'Öğretmenler ceza alacakmış gibi bir algı oluşturuldu'
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Tekin: 62 binin üzerinde okul var. Proje kapsamında 112 okulda pilot uygulama yapıldı. Bütün okullarda performans değerlendirilmesi yapılıyormuş ve öğretmenler ceza alacakmış gibi bir algı oluşturuldu."
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin, yeni müfredatla ders kitaplarını hazırlanmasında ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından incelenmesinde "değerler" kavramının ölçüt alınacağını belirterek, "MEB ilk defa müfredat revizyonundan sonra ders kitaplarının değerler skalamıza uygun olup olmadığını denetleyecek." dedi.
Tekin, Cihannüma İstanbul İl Temsilciliği'nin, Eğitimciler Birliği Sendikası, Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) ve Özel Öğretim Kurumları Birliği'nin (ÖZ-KUR-BİR) katkılarıyla Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlediği 4. Cihannüma İstanbul Eğitimciler Buluşması'nda yaptığı konuşmada, bu yıl itibariyle müfredat revizyonunun gerçekleştiğini ve yeni müfredata göre hazırlanmış kitaplarla eğitim öğretim sürecinin başladığını söyledi.
Bu yıl 1, 5 ve 9. sınıflarda yeni müfredata göre hazırlanan kitaplarla eğitimin başladığını ve gelecek yıl bütün sınıflarda yeni müfredat kapsamında eğitim öğretim sürecinin devam edeceğini ifade eden Tekin, şöyle konuştu:
"Kitap yazımları sürüyor. Bu yeni müfredat sürecinin ders kitapları bakımından beni en çok rahatlatan tarafı gündemine hem kitapları yazan komisyonlardaki arkadaşların hem neye göre kitap yazılacağı hem de Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı kitapları incelerken 'değerler' kavramını bir ölçüt olarak alması. Milli Eğitim Bakanlığı ilk defa müfredat revizyonundan sonra ders kitaplarının değerler skalamıza uygun olup olmadığını denetleyecek. Bir ders kitabı Talim Terbiye Kurulu'nun onayından geçtikten sonra 5 yıl boyunca okutulma hakkına sahiptir."
Türkiye'nin kendine ait bir medeniyeti ve bu medeniyete ait kadim bir ekolü, felsefesi olduğunu belirten Tekin, bunun eğitime ve pedagojiye sirayet eden bir alt yapısı olduğunu vurguladı.
- "Ezber mantığı geleneğimizde önemli bir öğrenme yöntemdir"
PISA Direktörü Andreas Schleicher'in "Ezberci bir eğitimden uzaklaşılmalı" sözü üzerinde duran Tekin, şunları kaydetti:
"Bu önermenin teorik olarak altyapısı zayıf. 'Ezberci eğitimden uzaklaşmalıyız.' ezberini çok kullanmamalıyız. Ezber mantığı ve yöntemi bizim geleneğimiz için önemli bir öğrenme yöntemidir. Buna Batılı bir normda yaklaşıp 'tu kaka' hale getirmemek gerekir. Eğitimcilerin kendi alanlarıyla ilgili olarak geleneklerimizi küçümseyici bir bakış açısıyla yaklaşmamaları lazım. Bu felsefeden hareketle bu projeyle, 'Çocukların tıpkı hafızlık yaparken olduğu gibi ezber yaparak öğrenmesini kolaylaştıracak daha sistematik bir öğrenme sağlayacak bir eğitim süreci oluşturabilir miyiz?' bunu da görmüş olacağız. Bizim geleneğimizde ezber, sadece herhangi bir metni ezberlemek değildir. Ezberle beraber ezberlediği şeyin daha güçlü bir şekilde kendi hayatına nasıl sirayet edeceğini de analiz ediyor. Hafızlık projesi uygulayan okullarda bu anlamda çok farklı bir öğrenme sürecinin olacağına inanıyorum. Referansı da bizim bu kadim mirasımız."
- "Öğretmenler ceza alacakmış gibi bir algı oluşturuldu"
Performans mekanizmasıyla ilgili olarak öğretmenler arasında yalan yanlış şayiaların ve ''Bakanlık, performans uygulamasını hayata geçirdi. Buna göre performansı yetersiz öğretmenler devlet memurluğundan ihraç edilecektir.'' gibi söylentilerin yayıldığını belirten Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
''MEB Öğretmen Strateji Belgesi diye bir belge yayımladı. Bu belgenin içeriğinde öğretmen istihdamı, öğretmenlerin değerlendirilmesi ve öğretmenlere hizmet içi eğitim başta olmak üzere, yetiştirilmesi başta olmak üzere neyi planladığı yer alıyor. Belge yayımlandıktan sonra öğretmen yeterliliklerinin çalışılacağı ve oluşturulacağı, ardından da öğretmenlerin performanslarına göre kariyer basamaklarında değerlendirileceği yazıyordu. Yani performans sürecinin aslında esprisi Sayın Hüseyin Çelik döneminde başlatılan ve test sınavına endekslenen uzman öğretmen ve baş öğretmen unvanlarının verilmesinde öğretmenlerin performanslarına göre bir değerlendirme yapılmasıdır. Yani performansı yüksek öğretmenlere uzman ve baş öğretmen unvanları verilecekti. Geri kalanlara da eksik olduğu konularla ilgili hizmet içi eğitim programı verilecek ve öğretmen akademileri devreye girecekti. 62 binin üzerinde okul var. Proje kapsamında 112 okulda pilot uygulama yapıldı. Bütün okullarda performans değerlendirilmesi yapılıyormuş ve öğretmenler ceza alacakmış gibi bir algı oluşturuldu."
- Müfredat değişikliği tartışmaları
"MEB'in müfredat değişiklikleriyle ilgili hiçbir hazırlığı yok'' gibi eleştiriler yapıldığına dikkati çeken Tekin, 2013 yılı ocak ayında dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmede, eğitim sisteminde öncelediği şeyleri sıraladığını ve bunlardan bir tanesinin de müfredat değişikliği olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla müfredatla ilgili hangi konularda şikayet ve açık olduğunu tespit ettiklerini anlatan Tekin, "En çok rahatsız olunan konulardan bir tanesi müfredatın ağır ve aşırı derecede teorik olmasıydı. Müfredat değişikliğini yapmakla mükellef olan Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı'na süreci başlatmasını söyledik. Başkan süreci çok ağırdan aldı ve istediğimiz hızda yürümedi. Bu çalışma 2013 yaz aylarından beri devam ediyordu. 2017 Ocak ayında kamuoyuyla paylaştık. 'Müfredatın değişmesi gerekirse ne tür değişiklikler yapılmalıdır' sorusunu başta sendikalar olmak üzere eğitimle ilgili konuşacak herkese gönderildi. Bize 2-3 üniversite dışında geri dönüş olmadı. Yaptığımız değişiklikleri paylaştık, yine dönüş olmadı. Biz müfredat değişikliğini açıklamadan 10 gün önce Eğitim-Bir-Sen kendi müfredat değişikliği taslağını kamuyla paylaştı." ifadelerini kullandı.
2017 Ocak ayında müfredat değişikliğinin ilan edilerek bir ay süreyle askıda kaldığını aktaran Tekin, askı süresinin kısa tutulmasıyla ilgili MEB'in eleştirildiğini fakat 2007 yılındaki değişiklikte askıda kalma süresinin 10 gün olduğunu söyledi.
- "Kırmadan dökmeden tüm eğitim süreçlerini yönetmeliyiz"
Programda konuşan Cihannüma İstanbul İl Temsilcisi Dr. Yusuf Eren, 21. yüzyılda eğitimde hızlı bir değişim ve dönüşüm olduğunu belirterek, bilginin üretilmesi, kullanılması ve aktarılmasına yönelik sosyal, siyasal, ekonomik alanlarda değişmelerin yaşandığı bir dönemde olunduğunu dile getirdi.
Meslek eğitimlerinin ihmal edildiğini ve meslek eğitimleri olsa da algıların sadece akademik başarı üzerinden ilerletildiğini aktaran Eren, "Yaygınlaşan imam hatiplerin varlığı hepimiz için önemli bir değerdir. Eğitim sistemindeki bu sürecin üstesinden öğretmen niteliği artırılarak gelinebilir. Kırmadan, dökmeden tüm eğitim süreçlerini yönetmemiz gerekir. Çünkü toplumun içindeki her bir dönüşüm eğitim sistemiyle başlar ve toplumların kendine özgü bir medeniyeti ve felsefesi bir kültürü vardır. Bunların dönüşümü ise eğitim sisteminin temelini teşkil eden mektepler ve muallimler vasıtasıyla oluşur." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Eren, Yusuf Tekin'e Arapça "Cihannüma" yazılı tablo hediye etti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.