Öğretmenler Üvey Evlat Değildir!
Öğretmenler Üvey Evlat Değildir!
Şubat 2012 maaş belgelerini imzalarken dikkatimi çekti. Gerçekten gözlerime inanamadım. Göreve yeni başlayan veya kıdemi 3-5 yıl olan öğretmenler okullarımızdaki hizmetli ve memurlardan daha az maaş alıyorlardı.
***
Eşit işe eşit ücret ödemesini öngören 666 sayılı kararnamenin dışında tutulan öğretmenlere yapılan bu haksızlık, Milli Eğitim Bakanlığı’nın acilen el atarak düzeltmesi gereken önemli bir durum. Can yakıcı bir sorundur. Öğretmenlerin maaşlarının yanında bir de ek dersleri var diyeceksiniz ama her öğretmenin ek dersi yok. Özellikle büyük şehirlerde öğretmen açığı bulunmayan birçok yerde ek dersi bırakın maaş karşılığı dersini dolduramayan binlerce öğretmen vardır.
Çok değil Eylül 2011’e kadar ilçelerde çalışan Milli Eğitim Müdürleri ve şube müdürleri de aynı durumda idiler. Memurlara, Şeflere Şube Müdürü ve Müdürlere verilen ek ödeme öğretmenlere verilmeyince yine ortaya garip bir durum çıktı. Bunun izah edilir bir yanı yok.
Lise mezunu şef 2000 TL’ nin üzerinde maaş alacak.
Fakülte mezunu öğretmen 1600-1700 TL.
İlkokul veya Ortaokul Mezunu hizmetli öğretmenden fazla paraya çalışacak. Akıl alır gibi değil…
***
Geçenlerde, öğretmen maaşlarının; cumhuriyetten bu yana cumhuriyet altını ile karşılaştırılmış tablosunu görünce doğrusu şaşırdım. Öğretmen maaşları cumhuriyet altını karşısında ihtilal döneminde, bir de bu dönemde bu kadar gerilemiş! Maddi bakımdan öğretmenlerin geriye düşmesi çalışma hayatını da etkiliyor. Bakanlığımızın çeşitli projelerinin hayata geçirilmesinin planlandığı bir dönemde, ekonomik yönden güçlü olmaları gerekir. Eğitimde atılım yapmak istiyorsak, öğretmenin statüsünü arttırmak lazım. Statünün ölçütü de mesleğin ekonomik durumu ile doğru orantılıdır.
Öğretmenlik mesleğini ilgi gören meslek haline getirmek gerekir. Bunun yolu da öğretmenlere sağlanan imkânların arttırılmasına bağlıdır. Bu da ek ders ücretlerini yükseltmekten geçmemektedir. Ek ders ücretlerinin artırılması başka sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bir okul yöneticisi nerdeyse öğretmenin iki katı kadar maaş+ücret almaktadır. Ya da ek ders ücretini tam alan öğretmen ile ek ders ücreti almayan öğretmen arasında büyük fark vardır. Ek ders ücretlerinin yükseltilmesi bu çelişkili durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüştürecektir.
Memleketin en ücra köşesine hizmet götüren öğretmenler, verdikleri hizmetin karşılığını alamamaktadırlar. Özellikle küçük yerlerde görev yapan öğretmenler bu konu da farklı mağduriyetler yaşamaktadır. Birçok öğretmen çocuğu, öğrenimlerini yatılı olarak sürdürmek zorundadırlar. Bu da öğretmenlerin aile hayatlarında başka başka problemlere sebep olmaktadır.
Tarih | Öğretmen maaşı | Maaşla alınabilecek Altın adedi |
1946 | 33,1 | 12 |
1960 | 107,8 | 18,5 |
1965 | 94,4 | 28,6 |
1980 | 10,53 | 1,5 |
1990 | 217,76 | 4,4 |
1993 | 892,02 | 5,9 |
1998 | 17330,00 | 7 |
2012 | 1567,00 | 2,5 |
***
Hak yağmur gibi herkese ve her yeri nasibdar edecek şekilde yağmalı… Herkes nasibine düşeni almalı, kimseye “üvey”muamelesi yapılmamalıdır. Devlet kelimesi Arapça “devle”kelimesinden gelir ve bir anlamı da haktır, ganimettir, nimettir. Devlet gücü, ganimeti, nimeti devreden anlamına gelir ki, maaş-ücret kamu hizmeti görenlerin devletten aldıkları bir hak ise, bunun herkese eşit dağıtımını istemek herkesin en doğal hakkıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlere yönelik bu negatif durumu elbette hemen düzeltmeli, bir uzmanlık ve prestij mesleği olan öğretmenliği okullarda hizmetli ve memurların alay ettiği bir meslek olmaktan kurtarmalıdır. Zira yarı şaka yarı ciddi de olsa öğretmenler ile hizmetliler arasındaki bu maaş farkı öğretmen odalarının en flaş geyik muhabbeti konusu olmuştur. Bu öğretmenlere yapılan büyük ve incitici bir haksızlıktır.
***
Eğer eğitimde kaliteden, AB normlarından söz edilecekse ve öğretmenlerden başarı ve fedakârlık istenecekse, nimetlerin de sosyal devlete yakışır şekilde eşit dağıtılması gerekir.
Asgari geçim ücretinin 3200 TL olduğu bir yerde öğretmeni bunun yarısı oranında bir maaşla çalıştırmak akla mantığa sığar birim durum değildir.
Bir yolu bulunmalı…
Öğretmenleri diğer eğitim çalışanlarını yanında şakacıktan da olsa ezilen bir görüntü ile baş başa bırakmamalıyız.
Milli Eğitim Bakanlığı tepeden-hizmetin üretildiği en kritik nokta olan okula kadar bir hizmet üretecek, bir başarı yakalayacak, insanları mutlu edecek ise bunu öğretmenler eli ile yapacaktır...
Öğretmenlerin sorunları görmezden gelinerek, onların prestijleri, maaşları alay konusu yapılarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın projelerini başarıya ulaştırma şansı yoktur.
Tablet dağıtsanız da, dijital teknoloji ile ülkenin her yerini donatsanız da, en hızlı internet verseniz de, binaları altından gümüşten yapsanız da içini dolduracak olan, varlıklara bir ruh ve bilinç verecek olan yegane el, öğretmenin elidir.
O ele birilerinin bu günlerde el uzatması, tutması ve yeniden kaldırması hava kadar su kadar ekmek kadar gerekli…
Emeklerinize sonsuz teşekkürler öğretmenlerim…
M.METİN MUHARRİROĞLU
Eğitim Yöneticisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.