Saldırgan Öğrenciler İcbari Eğitimin Ürünü

Saldırgan Öğrenciler İcbari Eğitimin Ürünü

Saldırgan Öğrenciler İcbari Eğitimin Ürünü

 

Bu dönem oldukça sık duyduk okullarda öğretmenlerin şiddete maruz kalmalarını.

Mülaki olduklarımız her nasılsa medyaya yansıyabilenler.

"Kol kırılır yen içinde kalır" denilerek etrafa duyurulmayan daha nice saldırılar var, kim bilir?

Öğretmenler daha çok kendileriyle ders ilişkisi olan öğrencileri tarafından darp ediliyor.

Yani talebe muallimini bazan dövüyor, bazan öldürüyor ya da en azından hakaret ediyor.

Aslında hocalara saldıran ahlaksızların sayısı çok fazla değil.

Şükür ki saldırgan öğrencilerin genel talebe sayısı yanında oranları hiç bir şey değil.

Ama bir muallimin canına kıymak, yaşam hakkını elinden almak ta çok vahim bir hadise.

Acaba diyorum meseleyi araştırması gerekenler suçlu öğrencilerin kimler olduklarını, okulla, eğitimle ne kadardı diye bir araştırma yapmışlar mıdır?

Sanmıyorum.

Eğer bahsettiğim nitelikte bir araştırma yapılmış olsaydı hakikatın apaçık ortada olduğu görülecekti.

Katil, saldırgan çocukların öğrenci olamayacak vasıflar taşıdıkları belirlenecekti.

Saldırgan bir öğrencinin okuluna gidin herkes size o kişinin o okulda olmaması gerektiğini söyleyecektir.

Sözü daha fazla uzatmanın anlamı yok.

Mecburi eğitimi yeniden düşünmeliyiz.

Herkesi lise bitirinceye kadar mecburi eğitime tabi tutmak biraz faşizan bir baskı olmuyor mu?

Kimse mecburi eğitimin bazı ülkelerde daha fazla yılı kapsadığını ya da bu gidişle bırakın liseyi üniversite öğreminin bile zorunlu eğitim kapsamına alınabileceğini savunmasın.

Zira eğitim düzeyi yüksek toplumlar bu seviyeye zorunlu öğrencilikle değil özendirici eğitimle gelmişlerdir.

Siz maarif sisteminizi öyle dizayn edersiniz ki her vatandaş o mükemmelliğin peşine düşer.

Hiç kimse kendini okuldan mahrum etmeyi düşünmez, bunu gerektirecek bir davranış içine girmez.

Ama illa sistem, illa sistem.

Özellikle fiziki donanımı yeterli ferah bir bahçesi olan mektep binaları.

İtibarı en üst düzeydi, duyarlılık sahibi şefkatli bilge öğretmenler.

Her çocuk ve ebeveyni böyle bir düzene katılmak isteyecektir.

Bir soruyla sözümüzü noktalayalım: neden herkes öğretmen olamazken her çocuk öğrenci yapılmaya çalışılıyor.

Eğitimin icbari olması Allahın emri mi?

İhtiyari olursa çok mu kaybımız olur?

 

Adil Gülmez

www.turkiyeegitim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.