Ömer Dinçer'in Mecliste yaptığı konuşmanın tam metni
Ömer Dinçer'in Mecliste yaptığı konuşmanın tam metni
MECLİS GENEL
MİLLÎ
Çok değerli
Bu atama bekleyen
Biraz sonra sözlü soru önergelerine de cevap vereceğim ama hemen şunu söylemeliyim: Şu anda dışarıda öğretmen adayı olan yaklaşık 247.500 kişi var. Millî Eğitim Bakanlığının MEBBİS sistemine göre norm kadro belirlemeleri hesap edilerek ortaya koyduğu ihtiyacı ise bugünkü şartlarda 116 bin öğretmen civarındadır yani bugün varsayalım ki sizlerin önerdiği rakamın üzerine bir 20 bin kişilik kadro daha konulsa ve Millî Eğitim Bakanlığının bütün ihtiyacı olan öğretmenler kadromuza alınsa dışarıda hâlâ 127 bine yakın öğretmen adayımız açık olacak. Nasıl çözeceksiniz meseleyi? Öğretmen alarak çözeceğiniz bir sorun değil bu.
Başka bir şey daha söyleyeyim. Şu anda bizim eğitim fakültelerimizde, fen edebiyat fakültelerimizde ve öğretmen olabilme ihtimali olan, pedagojik formasyon olarak öğretmen olabilme ihtimali olan diğer okullarımızda okuyan öğrenci sayımız 658 bin civarındadır yani 658 bin öğrenci, onun üzerine 247.500 öğrenciyi daha koyduğunuz zaman neredeyse 1 milyona yakın öğrenci. Bir kere burada açık bir şekilde bir zihniyet sorunu var. Dünyanın hiçbir yerinde üniversite eğitimi sadece belirli alanlara meslek elemanı yetiştirmek üzere yapılmaz. Üniversite eğitimi toplumun entelektüel seviyesini yükseltmek, eğitim standartlarını geliştirmek, toplumun eğitim yıllarıyla alakalı düzenlemelerde ve insanî gelişmişlik problemlerini çözmede kullanılan bir malzeme olarak kullanılır. Toplumsal eğitim yaşam kalitemizle alakalı bir husustur. Üniversiteyi bitirenin, hele hele eğitim fakültesini bitirenin illa öğretmen olacağı şeklindeki bir dayatma maalesef ileride sizler için de geriye dönen bir silah, geriye tepen bir silah olabilir. O yüzden bunu oturmalı, rasyonel bir şekilde hesaplamalıyız. Nitekim biz bu hesapları da yapıyoruz. Bütçe dengelerimizi göz önüne alıyoruz. Dışarıdaki çocuklarımızın sorunlarını hesap ediyoruz. Kadromuza bakıyoruz ve mümkün olduğu kadar da çözmeye çalışıyoruz. Bugün ben aslında sizlerin verdiği önergeyi memnuniyetle karşıladığımı ifade etmek istiyorum. Hakikaten gönlümüz bu sorunun bir şekilde çözülmesini arzu ediyor. 100 bin değil dediğim gibi 120 bin öğretmen hemen alalım ve bu sorun bitsin. Ancak ertesi yıl bizim öğretmen ihtiyacımız sadece emekli olan öğretmenler kadar olacak, 8 bin kişi veya 10 bin kişi civarında. Sonrası ne olacak?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Bakanım, 32 tanesi intihar etti.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) - O yüzden, arkadaşlar, bu ülkede eğer bahsettiğiniz sorunla ilgili sadece öğretmenle ilişkilendirecek olursanız metodolojik bir hata yapmış olursunuz. Türkiye'de benzeri pek çok problemi yaşıyoruz, onların pek çoğunda da farklı sebepler ve gerekçeler var. Öğretmenlik adayıyla intihar arasında doğrusal bir ilişki kurmak, bütünüyle bilimsel açıdan anlamlı değildir.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Geride bıraktıkları…
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) - Bu açıdan, ben şunu söylemek istiyorum sadece: Maliye Bakanlığımız çalışıyor, yeni kadro meselesi üzerinde hazırlık yürütüyor. O hazırlıklar neticelendiği zaman biz size bunu sunacağız.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - 55 bin atamaya söz verdiniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) - Şu anda, daha çok da haziran ayıyla ilgili bir atama beklentisi de söz konusu oldu toplumda, pek çok adayımız haziran ayında atama bekliyor. Bunun da teknik olarak mümkün olmadığını, bu yıl verilen kadroların şubat ayında kullanıldığını -bütün kadroların, 17 bin kadro verilmişti- onun yerine ek eğer bir kadro verilecekse bir kanun çıkartılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Yeni bir kanun çıkacak, yeni kanundan sonra biz kılavuzlarımızı yayınlayacağız. Ağustos ayından önce teknik olarak öğretmen alma imkânımız bulunmuyor. Onun için de Maliye Bakanlığının yaptığı hazırlığı beklemekte ben yarar görüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, demokrasi dersiyle ilgili soru için -yanlış anlamış olabilirim, lütfen düzeltin beni- "İlk 4'ten sonra ayrılırsa bu dersi nasıl alacak?" diye bir soru tevcih edildi diye anladım. Bu teorik olarak bile mümkün değil çünkü eğitim, on iki yıl zorunlu eğitim hâline geldikten sonra, sadece ilk 4'ten sonra değil, liseyi bitirene kadar çocuklar mecburen eğitim alacaklar ve biz bu tip dersleri müfredatımızdan zaten çıkartmıyor ve değiştirmiyoruz. Bu sebeple çocuklar benim size verdiğim cevapta yer alan sınıflarda zorunlu veya seçimlik olarak yeri geldiğinde dersini almaya devam edecekler, orada herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Ayrıca dile getirdiğiniz demokrasi ve insan haklarıyla alakalı müfredat konusunda Avrupa Birliği projesi olarak yaptığımız çalışma devam ediyor, bitirilmek üzere, bu bitirildikten sonra da müfredatımızda da ona göre, ona uyum sağlayacak türden değişiklik yapacağız. Bu açıdan bakıldığında konuyla ilgili herhangi bir aksama da söz konusu değil.
Atama bekleyen öğretmenlerle ilgili, yine bir vekilimizin ismini maalesef kaydedemedim, beni affetsin, "Atama bekleyen öğretmenler velilerinin yanında çalışıyor ve çiftçilik yapıyorlar…" Taban fiyatı sordular. Doğrusu konu benimle doğrudan ilgili olmadığı için bunu kendisinden ilgili bakanımıza sormasını ben rica ediyorum.
Sayın Dedeoğlu'nun derslik sayısı ve öğretmen eksiği ne zaman tamamlanacak diye bir önerisi var. Çok değerli arkadaşlar, aslında derslik sayısı ve öğretmen ihtiyacıyla ilgili şu zaman tamamlanacak diye bir şey söylemek yanıltıcı olabilir, öyle bir şeyi size söylemek istemem. Ama özellikle derslik sayısının tamamlanması, donanım ihtiyacının hızla giderilmesi konusunda biz yeni bir düzenleme yaptık sizlerin de desteğiyle. O da, şimdiye kadar biliyorsunuz ki bizler sadece Millî Eğitim Bakanlığına verilmiş yatırım bütçesini yatırım projeleri için kullanabiliyor, ayrıca da hayırseverlerin desteğiyle derslik ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyorduk. Bundan sonraki süreçte çok modern iki yeni finansman yolunu da derslik ihtiyacını karşılamak üzere kullanabileceğiz. Onlardan bir tanesi kamu-özel ortaklığı, bir tanesi de kiralama yöntemi. Kamu-özel ortaklığında düşüncemiz şu: Mesela sizin ilinizde, Maraş'ta ilçe ilçe, Ardahan'da diyelim ilçe ilçe o ilçenin veya merkezî yerleşim biriminin ne kadar okula ihtiyacı varsa, hepsine tek seferde ister bir kampüs şeklinde isterse belediyelerin ayırdığı eğitim alanları parça parça belirlenerek hepsi için bir proje yapılacak, bunların hepsi birden ihaleye çıkacak ve özel sektör sermayesini bu sürece dâhil etmiş olacağız. Onlar fiziki altyapıyı oluşturacaklar ve eğitim için gerekli diğer hizmetleri sunacaklar, bizse orada öğretim hizmeti yapacağız ve böylece daha hızlı bir şekilde eğitim için altyapı sorunlarını çözmeyi planlıyoruz. Bu sizin hatırınızda olsun, illerinizde konuyla ilgili il millî eğitim müdürlerimizi de motive ederseniz zannediyorum daha çabuk çözme şansımız olacak.
"Öğretmen eksiği ne zaman tamamlanacak?" sorusu da yine benzer şekilde, şunu tekrarlamak istiyorum, yani buradan bir şekilde atama bekleyen öğretmenlerimize veya öğretmen olmak isteyen gençlerimize âdeta haykırıyorum, o da şu: Bizim toplam 116 bin öğretmene ihtiyacımız var. Maliye Bakanlığı bunu ister iki yılda, ister üç yılda, ister tek yılda karşılamış olsun, bunu karşıladıktan sonra yıllık olarak bizim 8 bin ila 10 bin öğretmene ihtiyacımız olacak, emekli olanlar ve başka kurumlara geçenler için. Artık Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığının öğretmen sorunu, okullaşma oranlarının artık limitlerine çok yaklaşmış olmamız sebebiyle çok büyük miktarlar oluşmayacak. Hâlbuki şu anda bile 247 bin 500 öğretmen adayı bekliyor. Tekrarlıyorum, 658 bin civarında da öğretmen olabilecek, öğretmenlik yapabilecek türden bölümlerde okuyan çocuklarımız var. Sadece eğitim fakültelerinde 200 bine yakın öğrenci okuyor.
Bütün bunları üst üste koyduğunuzda, bu insanların öğretmen olmalarına dair bütün motivasyonun devlete kanalize edilmesi ve onların öğretmenlik mesleğinin dışında başka hiçbir alternatif ortaya konulmaksızın konu üzerinden siyaset yapılması, çocuklarımıza yönelik yapılmış en büyük kötülük olacaktır. Ben sizden rica ediyorum, on yıldır 360 bin öğretmen alındı.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - On yıldır iktidardasınız Sayın Bakan! Siz planlayacaksınız bunu, biz mi planlayacağız!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) - Arkadaşlar, bunu tekrar ediyorum, on yıldır bizim şu ana kadar aldığımız öğretmen sayısı 320 binden fazla, ama…
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Neredeyse ağlayacağız sizin halinize ya! Böyle olmaz ki Sayın Bakanım, çocuklar intihar ediyorlar, intihar mektuplarını okudunuz mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) - Hayır, orada bir zihniyetten bahsediyorum, hiçbir şeyden bahsetmiyorum.
Türkiye'de üniversitede okumak, eğitim fakültesinden mezun olmak, illa devlette öğretmen olacağım diye motive edilecek bir olay değildir, bunu anlatmaya çalışıyorum.
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Her aileden üç çocuk istemesinler lütfen!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) - Üniversitede bütün iletişim fakültelerinden mezun olanlar gazetecilik mi yapıyorlar bu ülkede? Bütün işletme fakültesinden mezun olanlar pazarlamacılık, bütün maliyeden mezun olanlar Maliye Bakanlığında mı çalışıyorlar? Bu açıdan bakıldığında…
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Sayın Bakan, her aileden üç çocuk istiyor Sayın Başbakan!
BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen toparlayınız.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - İstihdam ayrı bir meseledir ama herkesin öğretmen olmasını sağlayacak türden bir motivasyon ve bunun üzerinden bir siyaset yanlış bir meseledir. Bunu söylemeye çalışıyorum.
Ayrıca…
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Efendim, sözü siz verdiniz, bu çocukları siz havalandırdınız.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Biz verdiğimiz sözleri tutuyoruz.
Sayın Öğüt'ün doğu ve güneydoğuda çalışanlara daha fazla ücret ve onların bu konudaki başarısızlıklarıyla ilgili soruları vardı.
Ben şunu söylemek istiyorum: Öğretmenler üzerinden siyaset yapılıyor. Ne zaman aile ataması olacak? Ne zaman özür ataması olacak? Vay efendim, öğretmenin hangi ile, ne zaman nakli yapılacak? Bunun üzerinden siyaset çok güzel yapılıyor.
Ayrıca, atama bekleyen öğretmenler üzerinden siyaset yapılıyor. Ama ben size bir şey söylemek istiyorum: Bir eğitimin…
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Bakan, siz de atanmış olanlar üzerinden siyaset yapın. Bu bir sorun. Bu sorunu dile getirmeyelim mi yani?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Bir eğitim sisteminin aslında öğesi sadece öğretmen midir arkadaşlar? Öğrenciler, az önce bahsettiğiniz fiziki imkânlar, müfredat ve benzeri… Size şunu söylüyorum: Geçtiğimiz günlerde YGS sınavından sonra sıfır çeken öğrencilerle alakalı gazetelerimizin birisinde bir haber vardı ve çocuklardan bir tanesi kendilerine sorulan sorudan sonra şunu söylüyordu, hiç buna ses vermiyor, kulak vermiyor musunuz? "Beş yılda 7 öğretmen değiştirdim. Benden hangi başarıyı bekliyorsunuz?" diyordu.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) - On senedir siz yönetiyorsunuz, biz mi yönetiyoruz? On senedir değiştirseydiniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Öğretmen üzerinden siyaset yapacağımıza öğretmenlerimizin bulundukları yerde başarılı bir şekilde kalmalarını, sürdürülebilir eğitimi ve çocuklarımızın sınıflarda öğretmensiz kalmamasını sağlayacak politikaları tavsiye etmenizi bekliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.