Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, birilerinin hâlâ toplu görüşme ile toplu sözleşme arasındaki farkı anlayamadıklarını belirterek, “Kamu İşveren Heyeti, Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bazı yetkililerin kazanımlarımızı geçersiz kılmaya yönelik çabalarına müsaade etmeyeceğiz. Toplu sözleşme ile toplu görüşme arasındaki farkı anlamayanlar zamanla bunu anlayacaklar” dedi.

Ankara 1 No’lu Şube’nin divan toplantısında konuşan Ramazan Çakırcı, sendikacılığın korsanların sığındığı bir liman olduğunu dönemde, Mehmet Akif İnan’ın sendikal anlamda iliklediği ilk düğmenin anlam kazandığını, o gün atılan adımların ne anlama geldiğinin, bugün yaşanan olaylarla daha iyi anlaşıldığını söyledi. Oynanan küresel oyunlar göz önüne alındığında, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in varlığının ve duruşunun ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü belirten Çakırcı, “Meydana gelen olaylar ve ülkemizle ilgili hesabı olanların küresel oyunları düşünüldüğünde, bu sendikanın dik ve diri durmasının ne kadar önemli olduğu bir kez daha görülüyor. Bizim varlığımız, gücümüz ve alanda yaptığımız her üye darbe heveslilerinin nefesini daraltacaktır. O yüzden yükümüz ağır ve sorumluluğumuz büyüktür” ifadelerini kullandı.

Kazanımlarımızı geçersiz kılmaya yönelik çabalara müsaade etmeyeceğiz

2015 yılında çok iyi bir toplu sözleşme imzaladıklarını söyleyen Çakırcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birilerinin hâlâ toplu görüşme ile toplu sözleşme arasındaki farkı anlayamadıklarını görüyoruz. Kamu İşveren Heyeti, Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bazı yetkililerin kazanımları geçersiz kılmaya yönelik çabalarına müsaade etmeyeceğiz. Toplu sözleşme ile toplu görüşme arasındaki farkı anlamayanlar zamanla bunu anlayacaklar. Sınav hizmetlerinde görev alan eğitim çalışanlarının toplu sözleşme kazanımını görmezden gelerek belirledikleri rakamların hiçbir hükmü yok. Sorunun çözümü için yaptığımız girişimler sonuç vermiştir. Sınav ücretlerinin gecikmeli ödenmesinin de izah edilir bir tarafı yoktur. Bakanlık, bu paraları daha fazla geciktirmeden ödemelidir.”

İLKSAN’da oyunu bozduk

Toplu sözleşmede İLKSAN üyeliğinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını sağladıklarını hatırlatan Ramazan Çakırcı, “Birileri bu kazanımı mahkemeye taşıyarak batık bir kurum olan İLKSAN’a üyeliğin zorunlu olması yönünde çaba gösteriyor. Bir zamanlar, ‘üyeliğin zorunlu olmasını biz de istemiyoruz’ diyenler, yönettikleri İLKSAN’ın faturasını sendikamıza kesme hayalini kurdular. Ancak teşkilatımız, bu oyuna gelmeyerek, ezici bir çoğunlukla kazanacağımız İLKSAN seçimlerine girmedi ve böylece oyunu bozduk. İLKSAN’la ilgili hukuki sürecin lehimize sonuçlanacağına inanıyor ve üyelerimizin haklarını almalarını sağlamak için sonuna kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.

İş güvencesi ile ilgili tartışmaları yersiz bulduklarını kaydeden Çakırcı, sözlerini şöyle tamamladı: “İş güvencesini tartışmak, konuyu tartışmaya hevesli olanların ekmeğine yağ sürecektir. Alanlarda kazanımları, başarı hikâyeleri olmayanların iş güvencesini tartışmaya sığınmaları normaldir. Ancak biz iş güvencemizi ağızlarına sakız ederek, gündemde tutmaya çalışmalarının kamu görevlilerinin aleyhine olduğunu düşünüyoruz.”
 

Haşlak: Gecemizi gündüzümüze katarak çalışmalıyız

Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Yüksel Haşlak ise, sendikal faaliyetlerle iyiliklerin yaygınlaşmasını amaçladıklarını söyledi. Sendika olarak paydaşı oldukları ‘Yetim Projesi’nin önemine değinen Haşlak, sendika yöneticisi olmanın hiçbir ayrıcalık ve imtiyazın gerekçesi olmayacağını ifade ederek, “Sendikacılığı kuruluş felsefemize göre yapmak durumundayız. Şubemizin faaliyet alanları da dikkate alındığında, vereceğimiz mücadelenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılacaktır. Bizler de bu sorumluluğun gereğini yapmak adına gecemizi gündüzümüze katarak çalışmalıyız” diye konuştu.