Osman Öztürk, Ücretli Öğretmen Sorununa Değindi
Okullar eğitime başladı. Aradan 2 ay geçmesine rağmen okullardaki öğretmen açığı bir türlü kapatılamıyor. Çözüm; daha fazla öğretmenin kadrolu atamasının yapılması.
Okullar eğitime başladı. Aradan 2 ay geçmesine rağmen okullardaki öğretmen açığı bir türlü kapatılamıyor. Çözüm; daha fazla öğretmenin kadrolu atamasının yapılması.
Son yazısında kullardaki öğretmen açığına değinen Aktif Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcısı Osman Öztürk şu açıklamaları yaptı;
Türkiye'de halen görev yapmakta olan yaklaşık bir milyon öğretmenin 80 binden fazlasını ücretli öğretmenler oluşturmaktadır. Bunun yanında eğitim fakültelerinden mezun olmuş ya da formasyonunu tamamlamış 100 binlerce atama bekleyen öğretmen adayı mevcuttur.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yaklaşık 95 bin olduğu belirtilen öğretmen açığı; atama yapılmak yerine daha az maliyetli olan ücretli öğretmenlerle çözülmeye çalışılmaktadır.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Aktif Eğitimciler Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Osman Öztürk: “Çoğu eğitim fakültesi mezunu olmayan ve pedogojik formasyonu bulunmayan kişilerin geleceğimizin inşa edildiği okullarımızda, bütçe kaygısı sebebiyle uzmanlık isteyen bir meslek olan öğretmen olarak istihdam edilmesi çok büyük sorun olarak karşımızda duruyor.” dedi.
Atama bekleyen potansiyel 400 binden fazla öğretmen adayının ve çalıştıkları dershanelerin kapanmasıyla işsiz kalan tecrübeli onbinlerin varlığı ortada dururken ücretli öğretmenlerle açığın kapatılmaya çalışılmasının anlaşılmaz olduğunu ifade eden Öztürk, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Formasyona sahip olan ve ücretli öğretmen olarak çalışma zorunda kalan öğretmen adayları da bu olumsuz durumdan memnun değiller. Atanarak daha iyi özlük haklarına sahip olacakken daha az gelir ile aynı işin yaptırıldığı taşeron diyebileceğimiz ücretli öğretmen olarak çalışmaya mahkum onbinler bulunmaktadır.
Başta sınıf öğretmeni olmak üzere hemen hemen her branşta ücretli öğretmen çalıştırılmakta olduğu düşünüldüğünde; ücretli çalışan kişiler, öğrenciler, atama bekleyen öğretmenler ve genel manada milli menfaatlerimiz bu durumdan ciddi anlamda zarar görmektedir.
Özellikle bir üst öğrenime hazırlanan öğrencilerin varlığını da düşündüğümüzde farklı imkan ya da mahrumiyet ortamlarında eğitim alan yavrularımızın, başta TEOG olmak üzere merkezi sınavlarda aynı sorulara muhatap bırakılarak haksız rekabetle karşı karşıya kaldıkları da tartışma götürmeyen bir hususdur.
Örgün Eğitimde İhtiyaç Devam Ederken Takviye Kursları Nasıl Verilecektir?
Dershanelerin dönüştürülmesi sonrası hafta sonu kursları ile okul derslerine takviye olarak dershane ihtiyacını gidermeye çalışan Milli Eğitim Bakanlığı, dersine zaten ücretli öğretmen girerek eğitim alma hakkını son haddine kadar kullanamayan öğrencilerin daha büyük orandaki bu mağduriyetlerini hangi kurs ile çözmeyi düşünmektedir?
Atanmayı bekleyen binlerce öğretmen adayı, seslerini Milli Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bakanlığına duyurmak için hem sosyal medyada hem de farklı platformlarda bir araya gelerek Şubat 2016 döneminde en az 50 bin atama yapılmasını talep ediyorlar.
Eğitimin en önemli bileşeni olan öğretmen ihtiyacını, bilimsel bir dayanağı olmaksızın farklı disiplinlerle yetişmiş olan kişiler eliyle kapatılmaya çalışılması kabul edilemez. Öğretmen olarak atanma kriterlerini taşımayan kişilerin ücretli öğretmen adıyla görevlendirilmesi anlaşılamaz ve kabul edilemez bir durumdur.
Dolayısıyla yetkililerin taşın altına elini koyarak bütçe çalışması öncelikli olmak üzere gerekli çalışmaları biran önce yapmalı ve bu sorunu kökünden çözecek geçici değil kalıcı çözüm yolları bulmalıdırlar.
Bütçede gerekli düzenlemeler yapılarak Şubat 2016 döneminde 30 bin alım yapılması planlan kadro ihdası en az 50 bine çıkarılarak atama yapılmalı, bir sonraki atama döneminde ise açık kalan diğer kadrolara atama yapılarak sorun çözüme kavuşturulmalıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.