Sağlık Özrü Atamasını İptal Ettiren Vekile Kim Dur Diyecek?
Türkiye’nin gelişmesi, yönetsel sorunlarından kurtulabilmesi, yarınlara güvenli adımlarla yol alabilmesi, kamu yönetiminde ehliyet ve liyakate gereken önemin ve önceliğin verilmesiyle, daha da önemlisi, ahlaklı ve adaletli insanların varlığıyla mümkündür.
Türkiye’nin gelişmesi, yönetsel sorunlarından kurtulabilmesi, yarınlara güvenli adımlarla yol alabilmesi, kamu yönetiminde ehliyet ve liyakate gereken önemin ve önceliğin verilmesiyle, daha da önemlisi, ahlaklı ve adaletli insanların varlığıyla mümkündür. Ahlak ve adalet, iyi ve adaletli yöneticilerin yetişmesinde, adaletli devlet anlayışının ortaya çıkmasında ilk adımdır. Devletlerin ve dünyanın adil olmasını, adil bir siyasal sistemin ve küresel zeminin oluşmasını istiyorsak önce adil ve ahlaklı insanı inşa etmeliyiz. İnsanları güzel ahlakla buluşturmadan küresel adalet ve küresel barışın hâkim olduğu bir dünya kurmak ne yazık ki mümkün değildir.
Yönetimin yozlaşması, yöneticilerin ahlakilikten uzaklaşması kamu yönetiminin yapı ve işleyişini sadece bozup dağıtmamakta, hayat hakkı dâhil, insana, insan onuruna, insan haklarına dair ihmaller ve ihlaller zincirini de beraberinde getirmektedir. Bugün, dünya üzerinde kamu yönetimlerine yönelik eleştirilerin temelinde, akraba, eş, dost kayırmacılığı, hemşericilik ve siyasi kayırmacılık, hizmet kayırmacılığı, rant kollama ve vurgunculuk, israf, verimsizlik ve sorumluluktan kaçma, değişime karşı gönülsüzlük gibi yozlaşma biçimlerinin hüküm sürmesi yatmaktadır.
Bu durum, ülkemizin de en büyük hastalıklardan birini oluşturmaktadır. Her şeye karışan, kendisinin onayı ve rızası olmadan bir atamanın, yer değiştirmenin bile yapılmaması gerektiğine inanan ve bu minvalde hareket eden, yakınlarını kayıran bir siyasi ve bürokratik anlayışla karşı karşıyayız. Son örneği Mersin’de yaşandı.
Sağlık özrü nedeniyle Tarsus’a atama talebinde bulunan, müsteşar tarafından duyurusu yapılarak atama kararnameleri çıkan üç şube müdürü, AK Parti Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkın’ın hak ve hukuku çiğneyerek çıkan kararnameleri iptal ettirmesiyle hayal kırıklığına uğramış, mağdur edilmiştir.
Şube müdürlerinden birinin tayini Kahramanmaraş’tan Tarsus’a çıktı; ilişiğini kesti, yolluğunu aldı, evini bile tuttu ama ‘milletimizin efendisi değil, hizmetkârıyız’ diyen Cumhurbaşkanının aksine ‘burada benden habersiz adım dahi atılamaz’ mantığıyla bir milletvekili tarafından iptal ettirildi. Diğer şube müdürü, trafik kazası sonucu felç olan ve yatağa bağımlı eşinin yanında kalabilmek için tayin istedi. Tayini Tarsus’a çıktı ama aynı milletvekili, raporla durumu tespit edilen ve insan olan herkesin yüreğini titreten bu olaya rağmen yine atamayı iptal ettirdi. Üçüncü şube müdürü ise, boş olan Tarsus’taki şube müdürlüğü kadrosuna yüzde 80 engelli özrü olan ve mahkeme yoluyla vasi kararı bulunan kardeşinin yanına özür grubundan tayin istedi ve tayini çıktı. Yine aynı milletvekili üçüncü defa tamamen keyfi olarak bu tayinin de iptal edilmesini sağladı.
Bu kadar da olmaz dedirten ve insanın yüreğini burkan bu olayın başrolünde olan vekile birinin dur demesi; insanların hakkını yiyerek, haksızlık yaparak, hukuku çiğneyerek, kayırmacılık yaparak bir yere varılamayacağını anlatması, millete efendilik yapan siyasetçilerin akıbetini belletmesi lazım.
Mağdur ve mazlumların sesi olan sendika olarak, bu haksızlığın peşini bırakmayacak, işin takipçisi olacağız.
Abdullah Çelik
Memur-Sen Mersin İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.