Öğretmenlik Meslek Kanuna İlişkin Detaylar Belli Oldu! Talip Geylan'dan Açıklamalar!
Genel Başkanımız Talip Geylan, Bengü Türk Tv’de yayınlanan Söz Hakkı programına katılarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağına dair önemli açıklamalar yaptı.
Genel Başkanımız Talip Geylan, Bengü Türk Tv’de yayınlanan Söz Hakkı programına katılarak, Öğretmenlik Meslek Kanunu Taslağına dair önemli açıklamalar yaptı.
Taslağa dair bilgi paylaşımında bulunduklarını belirten Genel Başkan Talip Geylan, “Önümüzdeki günlerde kanun teklifi TBMM gündemine gelecek. Biz baştan beri öğretmenlerin muhatap olduğu tüm mevzuat ve süreçleri ihtiva eden, öğretmenlik mesleğinin beklentilerini karşılayan bir kanun revizyonunu istiyoruz. Umuyoruz ki, kanun taslağı TBMM’ye getirildiğinde ortak bir irade ortaya konulur ve ÖMK tartışması kamuoyunun gündeminden çıkar” dedi.
Türk Eğitim-Sen’in bazı taleplerinin teklifte yer aldığını ve bundan memnuniyet duyduklarını söyleyen Geylan, teklifteki eksiklere de dikkat çekti.
Kariyer basamaklarının oluşturulurken sınavın kaldırılması olumlu ancak uzman ve başöğretmen olmak için gerekli hizmet süresinin de düşürülmesini istiyoruz.
Taslakta kariyer basamaklarının oluşturulurken sınavın kaldırılmasının olumlu olduğunu söyleyen Geylan, ancak uzman ve başöğretmen olmak için gerekli hizmet süresinin düşürülmemesini eleştirdi. Geylan şunları kaydetti: “Öğretmenlerin kariyerinin sınavla belirlenmesinin yanlış olduğunu her platformda ifade etmiştik. Çünkü öğretmenlik mesleği bilme değil, bildiğini aktarma mesleğidir. Dolayısıyla kariyer basamaklarında tek ölçüt kıdem, tecrübe, hizmet yılı olmalıdır. Bu noktada sınavın kaldırılacağı ve hizmet yılına göre öğretmenlerin kariyerlerinin planlanacağı taslakta yer almıştır. Bu sevindirici bir gelişmedir ama bir eksiği vurgulamak istiyorum: Taslakta, 10 yıl hizmeti olan öğretmenlerimizin uzman öğretmenliğe, 10 yıllık uzman öğretmenlerimizin de başöğretmenliğe başvurabileceğini görüyoruz. Oysaki bir önceki Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer kariyer basamaklarında hizmet sürelerinin yarı yarıya indirileceğini ifade etmişti. Bizler her zaman devlette devamlılığın esas olduğunu söylüyoruz. Her iki bakanımızda aynı hükümetin bakanıdır. Dolayısıyla iktidar partisinin bir önceki Milli Eğitim Bakanı’nın ağzından verilmiş bu taahhüttün hayata geçirilmesi gerekmektedir. TBMM safhasında hükümetimizin verdiği bu sözün gereğinin yapılması beklentimizdir. Öte yandan ‘Hiçbir öğretmenimiz başöğretmen olmadan emekli olmasın’ demiştik. Taslakta, 20 yıl ve üzeri görev yapan öğretmenlere başöğretmen imkânı getiriliyor. Talebimizin taslakta yer almasından büyük memnuniyet duyduk.”
Liyakati esas alan, ehliyete dayanan, hakkaniyet zemininde işletilen yönetici atama usulü ÖMK’da yasal zemine kavuşun!
Adalet zemininde yürütülen bir yönetici atama sisteminin maalesef ihdas edilemediğini belirten Geylan, yönetici atama sisteminin mutlaka yasal zemine oturtulması gerektiğini kaydetti. Her iktidar hatta her bakan değiştiğinde yönetmelik inisiyatifleri ile adeta yamalı bohçaya dönmüş olan mevcut arazlı düzenlemeden kurtulmanın önemini vurgulayan Genel Başkan, “Liyakati esas alan, ehliyete dayanan, hakkaniyet zemininde işletilen yönetici atama usulü ÖMK’da yasal zemine kavuşun!” dedi.
Okul müdürlüğü tali görev olmaktan çıkarılsın.
Okul müdürlüğünün tali görev olmaktan çıkarılması, asli görev haline getirilmesi gerektiğini ifade eden Geylan, “10-15 yıl boyunca idarecilik yapan, iyi yetişmiş bir yönetici başka ile tayin olduğunda öğretmenlik görevine geri dönüyor. Bu uygulama, hem verimli eğitim sistemi sağlanması açısından arazlıdır hem de iyi yetişmiş yöneticilerin kaybı anlamına gelir. Bu husus meslek kanununda mutlaka düzenlenmelidir” diye konuştu.
Uzman ve başöğretmenlik tazminatları emekliliğe yansıtılsın.
Uzman ve başöğretmenlik tazminatlarının emekliliğe yansıtılmasını isteyen Talip Geylan, “Uzman ve başöğretmenlik tazminatları emekliliğe yansıtılmadığı için emekli öğretmen maaşları ile çalışan öğretmen maaşları arasındaki makas artıyor. Dolayısıyla uzman ve başöğretmenlik tazminatları emeklilik kesintisine dahil edilmelidir. Bu uygulama, emekliliği de teşvik edecektir” dedi.
Tüm öğretmenler 657 sayılı DMK’nın 4/A maddesine göre kadrolu ve mülakatsız atansın.
ÖMK’da sözleşmeli, kadrolu öğretmen ayrımının kaldırılmasına, tüm öğretmenlerin 657 sayılı DMK’nın 4/A maddesine göre kadrolu ve mülakatsız atanmasına ilişkin düzenlemenin yer almasını isteyen Geylan, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın, 14 Mayıs seçimleri öncesinde mülakatla ilgili bir iradesi vardı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak, gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız’ demişti. Biz devletin ortaya koyduğu bu iradeye uygun şekilde öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılmasını talep ediyoruz. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, nitelikli öğretmen seçmek için mülakatı savunuyor. Tabi ki öğretmenler nitelikli olsun ama öğretmenin niteliği kısa süreli mülakatlarla ölçülemez. Öğretmenin niteliği; öğretmen yetiştirme sisteminde değerlendirilmesi gereken bir husustur. Bu noktada yapılması gereken öğretmen liselerinin yeniden açılmasıdır. Öğrenciler, öğretmen olma arzu ve hedefiyle öğretmen lisesine girecek. Mezun olmasının ardından hala hedefi aynı ise, işte o zaman eğitim fakültesini tercih edecek. Eğitim fakültelerinin son sınıfında ise öğretmen adaylarına tam zamanlı okulda uygulama eğitimi verilecek. Eğer hala öğretmenlik yapmak istiyorsa KPSS’ye girerek, başarılı olacak ve ataması yapılacak. İşte nitelikli öğretmen ataması bu şekilde yapılır. Türk Eğitim-Sen olarak bir kez daha yineliyoruz: Mülakatın hem ilk atamalarda, hem yönetici atamalarında hem de görevde yükselmelerde kaldırılmasını istiyoruz” diye konuştu.
ÖMK’da Zorunlu Hizmet Tazminatı da yer alsın.
ÖMK ile ilgili bir diğer taleplerinin de, elverişsiz koşulların hâkim olduğu bölgelerde öğretmenlere teşvik uygulaması getirilmesi olduğunu bildiren Talip Geylan, “Aslında sendikamızın bu teklifi devletimizin tarafından da kabul görmüş ve 23 Ekim 2018 yılında açıklanan Eğitimde Vizyon Belgesi’nde ‘Elverişsiz koşullarda görev yapan öğretmenlerimize teşvik uygulaması getireceğiz’ ifadesi ile yer bulmuştu. Şimdi sıra bu vaadin gereğinin ÖMK ile hayata geçirilmesindedir” dedi.
Eğitimde şiddetin önlenmesine yönelik ÖMK’da yer alan düzenleme için teşekkür ediyoruz.
ÖMK’daki en önemli düzenlemelerden birisinin eğitimde şiddetin önlenmesi, etkili ve caydırıcı tedbirler geliştirilmesi, eğitim çalışanlarının güvenli bir ortamda çalışmasının yasal koruma altına alınması olacağını ifade eden Geylan, Türk Eğitim-Sen’in konuyla ilgili hem 2019 hem de 2023 yıllarında iki kez kanun teklifi hazırlayarak, milletvekilleri aracılığıyla TBMM’ye ilettiğini hatırlattı. Geylan, “Nihayetinde eğitim çalışanlarına yönelik şiddete ilişkin düzenleme ÖMK’da yer alacak. Artık eğitim çalışanlarına yönelik şiddet vuku bulduğunda tutuksuz yargılama ortadan kaldırıyor, verilen hapis cezası da ertelenmeyecek. Bu güzel bir adımdır. Teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Milli Eğitim Akademisindeki programa katılacak arkadaşlarımız KPSS başarısına göre öğretmen olmayı hak ettiler. O halde öğretmen maaşının eksiksiz ödenmesi gerekir.
Milli Eğitim Akademisi hakkında da önemli açıklamalar yapan Geylan, “Milli Eğitim Akademisi tartışmaları başladığında eğitim fakültelerinin yerini mi tutacak şeklinde bir endişe yaşandı. Bu, haklı bir endişeydi. Çünkü öğretmen yetiştirme sistemimiz eğitim fakülteleri üzerine bina edilmiştir. Bu hususu atlayamayız, eğitim fakültelerini itibarsızlaştıramayız. Eksikleri varsa tamamlarız. Yeni bilgiye göre akademide KPSS başarısına göre alınan öğretmenlerimiz bir nevi adaylık sürecine tabi tutulacak. Bunu makul görüyorum. Yani Milli Eğitim Akademisi’nde verilecek eğitim; öğretmen yetiştirme sürecinin bir parçası değil, öğretmenlerin adaylık sürecindeki bir karşılığıdır. Ancak şunu eksik görüyorum: 30 ilde kurulacak akademide öğretmenlere 23 bin TL ücret verilecek. Elazığ’dan Mersin’deki eğitim akademisine geldiğinizi düşünün. 23 bin TL’ye nasıl geçineceksiniz? Ev kirasını mı karşılayacaksınız, ulaşım giderlerini mi, gıda masraflarını mı? Bunu doğru bulmuyorum. Bu arkadaşlarımız KPSS başarısına göre öğretmen olmayı hak etmişlerse, o halde maaşlarının da eksiksiz ödenmesi gerekir. Bu sorunun TBMM’de çözülmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuşu.
Geylan şunları da kaydetti:
“Ayrıca;
Başarıyı teşvik eden, motivasyonu artıran bir ödül sistemi yasal zemine kavuşturulmalıdır.
Her sene başında verilen Eğitime-Öğretime Hazırlık Ödeneği bir asgari ücret tutarında tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir.
Ek ders ücretleri artırılmalıdır.
Tayin/nakil usulleri mutlaka düzenlenmelidir. Anayasa’nın 41. Maddesi aile birliğini sağlama yükümlülüğünü kamu idaresine yüklemiştir. Bu noktada başta sözleşmeden kadroya geçen öğretmenlerimiz olmak üzere tüm kamu çalışanlarının eş durumu mazeret tayinleri karşılanmalıdır. Adı üstünde mazeret! Yani keyfiyet yok. ÖMK’da bu mağduriyetleri sona erdirecek bir düzenleme bekliyoruz.
Müfettiş yardımcıları, maarif müfettişleri, şube müdürleri, ilçe milli eğitim müdürleri ve il mili eğitim müdür yardımcıları maaşları nedeniyle mağdurdur. Bu kademelerde görev yapan meslektaşlarımızın ücretleri, başöğretmenlerin -ek ders ücreti dahil- eline geçen ücretin altında kalıyor. Bu, hiyerarşi silsilesine uygun değil. Şayet bir düzenleme yapılmazsa, MEB yönetici ve müfettiş bulamama sorunu yaşayacak. Dolayısıyla bu kademede görev yapanların mali hakları revize edilmelidir.”
Rotasyon ÖMK teklifinde yer almıyor. Böylece gereksiz tartışmalar sona erdi.
Rotasyonun ÖMK teklifinde yer almadığına dair duyum aldığını bildiren Geylan şöyle konuştu: Birkaç hafta önce rotasyonun yeniden kanuni zemine kavuşturulacağına ilişkin MEB kaynaklı haberler basına yansıdı. Bunun üzerine “Bir kez daha attığınız taş ürküttüğünüz kurbağa değmeyecek, öğretmenleri huzursuz kılacak tartışmalardan uzak durun’ şeklinde çağrıda bulunmuştum. Son aldığım duyuma göre rotasyon ÖMK’da yer almıyor. MEB yetkililerine teşekkür ediyorum. Böylece rotasyonla ilgili gereksiz tartışmalar sona erdi.” dedi.
Sıra tayin uygulaması hayata geçirilmelidir.
Rotasyonun gerekçesinin makul olmadığını yineleyen Geylan, “Rotasyonun gerekçesi olarak ileri sürülen argüman, ‘makam/işletme körlüğü’ oluşmasıdır. Oysaki, öğretmenlerimiz açısından makam/işletme körlüğü oluşması söz konusu değildir. Çünkü öğretmen, her yıl yeni bir öğrenci ve veli kitlesi ile muhatap olmaktadır. Uzun süreli çalışmalar, yığılmalar olduğu belirtiliyor. Sıra tayin uygulamasını getirirseniz rotasyon uygulaması doğal akışında hayata geçirilmiş olacak. Nitekim MEB’in sıra tayin uygulaması getirebileceği belirtiliyor. Umarım sıra tayin uygulaması geciktirilmeden hayata geçirilir. Tabi şunu da belirtmem gerekir ki, bazı genç meslektaşlarımız rotasyonu istiyor. Rotasyon uygulanırsa, elverişsiz koşulların hâkim olduğu bölgelerden merkeze geleceklerini zannediyorlar. Çok net söylüyorum: Gelemezsiniz! Çünkü rotasyon il içinde uygulanacak. Yüksek puanlı meslektaşlarımız kendi içinde yer değiştirecek” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.