Öğretmenler, il dışı yerdeğiştirmeleriyle ilgili taleplerinde ne kadar haklılar?

Öğretmenler, il dışı yerdeğiştirmeleriyle ilgili taleplerinde ne kadar haklılar?

Öğretmenler, il dışı yerdeğiştirmeleriyle ilgili taleplerinde ne kadar haklılar?

Son günlerin en revaçta konusu Öğretmenlerin İsteğe Bağlı Yerdeğiştirmeleri. Bu gruba tabii öğretmenlerimiz her geçen gün artan hızda mail bombardımanına tutuyorlar insanları. Facebookta grup dahi kurmuşlar. Tabii ki insanlar örgütlenecek, hak arayacaklar varsa yanlışlığı haykıracaklar. Bundan daha doğal bir şey yok. Fakat bu noktada ölçüyü kaçırmamak bir maili onlarca kez yollamamak gerekir diye düşünüyorum.

Bu yazı belki bazı insanları mutlu etmeyecektir ama gerçekleri ortaya koymamız gerekir. Doğru söz söylüyorsak dokuz köyden kovulmaya da razıyız biz.

Öğretmenlerimizin iki tür talebi söz konusu bu konuda;

1- 30bin öğretmen atamasından önce il dışı yer değiştirmelerin yapılması ve böylece il dışı yerdeğiştirmede daha çok öğretmenin yer değiştirmesi

2- İl dışı yer değiştirmelerde kontenjan sınırlaması yapılmaması

Yani işin özü öğretmenlerimiz bölge, il değiştirmek istiyorlar.

Öncelikle söyleyelim 30bin öğretmen atamasının sonraya alınması mümkün değil.Onlar da bu taleplerinden vazgeçmişler zaten. Bu konu artık kapandı.

Kaldı ki bakanlık kontenjan uygulayacağına göre yani tüm kurumları açmayacağına göre bu atamalar il dışı yer değiştirme yapacak öğretmenleri etkilemeyecektir.

Öğretmenler diyorlar ki geçen yıl zorunlu hizmet kaldırıldı biz doğuda çalışanlar mağdur olduk. Çünkü batıda çalışan zorunlu hizmete tabi öğretmenler buraya geleceklerdi ve biz onların yerine gidecektik.

İşin aslının böyle olmadığını ifade etmek isterim. Bir şey yazarken yada söylerken haklının hakkını teslim etmekte fayda var.

Bakınız 2010 yılında il dışı yerdeğiştirme yapan öğretmen sayısı;

1.bölgeye 16.173,

2.bölgeye 4.542,

3.bölgeye 1.214

yani toplam 21.929

Bu rakamları kafadan değil CHP Yalova Milletvekili sayın Muharrem İnce’nin soru önergesine verilen cevaptan söylüyoruz. Yani devletin resmi yazısından, bu yazı yanlış olabilir mi? Hayır olamaz çünkü geçen yıl yayımlanan taban puanlardan da tespit yapmak mümkün.

Bakanlık 21.929 kişinin yerini değiştirirken baskılar doğrultusunda bunu yaptı. Sayı aslında daha azdı. 2010 yılında yer değiştirmenin geçmiş yıllara göre çok yapıldığı noktasında bakanlığa hakkını teslim etmemiz lazım.

Çünkü 2009 yılında zorunlu hizmete bağlı yerdeğiştirmeler dahil 14.150 kişinin yerini değiştirmiş bakanlık. Yani 2010 ile 2009 arasındaki fark 7779 kişi.

Bu da azımsanacak bir rakam değil. Burada bakanlığın hakkını teslim ederken;

Öğretmenlerin zorunlu hizmet kaldırılmasa idi biz mağdur olmayacaktık, serzenişlerinin doğru olmadığını da tekrar vurgulamak isterim.

Burada asıl sorun zorunlu hizmet bölgelerinde belli bir süre çalışan öğretmenlerimizin batıya yada memleketlerine gelme isteklerinin karşılanamaması sorunudur.

Öğretmenlerin talep ettiği gibi boş kadroların tamamı açık ilan edilip tamamına atama yapılsa bile bu istek tamamen karşılanamayacak sadece bir nebze azaltılabilecektir.

Çünkü bazı alanlarda ve illerde gerçekten sıkışıklık yaşanmakta ve bakanlık özür grubunda dahi öğretmenlere yer bulmakta zorlanmaktadır.

MEB’in tüm kurumları duyurması ve tamamına atama yapması söz konusu olmayacaktır. Çünkü norm kadro fazlası olan öğretmenlerimiz vardır ve bu öğretmenler için kadro ayırmak zorunluluğu vardır.

Öneri : Bakanlığın öncelikle il içi yer değiştirmeleri açması (ki yönetmeliğe göre 15 Mayıs’a kadar başlatmak zorunda) gerekir. İl içi yer değiştirmelerde Norm fazlası öğretmelere başvuru zorunluluğu getirmeli bu zorunluluğa uymayanların atamasını resen gerçekleştirmelidir.

Yani öncelikle Norm kadro fazlası öğretmenler eritilmelidir.

Öneri : Norm fazlası öğretmen sorunu çözümlendikten sonra il içi yer değiştirmede sıraya girilen okullar (sıralı okullar) hariç tüm okullar il dışı yer değiştirmelere açılmalıdır.

Öneri: Okullardaki açıklar kurumlar bazında duyurulmalı, sıralı okul ise belirtilmeli bu şeffaflıkla işler yürütülmelidir.

Özellikle zorunlu hizmet bölgesinde çalışan öğretmenlerimizin batıya yada memleketlerine gidebilmeleri kadro artırımıyla mümkün değildir demiştik şimdi bunu destekler bazı veriler ortaya koyalım:

2010 yılından hareketle;

MEB’de en çok öğretmen kadrosunun ve talebin bulunduğu Sınıf Öğretmenliğinden hareket edelim.

İl dışına yer değiştiren öğretmenlerin yer değiştirme puanları (en düşük-en yüksek):

Sınıf Öğretmenliği:

Ankara:431-808

Adana: 227-512

Antalya:239-638

Balıkesir:454-513

Bursa:172-571

Giresun:157-527

Trabzon:265-691

İzmir:461-608

Nevşehir:192-301

İstanbul :116-555

Görüldüğü üzere puanlar uçmuş durumda. Durum böyle iken kontenjan arttırarak bu işi çözmenin mümkün olmadığı açıktır.

En çok öğretmen açığının bulunduğu İstanbul’a geçen yıl gelen öğretmenin hizmet süresi en az 5 yıldır. O da geçmişte en yüksek puan olan 24 puanlık köyde çalışması şartıyla. Kontenjanlar arttırılsa bile bu sorun çözümlenemeyecek öğretmenlerin yaralarına merhem olunamayacaktır.

Evet 3-5 yıl zorunlu hizmet bölgesinde çalışan öğretmenimizin hiçbir hülleye (sağlık, eş, öğrenim özrü gibi) başvurmadan yer değiştirebilmesi gerekir. Yukarıdaki verilere bakıldığında mevcut sistemle tüm kontenjanları açmakla bunun mümkün olmadığı görülecektir.

Bakanlık verilerini iyice incelemeli ve farklı bir uygulamaya geçmelidir. Mevcut uygulama ile ancak ve ancak kıdemli öğretmenlerimizin yer değiştirmesi mümkün olur. İzmir’den Antalya’ya, İstanbul’dan İzmir’e…

Öneri: Her yıl yapılacak atamaların %50’lik kısmını Zorunlu hizmet bölgelerine zorunlu hizmet yada ilk atama kapsamında giden öğretmenlere ayırmak.

Öneri: Zorunlu hizmet bölgesine zorunlu hizmet kapsamında ve ilk atama yolu ile giden öğretmene ilk 5 yıl farklı puana tabii tutmak. En azından İstanbul’a gelmek için 2010 yılında gerekli olan 116 puanı kısa sürede yakalamasına yardımcı olmak. Örneğin: 1.yıl okulunun puanının %100’ü, 2.yıl Okulunun %75’i, 3.yıl %50’si, 4.yıl %25’i, 5.yıl%10’u kadar ilave puan vermek. Bu puanların sadece Zorunlu hizmet bölgesine zorunlu hizmet yada İlk atama yolu ile gidenlerin buradan ayrılmak üzere kullanmasına izin vermek gibi.

Böylece 30 puana sahip okulda çalışan bir öğretmen;

 

Yıl Alacağı Puan İlave Puan O yıla ait puan Toplam Puan
1. 30 30 60 60
2. 30 22,5 52,5 112,5
3. 30 15 45 157,5
4. 30 7,5 37,5 195
5. 30 3 33 228

Puanlara sahip olacaktı.

Görüldüğü üzere 5 yıllık bir öğretmen 2010 yılında yukarıda belirttiğimiz illerden neredeyse hiçbirine gidemezken bu sistemle 3 yıl sonunda bir çok 5 yıl sonunda neredeyse istediği her İl’e gidebilmektedir. Buna bir de bu bölgeden ayrılmaya kontenjan eklendiğinde dönüş garanti olur.

Böylece zorunlu hizmet de teşvik edilmiş olur ve bir taşla iki kuş vurulmuş olur. Öğretmen’de geleceğini böylece planlayabilir. Yani ben zorunlu hizmete gidiyorum ama orada çakılı kalmayacağım en geç 5 yıl sonra döneceğim diye düşünebilir. Bunu yapmak mümkündür. Hatta ve hatta şu anda mevcut öğretmenlerin geçmiş hizmet puanlarını da buna göre hesaplamak mümkün olabilir.

Buna bir de zorunlu bölgede çalışanlara maddi destek de eklenirse teşvik büyük oranda gerçekleşmiş olur.

Bunlar benim naçizane önerilerim olup bakanlığın bu konuda kafa yorması gerektiğine yapılan bir vurgudur.

Bakanlığın bundan sonraki süreçte konuyu daha sıkı ele alması gerekir. Zorunlu hizmet bölgesine öğretmen bulamayan bakanlığın daha katı olması yerinde olacaktır. Bu katılık ülke geleceği açısından da gereklidir.

İl atama öğretmenin zorunlu hizmete gönderilmesi çok da yerinde bir uygulama değildir. Daha fakülteden yeni çıkmış, adaylığı kalkmamış, sınıf defteri, bayrak töreni, mevzuat… nedir bilmeyen öğretmeni bu bölgeye göndermek çoğu zaman okulu dahi ona teslim etmek ne kadar yerinde bir uygulamadır? İlk atamanın daha rahat illere yapılması ve 2-3.yılın sonunda zorunlu hizmete gönderilmesi daha yerinde olacaktır diye düşünüyorum.

Tabii ki bu noktada eş durumu gibi özür grupları gündeme gelebilmektedir. Kamu hizmeti yapan kişinin bahanesinin olmaması gerekir. Bir Kaymakam, polis, savcı, hakim, doktor, asker nasıl ki bahane üretemiyorsa Öğretmenin de bahanesi olmamalıdır eğer en önemli kurum MEB, en önemli konu Eğitim diyorsak.

MEB’e bir bakın öğretmenlik eski müdürümüzün tabiri ile diğer mesleklerin kayınçosu. Doktor öğretmenle evlenir öğretmen doktorun yanına yer değiştirir, asker öğretmenle evlenir öğretmen askerin yanına yer değiştirir, polis keza aynı… Siz hiç duydunuz mu tam tersi yer değiştirmeyi?

Eğer aslolan eğitimse ve gerçekten önemine inanıyorsak şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım vatanın geleceğini. Lafta kalmamalı vatan millet Sakarya, her yer bizim, her yerde görev yaparım sözleri…

Devlet imkanı vermeli, hakkını teslim etmeli adam kayırmacılığı bitirmeli, herkes eşit yaklaşmalıdır. her şeyden önemlisi Asker gibi, polis gibi, Kaymakam gibi önünü görebilmelidir. Çünkü onlar kaç yıl nerede çalışacaklarını biliyorlar ve uyguluyorlar yıllardır. Eğer birileri birilerine torpil geçiyor ve kayırıyorsa bunlar hesap vermeli ve cezası ağır olmalıdır MEB’de ve devlette.

İşte o zaman düzelir eğitimde bir şeyler ve o zaman fırsat eşitliği sağlanır doğu ile batı, kuzey ile güney arasında…

Saygılarımla…

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

http://www.memurlar.net/haber/195489/

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.