Öğretmenlik mesleğinin itibarı yükseltilmelidir

Öğretmenlik mesleğinin itibarı yükseltilmelidir

24 Kasım Öğretmenler Günü, bu haliyle bin yıllık medeniyet değerlerinden soyutlanmak üzere köklerinden koparılmak istenen milletimizin tabi tutulduğu operasyonun bir yansımasından ibarettir.

Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğinin sorunlarının ve çözüm önerilerinin en yoğunluklu olarak ortaya konulduğu, öğretmenlik mesleğinin itibarının artırılması için en güçlü vurguların yapıldığı, öğretmenler arasındaki meslekî dayanışmanın en üst düzeyde gerçekleştirildiği, öğretmenlerle öğrenciler arasında öğretmenliğin kudsiyetini açığa çıkarak duygusal atmosferlerin yaşandığı en önemli günlerden ve en güzel imkânlardan biridir.

Türkiye’de 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak tayin ve tahsis edilen muayyen gün ise, 12 Eylül askeri darbesinin ardından, darbe yönetiminin kararıyla kutlanmaya başlamıştır. Darbecilerin ruhunu yansıtan, izlerini taşıyan, suç işleyenlerin yapmak istedikleri mühendisliğe öğretmenleri de ortak etmek için tahsis ettikleri, törenleri ve ritüelleriyle sorgulanmaksızın her yıl tekrarlanan Öğretmenler Günü, millet iradesini hiçe sayanların himmetiyle ‘öğretmenlere de bir gün olsun’ denilerek ihdas edildiği günden beri kabul sorunu yaşamaktadır. Darbecilerin yeri millet vicdanında nasıl meşrulaşmadıysa, 24 Kasım da aynı şekilde meşrulaşamamıştır.

24 Kasım Öğretmenler Günü, bu haliyle bin yıllık medeniyet değerlerinden soyutlanmak üzere köklerinden koparılmak istenen milletimizin tabi tutulduğu operasyonun bir yansımasından ibarettir. Bin yıllık geçmişi yok sayan ve el yordamıyla kazılmış yüzeysel temeller üzerine bina edilmek istenen köksüz, ruhsuz anlayışın bir tezahürüdür. Öncelikle Öğretmenler Günü, karşılığını kendi medeniyet değerlerimizin derinliklerinden bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin ve endoktrinasyon ameliyesinin bir karşılığı olmaktan uzaklaştırılmalıdır.

Ülkemizde 1981 yılından itibaren kutlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün, kutlanmaya başladığı günden bu yana içi doldurulamayan, yasak savmak kabilinden törenler ve beylik konuşmalarla geçiştirildiği görülmektedir. Militarist üslup ve kalıplaşmış ritüelle savılan Öğretmenler Günü, bugüne kadar öğretmenlere pratikte herhangi bir katkı sunamamıştır. Oysa Öğretmenler Günü, bir ülkenin geleceğini büsbütün şekillendiren bir hizmeti ortaya koyan öğretmenlerin bir yıllık motivasyonunun yüklendiği ve ülkenin geleceğinin aydınlık olması yönünde bir fırsat olarak değerlendirilebilir, ülkenin ve milletin kazancına dönüştürülebilirdi.

Öğretmenlerin, on yıllar boyunca birbiri üzerine eklenmiş pek çok sorunları bulunmaktadır. Öncelikle öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmıştır. Öğretmenlere sunulan maddi imkânların yetersizliği nedeniyle öğretmenlik tercih edilen bir meslek olmaktan çıkmış, üniversite tercihlerinde eğitim fakültelerinin alt sıralara kaymasına neden olmuştur. Öğretmenliğin maddi manevi sorunlarının çözülmesi ve öğretmenliğin yeniden cazip, öncelikle tercih edilen bir meslek haline getirilmesi gerekmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu düzenlemeler öğretmeni ve okul yönetimlerini öğrenci ve veli karşısında etkisiz eleman konumuna itmiştir. Öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasının ve toplumsal saygınlığını yitirmesinin yanı sıra mevzuat düzenlemeleriyle elinde hiçbir yaptırım imkânı bırakılmayan öğretmenlerin mesleklerini icra ederken çeşitli saldırılarla karşı karşıya kaldıkları da gözlenmektedir. Okullarda disiplini sağlamak için bir yaptırım uygulamanın imkânı yoktur. Saygınlığı kalmayan, can güvenliği tehdit altında bulunan öğretmenler mesleklerini çok zor şartlar altında icra etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’nin eğitim politikalarını belirleyen ve uygulayan bir bakanlık olduğu gibi, öğretmenlerin de personeli olduğu bir bakanlıktır. Milli Eğitim Bakanlığı, personelinin sorunlarını sahiplenmeli ve çözümüne ilişkin çaba göstermelidir.

Eğitim çalışanlarının yetkili sendikası Eğitim-Bir-Sen, eğitim çalışanlarının ve eğitim hizmetini bizzat gerçekleştiren öğretmenlerimizin bugününün dünden, yarınının da bugünden daha iyi olması için üzerine düşeni samimi çabalarla yerine getirme uğraşı içerisindedir. Gerek Kurum İdari Kurulu toplantılarında gerekse Toplu Sözleşme görüşmelerinde önemli kazanımlar elde edilmesine vesile olmaktadır.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin 2016-2017 yıllarında yararlanacağı mali, sosyal ve özlük hakların belirlendiği 3. Dönem Toplu Sözleşme ile 2016 yılında (6+5 olmak üzere) toplamda yüzde 11,3, 2017 yılında (3+4 olmak üzere ) toplamda yüzde 7,12, iki yıllık toplamda ise yüzde 19,2 zam aldık. 2005 yılından sonra göreve başlayan kamu görevlilerine ilave bir derece verilmesi beklentisini kazanıma dönüştürdük. Üyelerimiz başta olmak üzere bütün öğretmenlerin hasretle beklediği ve hararetle istediği nöbet ücretini alarak tarihi bir başarının altına imza attık. Böylece, mesleki eğitim merkezleri de dâhil olmak üzere örgün eğitim kurumlarında fiilen nöbet görevini yerine getiren müdür yardımcıları ile öğretmenlere, 2016 yılında haftada 2 saat, 2017 yılında ise haftada 3 saat ek ders ücreti ödenecektir. Bu sayede, öğretmenlerimizin aylık gelirlerine ilgili yılların birinci ve ikinci altı aylık dönemleri itibarıyla, 2016’da 98 TL ila103 TL, 2017 yılında ise 159 ila 166 TL ilave brüt artış sağladık. Bir başka önemli kazanımımız, Bakanlıkça hafta sonu yapılan merkezi sınavlarda görev alan eğitim çalışanlarına, ek ders ücreti yerine ÖSYM ve diğer kurumlarca yapılan sınavlarda olduğu gibi sınav gösterge rakamına dayalı sınav ücreti ödenmesini elde etmek oldu. Bu kazanımla, sınavda görev alanlara 5 saat tutarında ek ders ücreti yerine, ilgili yılın altı aylık dönemleri itibarıyla, her oturum için 2016 yılında en düşük 141 TL ila 148 TL, 2017 yılında ise 152 TL ila 158 TL sınav ücreti ödenecek. Yabancı dil sınavlarında yazılı ve sözlü sınav komisyonlarında görev alan üyelere, her bir komisyon üyeliği için ayrı ayrı ücret ödenmesi kazanımı da bizim imzamızla sağlandı. İLKSAN dayatmasına bütünüyle son verdik. Bir önceki dönem toplu sözleşmesinde elde ettiğimiz isteğe bağlı üyelik kazanımına, isteğe bağlı olarak üyelikten ayrılma kazanımını ekledik. Böylece, rızaları dışında öğretmenlerimizin cüzdanına el atılması uygulamasına son verdik. Öğretim yılına hazırlık ödeneğinin 2016-2017 eğitim-öğretim yılında 1.000 TL, 2017-2018 içinse 1.050 TL olarak belirlenmesini sağladık.

Eğitim-Bir-Sen olarak, 19. Milli Eğitim Şurası’nda tartışılan, karar altına alınan ya da üzerinde çalışma yapılmasına karar verilen hususların bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz. Branş öğretmenleriyle meslek öğretmenlerinin maaş karşılığı ders saatlerinin 15 saat olarak eşitlenmesi, öğretmenlerin özlük haklarına yönelik olarak, her dört yılda bir yıpranma payı ve 3600 ek gösterge verilmesi, öğretmenlerin ek ders ücretlerinin artırılması, öğretmenlerin mesleki yeterlikler doğrultusunda kariyer basamaklarında yükseltilmesi, öğretmenlerin ihtiyaç duyulan il ve bölgelerde görev yapmalarına yönelik bir teşvik sistemi geliştirilmesi, öğretmenlik mesleğinin hak ettiği sosyal ve mesleki itibarın artırılmasında; yeterlik, nitelik ve standart gibi kavramlar arasında bir ortak anlayış yaratacak ve norm oluşturacak bir yasal düzenlemeye gidilmesi şeklinde ortaya konulan karar ve yaklaşımlar mutlaka hayata geçirilmelidir.

Öğretmen, eğitim hizmetinin merkezindedir. Öğretmeni dikkate almadan verimli ve başarılı bir eğitim hizmeti verilemez. Öğretmenlerin gönülden iştirak edecekleri, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle; tüm öğretmenlerimizin emeklerinin değerinin anlaşıldığı, mesleğin itibarının ön plana çıktığı, sorunlarının çözüldüğü ve Öğretmenler Günü’nün sivilleştiği günler diliyoruz. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.