Günümüzde teknolojik tıp aletleri ve büyük yatırımlarla ulaşılan modern tıp bilgileri, aynı zamanda asırlardır oluşan bir bilgi birikimi ve tecrübenin sonucudur.
Ancak tüm bu olumlu şartların ve teknolojik imkanların bulunmadığı, bundan yaklaşık 1400 yıl önce Peygamber Efendimiz (sav)'in sağlık konusunda ümmetine verdiği tavsiyeler ve örnek olduğu uygulamalardan oluşan Tıbb-ı Nebevi, bugün tıp dünyasına ışık tutmaktadır.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (sav), her konuda olduğu gibi tıp konusunda da oldukça bilgili ve tüm alemlere örnek bir kişiydi.
Hadislerle günümüze dek ulaşan tavsiyeleri, Kendisinin günümüz tıbbının pek çok tespitine vakıf olduğunu ortaya koymaktadır.
Elbette ki bu Allah'ın hatem-ül enbiya Peygamber Efendimiz (sav)'e bahşettiği akıl ve ilham sayesindedir.
Peygamberimiz (sav)'in sağlık konusundaki tavsiyelerinin çoğu bugün uzmanlar tarafından önerilen uygulamalardır.
Peygamber Efendimiz (sav) sağlıklı olmanın cennet nimeti olduğunu şöyle bildirmiştir:
"Mu'âz bin Abdu'llah babasından ve amcasından anlatır:
"Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Zenginlik hoştur, takva ile olursa zarar vermez. Sağlık, takva ile olursa, zenginlikten üstündür. Sağlıklı olmak, cennet ni'metlerindendir.'
Peygamberimiz (sav) de, hastalıkların şifasıyla birlikte yaratıldığını anlatmış ve şifa için gerekli sebepleri yerine getirmeyi tavsiye etmiştir.
Sağlığın Başlıca Şartı: Temizlik
İslamiyet'te manevi temizlik gibi maddi anlamda temizlik de başlıca unsurlardan biridir.
Müslümanlara yakışan, Rabbimiz'in farz kıldığı ibadetleri yaparken gösterdiği hassasiyeti her an temizlik için de göstermektir.
Peygamberimiz (sav) de 'Temizlik, imandandır.' buyurarak bu konunun önemini vurgulamıştır.
Peygamberimiz (sav)'in temizlik konusunda vurguladığı bir diğer nokta ise yemeklerden önce ve sonra ellerin yıkanması ile ilgilidir.
Bu konuyla ilgili hadis şöyledir:
"Hz. Selmân radıyallahu anh anlatıyor: "Tevrat'ta okudum; "Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır" diyordu.
Bunu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a söyledim:
Sıkıntının Hastalıklara Sebep Olması
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), sıkıntının hastalıklara yol açtığını şu hadisi şeriflerinde buyurmuşlardır:
Ebû Hüreyre anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Her kimin huyu kötü olsa, kendi nefsini sıkıntıda tutar ve her kimin kederi çok olsa, kendisini hasta eder."
bni Mes'ûd anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Çok türlü kaygılanmalar, çok türlü hastalıklar getirir."
Bulaşıcı Hastalıkların Yayılmasını Önlemede Karantina
Günümüzde bazı hastalıkların insanlar arasında temasla yayıldığı bilinmektedir.
Gözle görülmeyen bakterilerin önce varlığından şüphelenilmiş ancak daha sonra 17. yüzyılda geliştirilen mikroskoplarla bakteriler ilk olarak gözlemlenebilmiştir.
Veba salgınları ancak hastalığa yakalanan kişilerin sağlıklı kişilerden ayrı tutulması ile durdurulabilmiştir.
Günümüzde de bulaşıcı hastalıkların yayılması bu şekilde karantina uygulamaları ile önlenebilmektedir.
Peygamberimiz (sav) yaşadığı 6. yüzyılda bulaşıcı hastalıklar için karantina uygulamasını tavsiye etmiştir.
Hatta sıkı bir şekilde riayet edilmesini bildirmiş ve hastalığı dışarı taşımayı oradan ayrılmayı yasaklayarak önlemiştir.
Sağlıklı Beslenme
Sevgili Peygamberimiz (sav) yaşadığı dönemde yetersiz beslenmenin zararına olduğu gibi aşırı beslenmenin de zararına dikkat çekmiştir.
Yaşadığımız yüzyılın en önemli hastalıklarından biri olan obezite (aşırı şişmanlık)'nin başlıca nedeni olan aşırı ve dengesiz beslenmenin zararlarına Peygamberimiz (sav) şöyle dikkat çekmektedir:
'İnsanoğlunun midesini doldurmasından daha zararlı bir şey yoktur. Kişiye belini doğrultacak kadar yemek yeter."
Üzüm Suyu ve Pekmezin Faydaları
Bilindiği gibi üzüm, içerdiği antioksidanlar nedeniyle kalp-damar sağlığı için oldukça önemlidir ve doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir.
Özellikle kırmızı üzüm ve çekirdeğinin özü hap olarak üretilmekte ve kullanılmaktadır.
Üzüm, ayrıca kan yapıcı özelliğiyle de bilinmektedir.
Günümüzde üzümün bu faydaları tıp dünyasında henüz keşfediliyorken, Peygamber Efendimiz (sav) tarafından 1400 yıl önce sahabeye tavsiye edilmiş olması, Yüce Allah'ın Peygamberimiz (sav)'e ilhamının delillerinden biridir.
Hz. Muhammed (sav)'in bu tavsiye ile ilgili hadis-i şerifinde pekmezin yapılışı da tarif edilmektedir:
İbn-i 'Ömer'den rivayettir; sordular ki: "Üzüm özü nasıldır?" Dedi ki: "Sen iç." Öz dedikleri şudur: Üzüm şırasını kaynatırlar, üç paydan iki payı gider, bir payı kalır.
Peygamberimiz (sav)'in Diş Sağlığına Verdiği Önem
Mikropların vücuda en kolay ulaştığı yer olduğu için ağız sağlığı vücut sağlığı için de oldukça büyük bir önem taşımaktadır.
Peygamber Efendimiz (sav) de Rabbimiz'in ilhamı ile diş bakımına çok önem verirdi.
Bunun için lifleri uygun olan bir ağacın dallarını (misvak) diş fırçası gibi kullanmayı tarihte ilk uygulayan kişi olmuştur.
Hadis-i şerifte belirtilen bir ayrıntı da dişlerin nasıl fırçalanacağıdır. 'Hilallemek' diye tarif edilen yöntem dişlerin yarım ay şeklinde, dairesel olarak fırçalanmasıdır.
Bu yöntem diş minelerine zarar veren ve dişin yıpranmasına yol açan, sağa-sola fırçalama şeklinden farklıdır.
Günümüz diş hekimliğinde de dairesel fırçalama önerilmekte ve diş aralarında besin artıklarının birikmesinin en iyi bu yöntemle önüne geçilebileceği tarif edilmektedir.
Bilindiği gibi dişleri her yemekten sonra fırçalamak gerekmektedir. Gün içinde en azından 2-3 kez fırçalamak idealdir.
Peygamberimiz (sav) de dişleri sık fırçalamayı tavsiye etmiştir.
Sahabeler, Sevgili Peygamberimiz (sav)'i anlatırken onun dişlerinin inci gibi parladığını, tertemiz, bembeyaz ve ışıl ışıl olduğunu aktarmaktadırlar.
Câbir anlatır: "Peygamber salla'llahü 'aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Hilâl eylemek dişleri arıtır, pâk eyler, diplerini sağlamlaştırır ve ağız kokusunu güzel eyler."