Okul idarelerinde, geleceğimiz için objektif davranmalı
Yönetim bir sanat olduğuna göre kötü bir sanatçının meydana koyduğu eser(!) neyse kötü bir yöneticinin sergilediği yönetim tarzı da odur.
Objektif uygulamaların zayıfladığı okul müdür ve yardımcılarının görevlendirilmelerinde (atanmalarında) yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini izah etmeye çalışacağız. Yaklaşık olarak 925.825 öğretmen ve 100 bin okul yöneticisi olduğu düşünüldüğünde okul yöneticilerinin seçiminin önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Okul yönetici atamasında sözlü uygulaması masaya yatırılmalıdır
Objektif uygulamaların zayıfladığı bütün uygulamalarda zafiyet ve çürüme kaçınılmaz olup, tarih bunun canlı şahididir. Bu bağlamda, iyi niyetlerle çıkarıldığını düşündüğümüz Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki uygulamaların hiçte böyle olmadığı ve yönetici kalitesinin gittikçe düştüğü açık bir gerçek haline gelmiştir. Özellikle sözlü atamalarda yaşanan sübjektif unsurların biran önce masaya yatırılması gerekmektedir.
Yönetme arzusu insanoğlu için bazen bir tutku haline gelebilmektedir. Bu işi yapıp yapamayacağının pratikte çok da önemi olmasa gerektir. Nitekim böyle olmasaydı, uygulamadaki örnekler bu kadar çoğalmazdı.
Yönetim bir sanattır ama ....
Yönetim işinin bir sanat olduğunu duymayan yoktur. Ancak, duymanın ve bilmenin para etmediği bir ortamda yönetim işinin sanat olduğunu iddia etmenin de kıymeti harbiyesi yoktur. Bu çerçevede, birçok ülkenin nüfusundan daha çok öğretmen ve öğrenciyi idare etmek, büyük bir sanat olsa gerektir. Bu bağlamda, 2016 yılı verilerine göre 17 milyon 559 bin 989 öğrencinin ve 925 bin 825 öğretmenin idaresini üstlenecek yöneticilerin seçiminde liyakat bir kenara bırakılırsa ortaya çıkacak sonuç maalesef geleceğimiz olan öğrencilerimizi doğrudan etkileyecektir.
Düşünün ki başarılı bir okula zayıf bir müdür atadınız. Bu müdür öncelikle okuldaki öğretmenlerin moral ve motivasyonunu bozacaktır. Moral ve motivasyonu bozulan öğretmeler ise bu durumu ister istemez öğrencilere yansıtacaktır. Öğrencilerin motivasyonunun bozulması ise ister istemez ülke geleceğini etkileyecektir.
Her aile, çocuğunu başarılı ve tecrübeli öğretmene emanet etmek istemekte ve başarıya odaklanmaktadır. Başarının ise huzurlu bir ortamda geleceği bilinen bir gerçektir. Hal böyle iken okulların insicamını bozacak yöneticilere emanet edilmesini anlamak mümkün değildir. Okulların riske edilmesi ise akla dahi gelmemesi gereken bir konudur. Çünkü, okul yönetimlerinin riske edilmesi, geleceğimiz olan nitelikli nesillerin riske edilmesi anlamına gelmektedir.
Bu açıklamalardan sonra, şayet yönetici atamadaki sübjektif unsurlara müdahale edilmezse okullardaki huzursuzluk ve kalite düşüklüğünün önüne geçilmesi mümkün değildir. Kendini dahi idare etmekten aciz yöneticilerin hem kendilerine hem de yöneticisi oldukları kurumlara zarar vermesinin önüne geçilmesi kaçınılmazdır.
Her kesimin takdir ettiği yöneticiler tasfiye edilmemelidir
Bazı yöneticiler vardır ki görüşleri sizle aynı olmasa da hal, hareket ve yönetim tarzıyla her kesim ve görüşteki insanların takdirini kazanırlar. Bunun yanında bu yöneticilerin ilkeli davranışı birçok kişinin canını sıkar ve yanlış işleri yapılamaz hale gelir. Çünkü yanlış olan hiçbir işte bu kişilerin imzasını bulamazsınız. Sendikalar bu yöneticileri sevmezler, çünkü bunlar mavi boncuk dağıtmazlar ve her şeyleri dobradır. İşte bu tip yöneticilerin tasfiyesine asla müsaade edilmemelidir. Kamunun iyi insandan ziyade hem iyi hem de iyi yöneticiye ihtiyacı vardır.
Özellikle okullar merkeze alındığında, kaliteli bir yöneticinin okul ve öğrenci başarısında çok büyük bir etkisi vardır. İyi okul müdürünün olduğu bir okulda öğretmen de öğrenci de yanlış yapamaz, yanlış yapma zemini ortadan kalkar. Her şeyden önce, herkes işini layıkıyla yapmaya çalışacağı, yapmayan hakkında da gereği yapılacağı için dedikodu ortadan kalkar ve huzur ortamı oluşur. Tarih, yanlış atanan okul yöneticileri sayesinde çok başarılı okulların başarı seviyesinin yerle bir olduğuna çok defa şahit olmuştur. Ümit ederiz ki bu anlattıklarımız, üzerinde durulmaya değecek kadar önemlidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.