Şanlıurfa Milli Eğitim'de Neler Oluyor?
2017-2018 eğitim-öğretim yılı, tüm öğrenciler için yeni bir heyecan, veliler için beklenti ve kaygı, eğitim çalışanları içinse bazı sıkıntı ve belirsizliklerle başladı.
2017-2018 eğitim-öğretim yılı, tüm öğrenciler için yeni bir heyecan, veliler için beklenti ve kaygı, eğitim çalışanları içinse bazı sıkıntı ve belirsizliklerle başladı.
15 Temmuz’da, asıl amacı işgal, kullandığı yöntem darbe olan kalkışmayı en ağır biçimde birlikte yaşadık. Her şeye rağmen geçmişimizden süzülerek varlığını sürdürmüş değerlerimizi ve kimliğimizi canlı tutmak, atılım gücünü muhafaza etmek, daha da geliştirmek için eğitim asla ihmal edilmeyecek, ertelenmeyecek milli meselemizdir. Özelde Ortadoğu'nun genelde ise tüm dünyanın ateş çemberine döndüğü bugünlerde değişimin yönünü, mahiyetini isabetli kavramak, Şanlıurfa olarak yarınlara daha donanımlı hazırlanmak için eğitime her zamankinden daha fazla önem ve öncelik vermemiz gereken dönemlerden geçiyoruz.
Şanlıurfa Siyaset Arenasında Senkronize Bir Atmosfer Yakalandı
Yeni eğitim-öğretim yılına sıkıntılı bir atmosferde girdiğimiz aşikârdır. Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak ilimizin eğitimdeki temel sorunlarına, eğitim çalışanlarının ve camiasının meselelerine ilgisiz kalmamız beklenemez. Milli Eğitim Bakanlığımız, hinterlandı itibariyle uygulamaları ülke nüfusunun tamamını etkileyen bir pozisyona sahiptir. Ve dahi ilimizde eğitimi ilgilendiren tasarrufların da bu hinterland sebebiyle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her birimize ayrı ayrı maliyet üreteceği açıktır. 2017-2018 eğitim öğretim yılına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Ahmet Eşref Fakıbaba'nın liderliğinde, sayın Milletvekillerimizin ve sayın Valimizin gayretleri ile Şanlıurfa'ya aktarılan ve milyonlarla ifade edilen yatırımların mutluluğunu ve iftiharını yaşarken, Milli Eğitim Müdürlüğümüzdeki çalkantıların, bu olumlu atmosferi heba edecek bir yönetişim hatasına kurban edilme ihtimalinin kaygısını taşıyoruz. Bu şekilde senkronize bir ortam yakalayıp bunu yatırımlara dönüştürmek her zaman nasip olmayabilir. Bu minvalde başarılı olmanın yolu geçmişi inkar etmekle değil, geçmişin bakiyesinde birikmiş değerlerin sahiplenilmesi ve üzerine değer katılması ile olur. Son 14 yıldır Milli Eğitim alanında atılmış iyi niyetli adımların tamamını hiçe sayarak ters yüz edip, verileri çarpıtarak algı oluşturmak sorumluluk sahibi insanların uzak durması gereken konulardır.
Memur-Sen Vesayet Odaklarına Karşı "Yeni Türkiye" Mücadelesi Vermiştir
Başından sonuna kadar her aşamasını takip ettiğimiz, yaptığımız her kademedeki görüşmelerle Şanlıurfa'ya zarar verilmemesi için çaba harcadığımız, sesi her yerde anlaşılan bir koro olma yolunda umut verici adımların atıldığı son yıllarda, gelinen netice itibariyle birçok sesin birbirine karıştığı ve sonuçta hiçbir şeyin anlaşılmadığı günlere geri dönme tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu üzülerek görüyoruz. Gerek İl Milli Eğitim Müdürlüğünde, gerek ilimizin geleceğini şekillendiren siyasilerimizle, gerekse de Bakanlık düzeyinde yaptığımız görüşmelerde Şanlıurfa'nın devasa sorunlara sahip olduğunu, topyekün bir atakla ancak bu sorunların teşhis edilebileceğini, çözümü noktasında da sabırla ve kararlılıkla mücadele edilirse başarılı olunabileceğini vurguladık. Didaktik aforizmalarla bu sorunlara çözüm bulunamayacağı gibi, bilimsellikten ve gerçeklikten uzak hamasi cümlelerin de fayda değil zarar ürettiğini, çözümü değil çözümsüzlüğü tetiklediğini ifade ettik. Geçmişte yapılan yatırımları, sanki başka bir ülkenin hükümetine ait bir Bakanlık tarafından yapılmış gibi gösterip, aynı futbol takımını tutan taraftarların maç izlemesi gibi insanları itibar suikastına maruz bırakarak, devleti ve devletin kurumlarını ötekileştirici bir dille sopa olarak kullanıp, mevcut hükümet dışında hükümet etme iddiası ve çabasında olmak Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle "Eski Türkiye" refleksleridir. Memur-Sen ailesi olarak "Yeni Türkiye" yolunda, ülkemizin vesayet odaklarından temizlenip, "Milletin sözünün üstünde söz yoktur" düsturunun hakim kılınması için bugüne kadar her türlü bedeli ödedik, ödemeye de hazırız. Bizim tanıdığımız tek bir devlet otoritesi vardır ki, o da hepimizin memuru olarak görev yaptığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Bunun dışında paralel devlet arayışı içinde olanların, karanlık dehlizlerde devletçilik oynayanların, hukuksuzluklarına "devleti ve milleti" dillerinden düşürmeyerek alet edenlerin yıllar sonra yazılacak tarih kitaplarına, kapkara puntolarla konu olacakları günü beklediklerini hatırlatmamıza gerek yok. Milletin oyları ile işbaşına gelmiş meşru Hükümetleri "Devlet" şapkasını takarak tokatlamaya çalışanlar her seçim sonrasında milletin tokadını yemişlerdir.Böylelikle Devlet dediğimiz yapının, Hükümetlerin birimlerinden müteşekkil bir organizma olduğunu, Devleti sahiplenmek ile devletin sahibiymiş gibi davranmanın farkını anladılar. Hepimizin çatısı altında huzur içinde yaşamak maksadıyla çaba harcadığımız bu organizmanın sahibi millettir, dolayısıyla Devlet hepimizin ortak devletidir.
Kişiler Gelip Geçer Aslolan Eserlerdir
"Herkesin hatası ve eksikliği vardır" kaidesini hatırda tutarak, uzun yıllardan beri İl Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE biriminde görev yapan; yetenekleri, meziyetleri, vizyoner yapıları, mesai şartı olmaksızın çalışma prensipleri itibariyle Türkiye'ye mal olmuş bu ekibin itibar suikastına maruz bırakılmasına Şanlıurfa kamuoyunun gönlü razı değil. Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan robot müsabakasında bir Meslek Lisemizle beraber Türkiye'yi temsil eden, elini kullanamayan minik yavrumuza yaptıkları düşük maliyetli robot el ile ailesinin hayır dualarıyla belki de cenneti kazanan, Büyükşehir Belediyemizin katkılarıyla sayısız öğrenciyi ve öğretmenimizi hafta sonları ilimizin tarihi ve turistik mekanlarıyla buluşturan AR-GE ve STEM merkezi çalışanlarına reva görülen cümleler zülf-i yâre dokunmuş, eğitim çalışanlarının vicdanlarını yaralamıştır. Kalifiye bir çalışanın yetişmesinin ne kadar zor olduğunu 'derdi millet' olan herkes çok iyi bilir. Kişiler gelip geçer, aslolan eserlerdir. Devlet görevinde kişinin sorumluluğuna verilen her vazife veya görevlendirilen her kurum değerlidir.Devlet kurumlarında da hiç kimse vazgeçilmez değildir, ama hiç kimse. Milli Eğitimde göreve başlayacak yeni ekibin en az selefleri kadar başarı göstereceklerine olan inancımızı da muhafaza ettiğimizi açık yüreklilikle ifade ediyoruz. Ancak bir de Devlet adabı vardır ki, kişinin çalıştığı kurumda gösterdiği çabayı,iyi niyeti, ürettiği eserleri takdir eder, uğurlarken bile çalışanının gönlünü kazanır.
Şanlıurfa Teatral Bir Rüyanın Son Sahnesini Yaşıyor Gibi
TEOG sisteminin yerine tüm öğrencilerimizle velilerimizi memnun edecek doyurucu bir sistemin ikame edilebilmesi için elbirliği ile çabalamamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu yıl okullarda dağıtılan kitapların içerikleri ile ilgili her gün yeni bir skandal patlak veriyor. Öğretmen sayımızın 5'te 1'ine yakınını il dışına uğurlamış ve öğretmen açığının kapatılması için kalıcı çözümler bulma arayışındayız. Normal eğitime geçmeyi bırakın, hâlâ ilköğretim okulu olarak öğretim yapılan okullarımızın Bakanlığımızın hedefleri doğrultusunda ayrıştırılmaları ve "ikili öğretim" faciasından bir an önce kurtulabilecek kalıcı çareler üzerine yoğunlaşmamız gerekiyor. Mevsimlik tarım işçisi çocuklarımızın durumu, sözleşmeli öğretmenlerin aile bütünlüğü, okulların ders başı yapmış olmasına rağmen birçok okulda devam eden onarımlar, Bakanlığımızın tüm iyi niyetli çabalarına rağmen 7 bin civarında olan öğretmen açığımız... vesair sorunlarımızın çözümü için gece gündüz, dur durak bilmeden hep beraber çalışıp kafa yormamız gerekirken eğitim camiası olarak şunları konuşuyoruz: Mili Eğitim Müdürlüğünde çalışan tüm personelin odaları değişti, AR-GE ekibinde önce bireysel ayrılmalar yaşandı, ardından ekipteki 19 kişi görevden alındı. Okulların açılmasına az bir süre kala 5 İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı görevden alındı. Yine okullar açıldıktan sonra 3 İlçe Milli Eğitim Müdürünün görev yerleri değişti. Sırada ne gibi değişikliklerin olduğu da muamma... Bu cümleleri Şanlıurfa ilinde yaşamayan her hangi bir vatandaşımıza okusanız "Hayırdır! Biz 15 Temmuz'u atlattığımızı sanıyorduk." diyecektir. Çünkü başka türlü bu yaşananların ve yaşanması muhtemel vakıaların izahını yapmak mümkün değil. Ya biz 15 Temmuz'u atlatamadık, ya da Şanlıurfa kamuoyu olarak teatral bir rüyanın son sahnesindeyiz. Bu kadar köklü değişikliğin yapıldığı bir yerde kamuoyunun bilgilendirilmesi için mantıklı bir izaha ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bu çalışanlar başarısız oldukları için görevlerinden alındılarsa bunun tespitini yapacak belgeler var mıdır? Bir yolsuzluk, usulsüzlük veya memurun vakarına yakışmayacak bir şey varsa, açılan bir soruşturmaya dayanarak bu yola gidilmişse kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bu çalışanların tamamı aynı gerekçe ile mi görevlerinden alındı veya yerleri değiştirildi. Kamuoyunda bu tasarrufla ilgili oluşan intibadan ve dip basınçtan haberiniz var mı?
Milli Eğitim Sistemi Kişiler Üzerinden Değil Esaslar Üzerinden Yönetilmelidir
Şanlıurfa eğitim alanında hiçbirimizin istediği bir seviyede değildir, kabul etmek lazım ancak Şanlıurfa'nın ve Şanlıurfalının kendi sorunlarının üstesinden gelecek bir potansiyele sahip olduğunu da hatırlamak ve hatırlatmak gerekir. Bizim değerlerimiz parçalamayı değil birleştirmeyi, uçlarda gezinmeyi değil vasatı, iftirayı değil hakka şahitlik etmeyi salık verir. Ülkemizin ve komşularımızın önümüzdeki yüzyılını şekillendirecek olan 2019 referandumuna gidilen yolda, hiç kimsenin keyfi davranma, hata yapma lüksü yoktur. Hele hele Milli Eğitim Bakanlığı gibi devletin en önemli yapı taşı olan bir Bakanlıkta sorumlu makamlarda hizmet etmek üzere görevlendirilen herkesin, bin düşünüp bir konuşması lazım gelir.
Bizim tek bir kişiyi bile incitmemek, ötekileştirmemek, itibarsızlaştırmamak, hatta varsa incinen tek bir kişi onu da kazanmak gibi bir sorumluluğumuz varken tozu dumana katarak yol bulabilmemizin imkânı yoktur.
Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi olarak şahısların Milli Eğitim Sistemi'nin kişiler üzerinden değil esaslar üzerinden yönetilmesini önemsiyoruz. Bu minvalde kimlerin hangi görevden alınıp, kimlerin hangi göreve getirileceği, hangi eğitim çalışanına hangi görevlerin verileceği, İl Milli Eğitim Müdürünün, İlçe Milli Eğitim Müdürünün, Okul/Kurum Müdürünün yetkilerinde bulunan alanlarda hangi ilgili mevzuat çerçevesinde hangi tasarruflarda bulundukları ile ilgili cümle kurmayı zül sayarız. Bu anlamda atılacak her doğru adımın arkasında durduğumuzu/duracağımızı defaatle açıkladık. Bizim için önemli olan eğitim çalışanlarının huzuru, mutluluğu, kurum içi çalışma barışı, motivasyonudur. Gelinen nokta itibariyle güneş çarığı , çarık da ayağı sıkmıştır. Bu aşamadan sonra Şanlıurfa'nın eğitim öğretim hizmetlerinin vatandaşa ulaştırılması noktasında huzuru merkeze almak, hegemonik yaklaşımlardan uzak durarak her alanda başarıyı hedeflemek zorundayız. Biz derslik sayılarının arttırılması için aktarılan yatırımlar için harcanan çabayı, ilkokul 3. sınıflarda okutulmak üzere hazırlanan "Şanlıurfa" dersini nasıl takdir edip desteklediysek, bundan sonra da iyi niyetli, başarıyı hedefleyen her adımın arkasında durmaya devam edeceğimizi açık yüreklilikle tekrarlıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla sunarız.
İbrahim COŞKUN
EĞİTİM BİR SEN ŞUBE BAŞKANI
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.