Rotasyonla ilgili hukuki süreç

Rotasyonla ilgili hukuki süreç

Gündemdeki konu "Rotasyon" ile ilgili, duyarlı bir eğitimci tarafından hazırlanan "ROTASYONLA İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇ" yazısını aynen yayınlıyoruz.

ROTASYONLA İLGİLİ HUKUKİ SÜREÇ

 

 

1-      657 Sayılı DMK 'nun 36.maddesinde memurların hizmet sınıfları belirlenmiştir. Bu sınıflandırmaya göre Eğitim–Öğretim sınıfında yer alan öğretmenlere yine aynı kanunun 88.maddesinde okul müdürlüğü ikinci görev olarak verilmiştir.Bu madde de aşağıda belirtildiği gibi

        Asıl görevlerinin yanında:

            a) Tabiblere; sağlık müdürlüğü, sağlık müdür yardımcılığı, baştabiplik ve baştabip   

                  yardımcılığı,

            b) Diş hekimleri ve veterinerlere; meslekleri ile ilgili baştabiplik,

            c) Veteriner, diş hekimi ve eczacılara; baştabip yardımcılığı,

            d) Öğretmenlere; okul ve enstitü müdürlüğü, başyardımcılığı ve yardımcılığı görevleri,

      ikinci görev olarak yaptırılabilir.” hükmüne bağlı olarak eğitim kurumu yöneticilik görevleri, öğretmenlik kadro ve görevine bağlı olarak yürütülmekte olan ikinci görev niteliğinde bir görev olup münhasır bir kadro ve unvan değildir. Daha açık bir ifadeyle, gerek 657 sayılı Kanunda gerekse 190 sayılı KHK'de eğitim kurumu yöneticiliği şeklinde bir kadroya yer verilmiş değildir. 657 sayılı Kanun kapsamındaki hizmet sınıflarını düzenleyen 36 ncı maddede yer alan eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı kapsamında; öğretmen, ilköğretim müfettiş yardımcısı ve ilköğretim müfettişi unvanlarına yer verilmiş ancak eğitim kurumu yöneticiliği gibi bir görev ve unvana yer verilmemiştir. (İlköğretim müfettişi ve ilköğretim müfettiş yardımcılarının eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında ayrı bir kadro olarak düzenlenmesi 1998 yılında yürürlüğe giren 4359 sayılı Kanunla sağlanmıştır. Öncesinde ilköğretim müfettişi ve ilköğretim müfettiş yardımcıları da öğretmen kadrosuyla bu unvanları kullanmaktaydılar. Fiili durumla örtüşmeyen ve esasen öğretmen unvanıyla birebir ilişkilendirilmeyen türden hizmet gören ilköğretim müfettişlerinin eğitim öğretim hizmetleri sınıfı içerisinde ayrı bir unvan olarak düzenlenmesi fiili durum ile hukuki hüküm arasındaki çelişkinin giderilmesini sağlamıştır. Daha sonra Müfettişler Kanunla Eğitim –Öğretim sınıfından çıkarılıp Genel İdari Hizmetlerine alınmıştır.

            Diğer taraftan, eğitim kurumu yöneticilik görevlerine (ikinci görev kapsamsında olmak üzere) atanacakların belirlenmesine ilişkin usul ve esasları belirleyici nitelikte bir hükme gerek 657 sayılı kanunda gerekse 3797 sayılı MEB'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun da yer verilmemiş olup 3797 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen; “Yönetim görevlerine atanma ve bu görevlerde yükselmelerde kariyer ve liyakat esas alınır. Yönetim görevlerine atanacaklarda aranacak nitelik ve diğer şartlar Bakanlıkça yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü kapsamında eğitim kurumu yöneticilik görevlerine atanmaya ilişkin usul ve esaslar bu kapsamda çıkarılan Yönetmeliklerle belirlenmektedir. Bu bakımdan, eğitim kurumu yöneticilik görevinin, hukuksal bir statüden daha ziyade fiili bir görev olarak düzenlendiği ve bu yönüyle eğitim kurumu yöneticilerinin hukuksal düzenlemeler açısından öncelikli ve korunması gereken hukuki statülerinin öğretmenlik görevi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu durum da Mayıs 2010 tarihinde 2632-Ek Sayılı Tebliğiler Dergisinde yayımlanan MEB Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 4.maddesinin (Tanımlar bölümünün) h fıkrasında Hizmet alanı: Ülke genelindeki il ve ilçelerin ekonomik ve sosyal yönden gelişmişlik düzeyi, ulaşım şartları ile hizmet gereklerinin karşılanması yönünden benzerliklerine göre buralardaki eğitim kurumlarının gruplandırılmasıyla oluşturulan alanları,olarak açıklanmıştır.Bu yönetmelikle Bakanlık okulları 6 hizmet alanına ayırmıştır. Bir okula öğretmen ve okul müdürü olarak atanan bir kişinin okul müdürü olarak ataması yapılırken öğretmen olarak elde etmiş olduğu kazanımlarında korunması gerekmektedir. Birinci hizmet alanı okul müdürünün isteği dışında yapılacak zorunlu yer değiştirilmesinde daha alt bir hizmet alanına okula verilmesi halinde birinci hizmet alanı okul müdürü ve öğretmeni olarak birinci hizmet alanı öğretmenlerine müdürlük yaparken daha alt bir hizmet alanı okul müdürü  ve öğretmeni olacak ve daha alt hizmet alanı öğretmenlerine müdürlük yapacak. Okulların yönetici atama yönetmeliğinde A-B-C tipi olarak düzenlenmesinden vazgeçilip 1-2-3-4-5-6 hizmet alanı olarak yöneticiliklerinde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Danıştayın 2005 yılında vermiş olduğu kararın gerekçesinde "Yönetimin, kamu hizmetinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak, personelin bir hizmet biriminde uzun süre görev yapmasının, gerek personel ve gerekse hizmet yönünden ortaya çıkartabileceği olumsuzlukları gidermek ve yine personelin, ekonomik, kültürel ve coğrafi koşulları bakımından farklı yurt bölgelerinde hizmet yapmalarını sağlamak gibi amaçlarla 'rotasyon' uygulaması yapabileceği açıktır.
Ancak, bu uygulamanın objektif ölçütlere bağlanması ve personel arasında herhangi bir nedenle ayrıma yol açacak şekilde uygulanılmasından kaçınılması, görev ve hizmet bölgelerinde süresini dolduran personelin sonraki hizmet yerlerinin ve görevleri ile görev unvanlarının net biçimde belirlenmesi gerektiği de tabiidir.
Uyuşmazlık konusu hükümde, bulunulan eğitim kurumu müdürlüğünde geçirilecek süreye sınırlama getirilmişse de, bu süreleri dolduran yöneticilerin atanacakları yerler arasında aynı tip eğitim kurumu müdürlüğüne de yer verildiği, öte yandan, genel ve soyut nitelik taşıyan " ...gerekli görülmesi halinde..." gibi bir ifadenin ise subjektif uygulamalara neden olabilecek mahiyet taşıdığı, dolayısıyla düzenlemenin bu haliyle yöneticilerin atanacakları yerlerin belirlenmesi konusunu açık kurallara bağlamadığı anlaşılmaktadır." Bu durumda, dava konusu Yönetmelik hükmünün rotasyon uygulaması yapmayı sağlayacak nitelikte olduğunun kabulüne olanak görülmemektedir."
Denilmekte olup burada hizmet alanları oluşturulması ve bu hizmet alanlarında çalışan bir personelin bir sonraki hizmet alanı ve unvanının belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Yani birinci hizmet alanı öğretmeni ve okul müdürü, ikinci hizmet alanı öğretmeni ve okul müdürü gibi, kaldı ki öğretmen olarak zorunlu hizmetini tamamlamış bir öğretmeni ayrıca müdür olarak zorunlu hizmet yaptırılması hukuken uygun mudur?

2-      KURA

Danıştay tarafından tercih dışı atama yapılamaz hükmü dikkate alınmamış olup en son iptal edilen valiliklerce tercihine atanamayanlar uygun bir kuruma atanırın yerine bilgisayar kurası ile atanır ibaresi getirilmiş olup bilgisayara veri olarak ne girilirse ona göre çıktı verir. Burada idare yine tercihine atanamayan yöneticileri kendi belirleyeceği bir sistemle atamış olacak. Kaldı ki yönetmeliğin 5. maddesinin 3.fıkrasında atamalarda puan üstünlüğü dikkate alınır. Denilmekte ve yine 22.maddenin 1.fıkrasının son cümlesinde tercihler dikkate alınmak suretiyle bu yönetmelik ekinde yer alan Ek–2 yönetici değerlendirme formu üzerinden yapılacak değerlendirme sonucu puan üstünlüğünü esasına göre değiştirilir hükmü yer almaktadır. Kura ile yapılacak atamada idare kendi koyduğu kurallarla çelişecektir. Yapılması gereken tüm boş kurum sayısı kadar tercih hakkı verilmesidir. Böylece herkes tercihine atanmış olacaktır.

 

3-      EŞİTLİK

 

Yönetmelik Eğitim kurumları yöneticilerinin atama ve yer değiştirme yönetmeliği olup okullardaki müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarını kapsamaktadır. Zorunlu yer değiştirmede sadece okul müdürleri kapsama dahil edilmektedir. Bu durum Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat yapısında yer alan merkez ve taşra yönetim kademelerinin hiçbirinde yöneticilere zorunlu yer değiştirme yokken sadece okul müdürlerine uygulanması manidardır. Bir başarı da başarısızlık da varsa bu en tepeden en alt birime kadar yönetici ve uygulayıcıların ortak sorumluluğundadır. Burada en tepeden aşağıya veya en alttan yukarıya doğru bir uygulama yerine ortadan başlamak sorunları ne derecede çözecek. Müdürler 5 yılda bir okul değiştirince her şey düzelecek mi?  Bir okulda 25 yıllık öğretmen, müdür yardımcısı, müdür başyardımcısı dururken 5 yıllığa okula atanan müdür neyi değiştirebilecek. Bu konu daha önce de gündeme geldiğinde müdürlere siz yolcu biz hancıyız anlayışıyla yaklaşılıp okullarda işleyiş durağanlaşmadı mı? İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde Bakanlıkta 20 yılın üzerinde aynı yerde görev yapan şube müdürleri, müdür yardımcıları,müdürler ve daha üst düzey bürokratlar yerinde kalıp bunların aldığı kararların uygulayıcıları olan müdürlerin zorunlu yer değiştirmeleri sorunları çözmez.Uygulama yapılacaksa bütün yönetim kademelerini ve hatta gerekiyorsa öğretmenleri de kapsamalı.

 

EK-2

 

 Ek-2 yönetici değerlendirme formundaki eksiklikler

 

1-Eğitim bölümünde sadece ÖSYM ye bağlı eğitimlere (Yüksek Lisans-Doktora) puan vermiş görevi ile ilgili bakanlıkça verilen yönetici eğitimleri ile sınav sonucu alınan eğitimler dikkate alınmamış. Burada bir okula atanıp kendisini geliştirmeye yönelik hiçbir faaliyete katılmayan yönetici ile kendisini geliştirmek için bakanlıkça açılan sınavlara giren eğitimlere katılan yöneticileri ayırmayarak sadece yıl doldurmayı dikkate almış. Yüksek lisans ve doktora imkanı sadece yarım günü boş olan öğretmenler için uygun olup tam gün mesaisi yapan yöneticilerin katılması imkansızdır. Bu konuda bakanlık yöneticilere imkan hazırlamadığı gibi,üniversitelerle 2+2 lisans tamamlama programları gibi yüksek lisans programı için düzenleme yapmadığından bir eşitsizlik oluşturmaktadır.

2- Yönetmeliğin 6.maddesinde eğitim kurumlarını 5 kademe de değerlendirdiği halde puanlamada 3,4 ve 5. kademe yöneticiliğin hepsine 1,68 puan vererek haksızlık yapılmaktadır. Örneğin tek öğretmenli bir okulda görev yapan müdür yetkili öğretmen ile 80-100 personel ve 3-4 bin öğrenci ile eğitim yapan A tipi okul müdürünün puanın bir tutulması yanlış ve haksızdır. Yine C,B ve A tipi okul müdürlüğüne verilen puanların ayrı olması gerekmektedir.

3- Sınav puanı yalnızca sınava dayalı atamalarda dikkate alınmış diğerlerinde dikkate alınmamıştır. Kendini yetiştirme anlamında bütün atamalarda dikkate alınmalı ve okul müdürleri de bu sınava girerek bir rekabet ortamı oluşturulmalıdır. Böylece bütün müdürler kendisini sınavlara hazırlayacak ve bilgilerini tazelemiş olacaktır.

4- Ödüller kısmında ödüllere getirilen sınırlamalar gibi okul müdürlüğünün her kademe de puanlanacak kısmının da sınırlandırılması Örneğin: C tipi okul yöneticiliği çalışılan yılın 10 yılı , B tipi okul yöneticiliği çalışılan yılın 10 yılı, A tipi okul yöneticiliği çalışılan yılın 10 yılı gibi. Ayrıca ödüllerin sınırlandırılması nedeniyle meslek hayatında bir defa takdir teşekkür alanla çalışıp daha çok takdir teşekkür alanların sınırlama nedeniyle bir tutulması yanlıştır. Aylıkla ödül formunda olduğu gibi ödüllerin Bakanlık, Valilik, Kaymakamlık tarafından verilmesinin ayrı ayrı puanlanması İl Milli eğitim ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin verdiği teşekkürlerinde dikkate alınması uygun olacaktır.

 

 5-Yine aynı yönetmeliğin GEÇİCİ MADDE 1 – (1) "Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte eğitim kurumlarında asaleten yönetici olarak görev yapanlar bu görevlerine devam ederler. Ancak, farklı kurumlara ya da yönetim kademelerine atanmak isteyenler bu Yönetmelik hükümlerine tabidir." ibaresi yer almaktadır. Çıkarılan yönetmeliklerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlerlik kazandığı, hiçbir kanun ve yönetmelik maddesinin geriye dönük uygulanamayacağı hukuk kuralı olup, uygulanması durumunda hukuka aykırılık teşkil edecektir.

 Hazırlayan: ORHAN ŞAŞ

 

http://www.eysen.org/haberler.php?haber=9

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum