendirme yapmış olması ve genç Cumhuriyet’e bir yol haritası çizen bir organizasyon olması itibariyle özel olarak hatırlanması ve ihya edilmesi gereken bir toplantı olduğunu bildiren Geylan, Cumhuriyet tarihimiz boyunca Maarif Kongresi adıyla ikinci bir toplantının söz konusu olmadığını söyledi.
Geylan, bu itibarla, Türk Eğitim Sen olarak başta Başöğretmen Atatürk olmak üzere hem 1. Maarif Kongresi’nin tüm emektarlarını minnetle anmak hem de Türk milli eğitiminin her husus ve aşamasına dair eğitimin paydaşlarını bir araya getirmek üzere yüzüncü yıldönümünde 2. Maarif Kongresi’ni düzenlemeye karar verdiklerini bildirdi.
Genel Başkan Geylan konuşmasında şunları dile getirdi:
“Yirmi birinci yüzyılın baş döndürücü gelişmeleri hepimizin malumudur. Küresel salgının bütün dünyada kendisini gösterdiği şu günlerde, eğitilmiş insan gücünün stratejik bir üstünlük olarak kabul edildiği artık tescil edilmiştir. Eğitim; toplumsal barışın, kalkınmanın, bağımsızlığın, sağlığın, adaletin, güvenliğin velhasıl toplumun ihtiyaç duyduğu bütün alanların ana omurgası ve temel taşıdır.
Milletlerin kendi milli hedefleri ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim modelleri belirlemeleri; bireyin ve toplumun kendini geliştirerek kendi ayakları üzerinde durmasının tek gerçek yolu olarak kabul edilmektedir. Ziya Gökalp’in dediği gibi, eğitimin ve hedefin milli olması, elzem olarak değerlendirilmelidir. Toplumsal kalkınmanın taşıyıcısı olan milli eğitim modeli, ülkenin bu alandaki bütün paydaşlarının katılımı ve önerileri ile oluşturulduğu takdirde, kapsayıcı ve bütünleştirici bir hüviyet kazanarak ülkenin ihtiyaçlarına karşılık verebilecektir.
Türk milleti, geçmişte yaşadığı olumsuzlukları kendi içinden bir kurtarıcı çıkararak bertaraf edebilmiştir. Bu gerçek, milletimizin birikimlerinin bir neticesi olarak Türk tarihinde defalarca tecelli etmiştir. Bir toplumun kendi geleneğinden getirdiği deneyimle, ideal insanı elde etmek için uyguladığı çocuk yetiştirme biçimi ve bunun bilgisi olarak karşımıza çıkan eğitim kurumu, doğru yönlendirildiği ve mensuplarına imkân verildiği zaman meyvelerini cömertçe sunmaktadır. Bilge Tonyukuk, Bilge Kağan, Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk, El Cezire, Ali Kuşçu, Gazi Yaşargil, Özlem Türeci, Aziz Sancar, Oktay Sinanoğlu, Cahit Arf, Canan Dağdeviren, Nurcan Taylan, Uğur Şahin gibi pek çok değeri tarihte ve bugün bünyesinde yetiştiren Türk milleti, tarihin kendisine biçtiği görevi, eğitim ve öğretim yoluyla sahip olduğu nitelikli insan hazinesi ile gerçekleştirmiştir.
Hiç şüphe yoktur ki, Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından birisi de I. Dünya Savaşı sonrasında ülkemizi işgal eden güçlere karşı başlatmış olduğumuz Milli Mücadele hareketi olmuştur. Türk millî mücadelesinin 19 Mayıs 1919 tarihinde başladığı süreci, millet olarak yazacağımız destanın ilk bölümü olarak değerlendirilebiliriz. Biliyoruz ki, Atatürk daha Milli Mücadeleyi zihninde kurgularken, bunu sadece necip Türk milletine güvenerek ve milletin çalışkanlık ve azmi ile başarılabileceğine inanıyor, bu inancını da her fırsatta dile getiriyordu.
Mustafa Kemal’in Türk gençliğine seslenirken “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” vurgusu, O’nun bu aziz milletin bütün zorlukları kendi öz kaynakları ile yenebileceğine olan güveninin en açık ifadesidir.
Milli mücadelenin zaferle sonuçlanacağına inanan Atatürk ve yol arkadaşları sonraki adımları da planlamaktaydı. Onlar, zaman kaybetmeden muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanın eğitim ile mümkün olacağını çok iyi biliyorlardı.
19 Mayıs 1919 günü başlayan milli mücadelenin, cephede kazanılan kısmı kadar, cephe gerisi ve zafer sonrasının da planlanması ihtiyacı Atatürk’ün ve yakın çalışma arkadaşlarının zihninde her daim önemli bir yer tutuyordu.
Atatürk, bu sorunun çözümünü de yine bütün çıkmazların çaresini bulduğu Türk milletinin yüreğinde ve irfanında aramaya karar vermiştir. Necip Türk milleti, bir yandan cephede düşmanı boğarken, diğer yandan da cehalete karşı zafer kazanacaktı. Çünkü cephede kazanılan parlak zaferlerin, kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusu ile mümkün olacaktı. Türk milleti yedi düvele karşı elde ettiği bağımsızlığı, eğitim marifetiyle sanayi ve ekonomi başta olmak üzere tüm alanlara yayacaktı.
Bu amaçla Atatürk aydınlara, eğitimcilere ve eğitim yöneticilerine başvurarak geniş kapsamlı bir meclis oluşturdu. 15 Temmuz 1921’de Türkiye’nin dört bir tarafından gelen katılımcılar ile Ankara’da Maarif Kongresi’ni topladı. Düşmanın Polatlı’ya kadar geldiği yani savaşın en çetin günlerinde düzenlenen Maarif Kongresi’ne ordunun Başkumandanı olan Atatürk’ün bizzat katılıp, büyük bir titizlikle takip etmesi, O’nun eğitime verdiği önemin en büyük işareti ve bugünün kamu yöneticilerine en önemli mesajı ve mirasıdır.
Bu tutum, 1923 yılında Türk Devleti’nin geçeceği yeni yönetim biçiminin ardından toplumsal kalkınmanın kilidinin eğitimde olduğuna dair şuurun somut göstergesidir. 15 Temmuz 1921 tarihinde başlayan 1. Maarif Kongresi, 1923 sonrası yaşanan toplumsal dönüşüm ve muasır medeniyet yolunda atılacak adımların eğitimle kozasının örüldüğü bir toplantı olarak Türk tarihinde önemli bir yer tutmuştur.
Maarif Kongresi’nden sonraki süreçte 1923’ten 1926’ya kadar Heyet-i İlmiye toplantıları adı altında, 1939’dan 2014’e kadar da Milli Eğitim Şuraları olarak benzeri toplantılarla Türk Milli Eğitimine dair süreçler işletilmiştir.
Fakat 1. Maarif Kongresi, o dönem eğitimin durumu ve toplumsal ihtiyaçlar adına kapsamlı bir değerlendirme yapmış olması ve genç Cumhuriyet’e bir yol haritası çizen bir organizasyon olması itibariyle özel olarak hatırlanması ve ihya edilmesi gereken bir toplantıdır.
Bilindiği üzere Cumhuriyet tarihimiz boyunca Maarif Kongresi adıyla ikinci bir toplantı söz konusu değildir. Bu itibarla, Türk Eğitim Sen olarak başta Başöğretmenimiz Atatürk olmak üzere hem 1. Maarif Kongresi’nin tüm emektarlarını minnetle anmak hem de Türk milli eğitiminin her husus ve aşamasına dair eğitimin paydaşlarını bir araya getirmek üzere 2019 yılında almış olduğumuz bir karar ile yüzüncü yıldönümünde 2. Maarif Kongresi’ni düzenlemeye karar verdik.
Gururla ifade ediyorum ki; 2. Maarif Kongresi’ni düzenleme şerefi de en çok tarihimize ve ecdadımıza sadakati hücrelerinin her zerresinde taşıyan Türkiye sevdalısı Türk Eğitim Sen’lilere yakışırdı. Şükürler olsun.
İnanıyoruz ki; nasıl 1. Maarif Kongresi 1923’e yani Cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yolun taşlarını döşemiş ise, irfan ordusu 2. Maarif Kongresi ile de 2023 sonrasına yani Türk Devletinin daha güçlü ve daha müreffeh ikinci yüz yılına omuz verecektir.
Türk Eğitim-Sen olarak, her durum ve şartta Türk milletinden yana taraf olma düsturumuzla 2023’e bir hazırlık ve bir yol haritası belirlemek amacıyla, Ankara’da, yüz yıl sonra, aynı ruh ve heyecanla 2. Maarif Kongresi’ni gerçekleştirmenin haklı onurunu yaşıyoruz.
Kongre kapsamında, Ocak ayından itibaren Türk eğitimine ilişkin tespit ettiğimiz nokta atışlı sorunlar ile tematik çalıştaylar düzenledik. 2023’e Doğru Dijital Eğitim, Öğretmen Yetiştirme, Mesleki ve Teknik Eğitim, Özel Eğitim, PDR, Temel Eğitim, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemleri, Din Eğitimi, Değerler Eğitimi, Müfredat (Eğitim Öğretim Programları) başlıkları altında düzenlediğimiz 10 adet çalıştayımızın raporlarını yayınlayarak Türk eğitiminin hizmetine sunduk.
Sürecin final programı olarak da bugün açılış oturumunu gerçekleştirdiğimiz bir akademik kongre tertip ettik. Kongremizin her bir oturumunu 1. Maarif Kongresi katılımcılarına ithaf ederek onların hatırlanmasını ve ayrıca salon oturumlarını da PKK tarafından şehit edilen öğretmenlerimize ithaf ederek, irfan ordusunun hem cehalet hem de ihanet karşısında nasıl dik durduğunu bir kez daha göstermeyi amaçladık.
2. Maarif Kongresi takvimi kapsamında, Türk eğitiminin paydaşlarının katkıları ile tespit ettiğimiz 52 başlık üzerinden sendikamız teşkilatları marifetiyle ilçe çalıştayları düzenledik. Şubelerimiz tarafından tertip edilen ve ilçe temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen il çalıştaylarında hazırlanan il raporları Kongre kapsamında gerçekleştirilecek ve iki gün sürecek “Büyük Öğretmen Kurultayı”nda Türkiye Raporu’na dönüştürülerek Türk eğitim sisteminin hizmetine sunulacaktır.
Bunların yanı sıra 2. Maarif Kongresi kapsamında “Atatürk, Maarif Kongresi ve Türk Eğitim Tarihi” başlıklı sergi ile 400 civarında belge ve fotoğraftan oluşan bir sanal sergi gerçekleştireceğiz.
Ayrıca Maarif Kongresi süresince, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Aziz Sancar, Timsal Karabekir gibi Türk eğitiminin yetiştirdiği önemli değerlerin de katılımıyla 12 tematik panel gerçekleştireceğiz. Panellerimiz, sendikamızın sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlanacağı gibi oturumlarda yapılan sunumlar da yayın haline getirilerek tarihe not düşmek adına ilgililer ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.
2. Maarif Kongresi kapsamındaki etkinlik ve çalıştayları düzenlerken bizlere ve dolayısıyla Türk eğitimine desteklerini esirgemeyen UNESCO Türkiye Milli Komisyonuna, Türkiye Kamu-Sen’imizin kıymetli Genel Başkanı ve yöneticilerine, Büyük Öğretmen Kurultayı il temsilcilerine, sergimiz için katkı sunan koleksiyonerlere, davetli konuşmacılarımıza, kongre katılımcılarımız ile başta Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk olmak üzere kongremizi şereflendiren siz tüm değerli konuklarımıza teşekkür ediyorum.
Ve özellikle, Sayın Bakan Yardımcımız Nadir Alparslan nezdinde, Maarif Kongresi’nin ruhuna ve anlamına yaraşır bu mekanı tahsis eden Kültür ve Turizme Bakanlığı’mıza da ayrıca ve hassaten teşekkür ediyorum.
Bu tarihi kongrenin Türk milli eğitiminin ve güzel ülkemizin geleceğine hayırlar getirmesini temenni ederim.
Ve;
Başta Başöğretmenimiz Atatürk başta olmak üzere kahraman ve fedakâr ecdadımızın manevi huzuruna hitaben, bu salonda bulunan tüm hazirun adına son söz olarak diyorum ki;
Türk eğitimcileri olarak; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye yılmadan, bıkmadan, usanmadan devam edeceğiz. Cumhuriyeti siz kurdunuz, onu yaşatacak ve yükseltecek olan bizleriz. En kıymetli hazinemiz olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığı ve milletimizin bağımsızlığı için üstlenmiş olduğumuz sorumluluğun bilincindeyiz. Fikirlerinizin ışığında sorumluluğumuzun gereğini her durum ve koşulda yerine getireceğimizin sözünü veriyor, aziz hatıranız önünde saygı ve hürmetle eğiliyoruz.”
Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ziya Selçuk da kongrede bir konuşma yaptı. Selçuk konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu kongrenin çok ayrı bir önemi vardır. 6 Mayıs 1920’de Maarif Vekilliği adı altında kurulan teşkilatın bir çekirdek olarak daha sonradan geliştirilmesi tarihi bir hadise. Her zaman vurgulandığı gibi milli mücadele devam ederken böyle bir kongrenin toplanmış olması ve bu toplanma sırasında da aslında ortada bulunan tahayyülün nasıl bir gelecek tasavvurunu içinde barındırdığı anlamında çok ayrı bir değeri var. Çünkü savaşın ortasında hayal edilen ya da bir an önce yapılması istenen davranışlar, hal ve hareketlerin daha ziyade savaşın sıcaklığıyla alakalı olması icap ederken aslında meselenin daha büyük bir perspektiften çok daha büyük bir fotoğrafla ele alındığını görüyoruz.”
25 Kasım 1920’de Meclis'te alınan bir kararla öğretmen ve öğrenciler için askerlik yükümlülüklerinin de kaldırıldığını belirten Bakan Selçuk, “Bu, aslında başka bir mesaj çünkü Çanakkale'den itibaren yaşadığımız birçok hadisenin aslında bir devletin geleceğiyle nasıl alakalı olduğunun da bir göstergesi. 1921 Maarif Kongresi, dünyanın yeni şartlarında ulusal birliğin gerçekten tehdit altında olduğu bir dönemde yapılıyor ve Türk milleti için Kurtuluş Savaşı'nın öneminin, sadece savaşın kendisiyle ilgili değil bir maarif davasıyla ilgili olduğunun da altını çiziyor. Maarif Kongresi'nde eğitim ve kültür politikalarına yönelik ortaya konulan bakış açısı, aslında bir çekirdek mahiyetinde ve bir hiza taşı gibi ortaya konulan bir yaklaşım. Bu kongre, okul ve öğrenci mevcudunu tespit etmek, yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve geleceğe dair birtakım tasarımları ortaya çıkarmak için toplanıyor. Tarihimizde Başöğretmen Atatürk’ün eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşüncelerini, yapacağı çalışmaları, bu çalışmaların esasını ortaya koyan bir yol haritasıyla karşımıza çıkıyor.
Elbette yol bitmez, yol uzundur ve yolun zamanın ruhuna uygun bir şekilde dönüşmesi, dönüştürülmesi, yaşanması, yaşatılması gerekiyor. İşte tam da bu nedenle, bizim bugün de eğitim tarihimizin ortaya koyduğu bu fotoğrafı yeniden tarif edip, yorumlayıp, geleceğin ihtiyaçları doğrultusunda ele almamız icap ediyor. Bu kongre, tarihi kararlar olarak elbette düşünülebilir ama her tarihi karar, aslında şu anın da kararıdır. O yüzden bu kararları sadece geçmişte olup bitmiş bir hadise olarak değil, geçmişi ve geleceği bütünleyen bir işaret fişeği olarak görmekte de yarar var” diye konuştu.
Selçuk, eğitimin bir milli güvenlik meselesi de olduğunu da söyledi. Toplumların bilim, teknoloji ve eğitimdeki güçleri sayesinde varlıklarını sürdürme gayreti içinde olduğunu ifade eden Selçuk, şöyle konuştu: “2023 eğitim vizyonu, bu ülkenin birlikte, el ele, iş birliği içerisinde, ayırmadan, kayırmadan, bütün evlatlarını evladımız bilerek nasıl bir yolculuk yapmamız gerektiğine dair bir hikâyeyi içinde barındırır ve bu çerçevede de tüm arkadaşlarımızla beraber elimizden gelen çabayı göstermeye çalışıyoruz. Elbette eğitim vasıtasıyla her ülke kendi ortak paydasını, ortak hayalini de oluşturur. ‘Bu coğrafyada yaşayan herkesin ortak hayali nedir?’ sorusunun yanıtını da ortaya koyar ve bu sorunun ortaya koyduğu cevabın da aslında bizim ulaşmamız gereken bir hedef olduğunu, hayalden hedefe bir yolculuk olduğunu da gösterir. Bundan dolayı, bizim eğitimle ilgili ortaya koyduğumuz perspektifin aslında bir toplumun ortak paydası, ortak hayali, ortak geleceği, ortak mirası demek olduğunun da farkında olmakta yarar var. Tıpkı 1921 Maarif kongresinde olduğu gibi biz, ne yapmak istediğimizi, neleri hayal ettiğimizi yeniden yorumlamak zorundayız”
Selçuk ayrıca, “2023 vizyon belgesinde de bir denklem çözer gibi, satranç oynar gibi adım adım eğitim sisteminin bütün bileşenlerini birbirleriyle etkileşim örüntüsü içinde ele almak hedefleniyor. İşte tam da bu yüzden eğitimi tam da bir proje olarak, bir gelecek vizyonu ve misyonu olarak görmek istiyoruz” dedi.
Bugün dünyanın ihtiyacı olan tüm becerilerin buradaki çocukların da ihtiyacı olduğunu ancak bu coğrafyanın kendine has ayrıca ihtiyaçları olduğunun da unutulmaması gerektiğini vurgulayan Selçuk, bunların, bu topraklarda yorumlanarak evrensele doğru yürümesi gerektiğini söyledi. Milliden evrensele doğru bir gidişten söz ettiğini ancak bunların birbirine tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayan Selçuk, “Bir bütün olduğunun da farkında olarak bir medeniyet anlayışı içerisinde hareket etmekte yarar var” dedi.
Çocukların zihinlerini ele geçirmeye çalışan mekanizmaları engellemek için çalıştıklarını ifade eden Bakan Selçuk, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Gereğini yapacağız ve çocuklara sahip çıkacağız ama kendimizin kopyası olarak değil. Onların kendi yaratılışlarına hürmet ederek, onların kendi ruhlarındaki potansiyele saygı göstererek eğitimin dışarıdan içeriye verilen bir müfredat paketi olarak değil, yaradılışta her bir çocuğun içine kurulmuş olan müfredatı açığa çıkarabilecek ortamı oluşturabilme maksadıyla yapılan bir eğitimden söz etmek gerekir. Her çocuğun müfredatı kendi içinde saklıdır. Onu açığa çıkaracak ortamı oluşturmak öğretmenliktir. Öğretmenlik esasen bir çocuğa öğretmekten ziyade kişinin kendi olgunlaşma yolculuğunu yaşamasıdır.”
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un konuşmasının ardından Bakan ile kongre katılımcıları II. TBMM binası önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.
2. Maarif Kongresi, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” adıyla düzenlenen açılış paneli ile devam etti. Gazi Mustafa Kemal Açılış Panelinin Başkanlığını MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Sayın Prof. Dr. Adnan Boyacı yürütürken; Prof. Dr. Hilmi Demir, Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş, Prof. Dr. İrfan Erdoğan ve Ali Baltacıoğlu birer konuşma yaptı.
Açılış oturumunun ardından “Atatürk, Türk Eğitim Tarihi ve Maarif Kongresi Sanal Sergi” açılışı gerçekleştirildi. Türk tarihine damga vuran eğitimci-yazar İsmail Hakkı Baltacıoğlu da kongremizle minnetle yad edildi. Kongrede “İsmail Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu” açılışı ve Ali Baltacıoğlu’nun babası İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nu anlattığı söyleşi gerçekleştirildi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, kongre katılımcılarıyla birlikte Anıtkabir ziyareti gerçekleştirdi. Genel Başkan Talip Geylan Anıtkabir özel defterine şunları yazdı:
“Cumhuriyetimizin kurucusu
Başöğretmenimiz aziz Atatürk;
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye ant içmiş Türk eğitimcileri olarak, manevi huzurunuzda bulunmanın sevinç ve onurunu yaşıyoruz.
Maarif Kongresi, güzel yurdumuzun dört bir yandan işgal edildiği, kahraman ordumuzun milletimizin bağımsızlığı için çetin bir mücadele yürüttüğü bir ortamda 15 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanmıştı. Muharebe meydanlarında elde edilecek parlak zaferin kalıcı sonuçlar verebilmesinin ancak eğitimle mümkün olacağını çok iyi bilen irfan ordusu, bu kongre ile 1923’e yani Cumhuriyet’in ilanına giden yolu döşemişti.
İşte bugün 100. yıldönümünde yine Ankara’da 2. Maarif Kongresi toplanıyor. Ülkemizin topyekün kalınmasının ve tam bağımsızlığının, eğitimin ve bilimin rehberliğinde mümkün olacağını çok iyi bilen eğitimciler, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yani 2023 sonrasında ihtiyaç duyacağımız insan kaynağının niteliğini artırmaya yönelik Türk eğitimine ve Türk bilim hayatına yol haritası belirlemek için bir araya geliyor.
Büyük Atatürk;
Cumhuriyeti siz kurdunuz, onu yaşatacak ve yükseltecek olan bizleriz. En kıymetli hazinemiz olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığı ve milletimizin bağımsızlığı için üstlenmiş olduğumuz sorumluluğun bilincindeyiz. Fikirlerinizin ışığında sorumluluğumuzun gereğini her durum ve koşulda yerine getireceğimizin sözünü veriyor, aziz hatıranız önünde saygı ve hürmetle eğiliyoruz.”
14 Temmuz tarihinde akşam saat 20.00’de ise ünlü tarihçi Prof. Dr. İLBER ORTAYLI, Nobel Kimya ödülü sahibi Prof. Dr. AZİZ SANCAR, Doç. Dr. YALÇIN BAY, Prof. Dr. TİMUR KOCAOĞLU ve Uzman GÜLNARA SEİTVANİYEVA’nın konuşmacı olarak katıldığı 2023’e Doğru Maarif Kongresi “Dilde, Fikirde, İşte ve Eğitimde Birlik” konulu panel düzenlenecek. Bu panel de Türk Eğitim-Sen’in facebook sayfası ve youtube kanalından canlı olarak yayınlanacak.
Kongrenin 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde yapılacak bölümünde de eş zamanlı oturumlar düzenlenecek. Kongremizde her oturum birinci maarif kongresine katılarak ülkemize hizmet eden zirve şahsiyetlere ithaf edilerek onların aziz hatıralarının da yad edilmesi sağlandı. 2. Maarif Kongresi’nde 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde Hamdullah Suphi Tanrıöver Oturumu, Ziya Gökalp Oturumu, Reşit Galip Oturumu, İsmail Hakkı Baltacıoğlu Oturumu, Halide Edip Adıvar Oturumu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Oturumu, Nafi Atıf Kansu Oturumu, Adnan Adıvar Oturumu, Veled Çelebi Efendi Oturumu olmak üzere 9 ayrı ana oturum düzenlenecek.
9 ana oturumun her biri kendi içinde eş zamanlı oturumlarla gerçekleştirilecek. Bu eş zamanlı oturumlar toplam 54 oturumdan oluşacak. 54 oturum ise; 1. Maarif Kongresi’ne katılan zirve şahsiyetler, öğretmenlik görevini icra ederken PKK terör örgütü tarafından katledilen şehit öğretmenlerimiz ve tarihi isimler anısına düzenlendi.
2. Maarif Kongresi kapsamında aynı zamanda 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde “BÜYÜK ÖĞRETMEN KURULTAYI” da gerçekleştirilecek. Şubelerimiz tarafından yapılan ilçe ve il komisyon çalışmaları 52 başlık altında gerçekleştirilmiş ve raporlar hazırlanmış olup, yine bu 52 başlıkta TÜRKİYE RAPORU’NU hazırlayacak.