Öğretmenler Çok Kırgın!

Öğretmenler Çok Kırgın!

“Öğretmen adaylarının yem bekleyen güvercine benzetilmesi ile ilgili yaşadıklarını anlatan bir yöneticinin sitemize gönderdiği maili virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz. Her ne kadar bakanlık böyle bir söz söylenmediğini açıklasa da açıklaması taşraya ulaşm

Bir düşünür “bazen konuşarak kelimelere yüklediğimiz anlamlardan susarak verdiğimiz mesaj daha anlamlıdır.”der. Artık haber bültenlerine bakmıyorum. TV izlemiyorum sinirimi ve endişemi artıracak haber ve görüntüleri umursamıyorum.
 Cahillik mutluluktur, duymayınca görmeyince bilmeyince insan daha mutlu oluyor. ama biz mutluluğun böylesini istemiyoruz. Görev yaptığım ilçemde iyi niyet ve samimiyetle Milli Eğitim işleri için koşturmaca arasında okul müdürleri ile bir toplantı yaptık.
 
Konu döndü dolaştı henüz kutlama gününe epey zaman olmasına rağmen 24 Kasım programına geldi.Söz alan tüm yönetici arkadaşlarım ve okullarında çalışan öğretmenler adına fikirlerini beyan ettiler.Bende tabii…. Toplantı sonunda bu yıl ki öğretmenler günü kutlamalarına hiçbir şekilde katılmayacakları kararı çıktı.
 
Bunun tek nedeni vardı.
 
Öğretmenler Milli Eğitim Bakanına ve bakanın öğretmenler ile ilgili yaptığı açıklamalara kırgın ve kızgın.
 
Dedim ya haber izlemiyorum…
 
Görüntülere bakmıyorum.
 
Nedenini bir başka okul müdürü arkadaşım anlatana kadar anlamadım meselenin altında yatan tepkiyi…
 
Sayın Bakan “öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzetmiş…”
 
Öğretmenler tabiî ki ateş barut öfkeliler ….
 
Hangi öğretmene bir görev vermek istesek şaka ile karışık soruyorlar:
 
-Yem var mı hocam yem?
 
Nasıl yani diye düşünürken,konuyu bu noktaya getiriyorlar…
 
***                                                       ***                                                       ***
 
Sayın bakanımızın böyle dediği yerde artık biz yemsiz işyapmayız.
 
Hemen aklıma,24 Kasımlarda atılan hamasi nutuklar geldi.Onların öfkelerini ve tepkilerini azaltacak kimi açıklamalar yaptım ama nafile..
 
Aklıma Vakit Gazetesi yazarı saygıdeğer Eğitimci Ali Erkan KAVAKLI beyefendinin kendi gazetesinde yine böyle talihsiz bir açıklama sonrası kaleme aldığı “Öğretmenlerin gönlüne girmeden asla” başlıklı yazısı geldi.Muhterem KAVAKLI:yazısında özetle,dünyanın en iyi müfredatını yapsanız,bin tane fatih projesi yapıp uygulasanız,okulları altından,araç gereçlerini gümüşten yapsanız,bunu teslim edeceğiniz bir kişi var ki o da öğretmendir.” Ve Bakanımıza öğretmenin gönlüne girmeden bu işleri başarmanın zor olacağını vurguluyordu.
 
El hak.. doğrudur.
 
Bir Eğitimci olarak Sayın Ali Erkan KAVAKLI’nın bu görüşüne katılmamak mümkün mü?
 
10-20 yıl öncesinde rüyalarımızda görsek inanamayacağımız işler yapıldı.Yapılıyor.Bunu inkar etmek mümkün değil.
 
Bu kadar işin başarıldığı bir dönemde,böylesine yaralayıcı söz ve ifadelere gerek var mı?
 
Bunu siz eğitim camiasının değerli üyelerinin iz’anına bırakıyorum.
 
Başa dönüyorum.
 
Konuşarak kelimelere yüklediğimiz anlamlar yerine acaba bazen sussak daha mı iyi olacak?
 
Yoksa Oğuz ATAY’ın ifadesi ile:”Kelimeler bazen insanını ağzındaki cam kırıkları gibidir. Susarsın acıtır,konuşursun kanatır.”
 
Ne yapalım susalım canımız acısın mı?
 
Yoksa konuşalım sayıları milyona dayanmış öğretmen camiasının yaralarını kanatalım mı?
 
Kanayan bir yara kime mutluluk getirir ki?
 
 
 
Vahdet HOCAOĞLU
 
Eğitim Yöneticisi


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum