100 bin kaçak Ermeni nefret olmadığının kanıtı

Bernhard Zand ve Daniel Steinvorth'un sorularını yanıtlayan Bağış'ın röportajının göze çarpan bölümleri şöyle:


Sayın Bağış, neden Türkiye'nin AB işlerinden sorumlu bir bakanı hâlâ var? Avrupa ülkenizde ölü bir konu değil mi?
Kesinlikle hayır. Hükümetim başka herhangi hükümetten çok daha fazla enerjiyi reform sürecine yatırıyor. 2013'te üyeliğe hazır olacağız.
Almanların sadece yüzde 17'si Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor.
İnanın bana, bir gün Avrupalılar AB'ye üye olsunlar diye Türk halkına başvuracak. Söyleyin bana, bana AB Türkiye'nin yardımı olmadan enerji krizini nasıl çözmeyi düşünüyor. Avrupa'nın gelecekteki enerji kaynaklarının büyük bölümü Türkiye üzerinden akmak zorunda. Ayrıca söyleyin ekonomik ve demografik sorunları nasıl çözeceksiniz? Avrupa'da yaş ortalaması 40, Türkiye'de 28. İş gücünü nereden bulacaksınız? Emekli maaşlarınızı kim ödeyecek?

Barış süreci yürüyor
Eğer ABD soykırımı resmen tanırsa, tepkiniz ne olur? İncirlik Üssü kapatılabilir mi? NATO'dan çıkar mısınız?
Bunu okurlarınızın hayal gücüne bırakacağım. Ancak bir şeyi hatırlatmama izin verin: Irak'taki ABD askerlerine giden lojistik desteğin yüzde 70'i İncirlik
Üssü'nden geçiyor.

“Soykırım” sözcüğünü reddediyorsunuz fakat Iğdır'da 1915'te ölen Türklere adanmış bir Soykırım Müzesi var.
Her aksiyon, reaksiyona yol açar. Bir gün o müzenin “Birlikte Yaşama Müzesi” veya “Ortak Acı Müzesi” haline getirilebileceği ihtimalini dışlamıyorum. Ermenilerin zor zamanlardan geçtiğini inkar etmiyorum.

Türkiye, Ermenilerin tazminat istemesinden mi endişe ediyor?
Biliyorsunuz, ülkemizde tahminen 100 bin yasadışı Ermeni göçmen var. Türkiye'de çalışarak yaşlılarına ve çocuklarına bakıyorlar. Bence bu halklar arasında nefret olmadığını gösteriyor. Aksine, yakınlaşmaya çabalıyoruz, iki ülke arasında bir barış süreci yürüyor.

Fakat o süreç tıkandı. Bu meselenin, AKP hükümeti, ordu ve laik elitin aynı safta yer aldığı ender konulardan olması sizi rahatsız etmiyor mu?
Hayır. Hükümetim sorunları çözmeye odaklandı. Ermenistan dahil tüm komşularla iyi komşuluk istiyoruz.

Eşcinsellik hastalık değil

Devam eden İslamizasyon'un işaretlerini görenler de var. Restoranların içki ruhsatları iptal ediliyor, gençler halk içinde el ele tutuştukları için tacize uğruyor, Aile Bakanı Aliye Kavaf eşcinselliği “hastalık” diye niteliyor.
Ona katılmıyorum. Bence eşcinsellik hastalık değil. Ancak ne tarihçi ne de doktorum. Türkiye'nin muhafazakarlaştığını gerçekten sanmıyorum. Sadece muhafazakarlar bugün çok daha görünür oldu.
Hürriyet