"Polisimize bu yıl hiç işkence davası açılmadı"

"Polisimize bu yıl hiç işkence davası açılmadı"

İçişleri Bakanı yeni hazırlanan tasarının vatandaşı ve kolluk görevlilerini koruyan ama vatandaşa bir yeni hak arama mekanizması sunan yeni bir yapılanmayı getirdiğini söyledi

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kolluk Gözetim Komisyonu kurulmasına ilişkin tasarının, kolluk görevlileri ve vatandaş arasındaki ilişkilerde vatandaşı ve kolluk görevlilerini koruyan ama vatandaşa bir yeni hak arama mekanizması sunan yeni bir yapılanmayı getirdiğini söyledi.

Atalay, TBMM İçişleri Komisyonunda, Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarı hakkında bilgi verdi.

Devletin en önemli görevinin, vatandaşın güvenliğini sağlamak ve temel haklardan da özgürce yararlanmasını temin etmek olduğunu belirten Atalay, güvenlik ve özgürlük dengesinin, üzerinde çok durulması gereken bir husus, demokratik ülkelerin en önemli hassasiyeti olduğunu dile getirdi.

Bu hizmeti verirken hem güvenliği en iyi şekilde sağlama hem de vatandaşların haklarını en iyi şekilde koruma dengesini gözettiklerini ifade eden Atalay, devlet-vatandaş ilişkisi gündeme geldiğinde en fazla dikkat çeken ve insan hakları konusunda en fazla üzerinde durulan konunun ''kolluk kuvvetleriyle vatandaşların ilişkileri'' olduğunu belirtti. Atalay, şunları söyledi:

''Bütün kamu görevlilerinin vatandaş ile ilişkilerinde önemli hassasiyetler var. Ama güvenlik görevlileri güvenliği sağlamak için bir kamu gücünü kullanırlar. Bu konuda kendilerine verilmiş haklar vardır. Ama bu kamu gücünü kullanırken aynı zamanda dikkat etmeleri gereken de büyük hassasiyetler vardır. Vatandaşların da bu konuda genelde her ülkede zaman zaman şikayetleri olur. Bu tasarı, kolluk görevlileri ve vatandaş arasındaki ilişkilerde vatandaşı ve kolluk görevlilerini koruyan ama vatandaşa bir yeni hak arama mekanizması sunan yeni bir yapılanmayı getiriyor. Bu derece önemli yetkileri kullanırken aynı zamanda kolluk görevlilerini daha dikkatli olmaya, eğer varsa vatandaşın da rahatsızlığını, yargının ötesinde, bir idari mekanizma olarak buraya getirmesini öngören bir düzenleme.''

Atalay, kritik görev ifa eden ve önemli yetkilere sahip kolluk görevlilerinin, hizmeti yerine getirirken ''yetkilerini kötüye kullandıkları, hak ihlal ettikleri'' yönündeki iddiaların titizlikle ve etkin şekilde uzman kişilerce araştırılması ve gerekiyorsa soruşturulması gerektiğini belirtti. Bu zorunluluğun, hem devletin temel hak ve hürriyetleri koruma yükümlülüğünden hem de kolluk görevini yerine getiren kurum ve kişilerin itham altında kalmamaları ve saygınlıklarının zedelenmemesi gereğinden kaynaklandığını söyleyen Atalay, şöyle devam etti:

''Daha demokratik, şeffaf, insan hak ve özgürlüklerinden en üst düzeyde yararlanılan, çağdaş bir ülke olma yolunda Türkiye hızla ilerliyor. Özellikle son dönemde bu anlamda ciddi mesafeler katettik. Hükümet olarak, kolluk faaliyetlerinin icrasında ortaya çıkabilecek işkence ve kötü muamele olaylarına karşı asla müsamaha gösterilemeyeceğini, hükümetin ilk kurulduğu günlerde 'işkenceye sıfır tolerans' politikasıyla ifade etmiştik. Bu konuda gerçekten Meclisimiz çok önemli düzenlemeler yaptı. Bugün ülkemiz artık uluslararası alanda işkenceyle anılan bir ülke değil. 'İşkenceye sıfır tolerans' uygulamamız gerçekten çok etkili oldu. Bugün Türkiye'de güvenlik görevlilerimiz aleyhinde işkence davaları bitmiştir. Mesela bu yıl güvenlik görevlilerimizle ilgili bir tane dahi işkence iddiasıyla dava açılmamıştır.''

"BİREYSEL YANLIŞLAR OLABİLİR"
Bütün bu çabalara rağmen, kurumlar ne kadar hassasiyet gösterirse göstersin, istisnai olarak bireysel yanlış olduğunu, olabileceğini belirten Atalay, bu durumun kurumları temsil etmeyeceğini, bireysel yanlışlar olduğunu ifade etti.

Atalay, ''İşte bu suiistimaller ve yasaya aykırı eylemler olduğunda da bunlar üzerine hem yargı yoluyla hem de idari mekanizmalar olarak daha ciddi gitmek durumundayız. Önemli olan bu konuların gizlenmemesi, iddiaların üzerine ciddiyetle gidilmesi ve sorumluların cezasız kalmamasıdır. Bu konuda hepimiz olanca hassasiyeti göstermeliyiz'' diye konuştu.

Atalay, iddialarla ilgili inceleme ve soruşturmanın uzman ve yetkin kişiler eliyle, yansız ve objektif yürütülmesinin, hem kişiler hem de kurumlar açısından çok büyük önem taşıdığını bildirdi.

"BÜROKRASİYE YENİ YÜK GETİRMEDEN..."
Bakan Atalay, bu tasarıyla irtibatlı tasarıların da bulunduğunu, bunların bazılarının Meclise geldiğini, bazılarının da gelmek üzere olduğunu anlattı.

Ombudsmanlıkla ilgili tasarının yakın zamanda Meclisin gündemine geleceğini belirten Atalay, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu'nun oluşturulmasıyla ilgili bir çalışma olduğunu, bunun çalışmasını bitirdiklerini ve Bakanlar Kurulunda görüşülmek üzere sıra beklediğini bildirdi.

Bu tasarının da dünyadaki örnekleri incelenerek, katılımcı ve şeffaf bir anlayışla hazırlandığını ifade eden Atalay, tasarının, ihtiyaca en etkin şekilde cevap vereceğini belirtti.

Tasarıyla ilgili de bilgi veren Atalay, bürokrasi üzerine yeni yük getirmeden, halkın ve kolluk personelinin şikayet sistemine güveni kuvvetlendirecek daha etkin yapı oluşturulmasını hedeflediklerini söyledi.

Tasarıyla ceza kanunu açısından bir değişiklik yapılmadığını, idari açıdan bazı düzenlemeler yapıldığını kaydeden Atalay, komisyonun görev alanının icrai olmaktan ziyade gözetim, izleme ve standart belirleme olarak tanımlandığını anlattı.

Kolluk Gözetim Komisyonunun, kolluk hizmetlerinin hesap verebilirliği, etkinliği ve saydamlığını güçlendireceğini, kolluğa yönelik güvenin artmasını sağlayacağını dile getiren Atalay, ''Bu tasarı aynı zamanda kolluk görevlilerimizi ve kurumlarımızı korumayı da hedeflemektedir'' dedi.
HT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.