OLAY TV ANKARA TEMSİLCİSİ MEHMET ÇATAKÇI ÖĞRETMENLERİN DURUMUNU YAZDI

ÖĞRETMENİM CANIM BENİM Mİ…? GERÇEKTEN Mİ?

24 Kasım Öğretmenler Günü yine içi boş, klişe sözlerle alışılagelmiş bir sıradanlıkla kutlandı. 24 Kasım Öğretmenler Günü, 12 Eylül yönetiminin aldığı kararla, 1981'den bu yana kutlanıyor. Kutlanmaya da devam edecek ama öğretmenlerin sorunları çözülecek mi ? pek sanmıyorum. Öğretmenleri cami avlusunda yem bekleyen güvercinlere benzeten bir bakanın başında olduğu eğitimden ve onların yaptıkları kutlamadan ne beklenir? Çünkü, öğretmenler bu hükümet döneminde mesleklerinin en çok hor görüldüğü, hırpalandığı, önemsizleştirildiği dönemi yaşadılar.

Bir yandan gittikçe yozlaştırılan müfredat, bir yandan "devlet öğretmenlerin iş kapısı değildir" zihniyetiyle yüz binlerce öğretmenin işsiz bırakılması ve haklarını ararken biber gazıyla ama doğal biber gazıyla onurlandırılmak, dünya da sadece bizim öğretmenlere nasip olacaktır eminim…

Eğitim fakültelerinden mezun olan yüz binlerce öğretmen, mesleğini yapamıyor. Yıllarca aldığı eğitimin üzerine bir de dershanelere giderek KPSS'ye hazırlanmak zorunda kalan ancak tam puan aldığı halde bile atanamayan öğretmenler bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde AKP'nin Kızılcahamam kampında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan 120 bin öğretmene ihtiyaç olduğunu ancak bunun atama bekleyen tüm öğretmenlerin atanacağı anlamına gelmediğini söylemişti. Verilere göre Türkiye'de 2012 itibariyle yaklaşık 300 bin öğretmen atanamadığı için mesleğini yapamıyor.

Önümüzdeki günlerde kapatılması planlanan dershaneler düşünüldüğünde, mesleğini yapamayan 70 bin öğretmenin daha olacağı belirtiliyor.

Öğretmen sayısını azaltmak için AKP'nin bulduğu formüllerden biri de, eğitim fakültelerinin kapatılması için YÖK’e talepte bulunulacak. Bakan Ömer Dinçer yaptığı bir açıklamada; kapatılması istenecek bölümlerin başında Fizik, Kimya, Biyoloji, İlköğretim Matematik gibi branşların geldiğini belirtmişti.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre depresyon sebepleri arasında işsizlik ikinci sırada yer alıyor. 2007-2012 yılları arasında atanamayan 36 öğretmenin intiharı düşünüldüğünde AKP eğitimcileri resmen ölüme sürüklüyor.

MEB'in başlattığı ALO 147 öğretmen şikayet hattı, velileri ihbarcılığa sevk ederken öğretmenlerin hukuksuz ve haksız biçimlerde cezalandırılmasına yol açtı. Devletin değersizleştirdiği eğitimciler, toplum tarafından da hedef haline getirildi. İzmir'de bir ilköğretim okulunda ders sırasında öğrencisi tarafından bıçaklanan Sevilay Durukan yaşamını yitirdi. Geçtiğimiz günlerde Sivas'ta ise, oğlunu azarladığı gerekçesiyle bir polis memuru ve arkadaşı okulu basıp öğrencilerin gözleri önünde öğretmeni dışarı çıkarıp fiziki müdahalede bulundu. Yozgat'ta, bir lise öğrencisinin uzaklaştırıldığı okuluna gidip öğretmenini bıçaklaması da öğretmenlerin maruz kaldığı şiddetin bir diğer örneği oldu.

Yoksulluk sınırının 1745.48 tl olduğu Türkiye'de öğretmenler bu maaşı bile alamıyor. Bununla yetinilmiyor, sürekli olarak öğretmenlerin "aslında ne kadar az çalıştıklarını" vurgulanıyor, tatillerin kısaltılacağı söyleniyor, öğretmenlerin işe en fazla geç geldiği ülke Türkiye deniliyor, kazanılan paranın hak edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Atanamayan 37 öğretmen canına kıydı.

24 Kasım da 81 ilden gelen öğretmenler Ankara’da ağırlandı memleketlerine gönderildi..Ama Başbakan Erdoğan ile görüşemediler.

25 Kasım günü bir bakıyoruz İstanbul’da Dolmabahce’de Başbakan Öğretmenleri kabul ediyor.Bu neyin nesi .Çünkü 81 İlden gelen öğretmenler Ankara’da Öğretmenler günü kutlama komitesi ile birlikte Devlet büyüklerini ziyaret edip daha sonra memleketlerine döndüler.Peki İstanbul’daki kutlama neyin nesi.Altarnatif kutlamamı?

24 Kasım’da çocuklar tarafından söylenen “öğretmenim canım benim canım benim” bundan böyle sadece sıradan bir şarkı olarak hafızalarımızda kalacak …