Salgında vakalar hızla artarken aşıda öncelikli grup tartışmaları da sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan emekçiler ve bu merkezlerde eğitim gören özel gereksinimli çocuklar, aşılamada hâlâ öncelikli grupta yer almıyor.

MEB’in verilerine göre, Türkiye'de toplam 2 bin 858 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi bulunuyor ve bu merkezlerde yaklaşık 60 bin kişi çalışıyor. Sağlık Bakanlığı, sadece down sendromu teşhisi konulan kişiler için öncelikli aşı olanağı sağladı; ancak down sendromlular dışında da özel eğitime ihtiyaç duyan çok sayıda engelli yurttaş var. Özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarında çalışanlar, hem kendilerinin hem de özel gereksinimli öğrencilerinin bir an önce aşılanmasını talep ediyor.

RİSK ALTINDAYIZ

Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan ve ismini vermek istemeyen bir fizyoterapist, 15 Haziran'dan beri yakın temaslı şekilde ders yaptığını belirterek, şunları söyledi: “Serebral palsi, down sendromu, spina bifida, brakial pleksus ve daha farklı tanılı çok fazla çocuğum var. Çocuklarım özel gereksinimli çocuklar olduğu için seanslarda çoğu zaman maske takmıyorlar. Çift maske, eldiven ya da siperlik kullansam dahi risk altındayız. Sağlıkçılar aşılanırken biz MEB’e bağlı olduğumuz için öncelikli değildik; ama şu anda öğretmenler aşılanırken yine öncelikli değiliz.”

Sosyal mesafe kuralına uyarak çalışmalarının olanaksız olduğunu dile getiren fizyoterapist, “Çocuklarımın çoğu komut almıyor, davranış problemleri var. Bazılarında elini sürekli ağzına götürme eğilimi, bazılarında ise sürekli dokunma eğilimi ve bazılarında yoğun salya problemi var. Üstelik bazen kurumlar bizi ev seanslarına gönderiyorlar, bu da ayrı bir hijyen problemi ortaya çıkarıyor” dedi.

KABUL EDİLEMEZ

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Öğretmenleri Derneği de özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki çocuklara, bu çocukların ailelerine ve eğitimcilere aşılamada öncelik verilmemesinin kabul edilemez olduğunu açıkladı. Dernek tarafından yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "15 Haziran'dan itibaren yüz yüze eğitime devam eden özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde sınıflar 8-10 metrekare büyüklüğünde olduğundan, öğrencilerle birebir temas halinde çalışan eğitim personelleri, öğrencilerle fiziksel mesafeyi koruyamamaktadır. Bir yandan düşük sigorta, düşük maaş ve patronların mobbingine maruz bırakılan eğitimciler diğer yandan Covid-19'la mücadele etmek zorunda bırakılmıştır. Aşı konusunda 15 Haziran'dan itibaren yüz yüze eğitime devam eden özel gereksinimli çocukların, ailelerin ve eğitimcilerin ilk sırada olmaması kabul edilemez.” ( Berkay Sağol - Birgün )