Öğretmenevlerinin kapatılması ne kadar doğru?..

Öğretmenevlerinin kapatılması ne kadar doğru?..

Ankara’da garip kararlar alınıyor. Eğitimde her şey bitti, sıra öğretmen evlerine geldi.

O evlerin kurulması için az mı emek verildi, az mı para harcandı?
Daha da önemlisi onlar olmasaydı, sadece öğretmenlerin değil, tüm kamu çalışanlarının, taşrada gidip kalabilecekleri başka konaklama mekânları mı vardı?
İyi işletilemiyormuş!
MEB’in de iyi işletilemediğini inanlar var. Hem de çok fazla.
Peki o zaman MEB’i de mi kapatalım. Eğer zarar ediyorlarsa, kârlı hale getirelim. Amaç dışı kullanılıyorsa da, amacı doğrultusunda çalıştıralım. Ama ne olur en kolayına kaçıp kapılarına kilit vurmayalım.
Yok eğer, 12 Eylül kurumu diye kapatılıyorsa, ondan önce YÖK var.
Neden YÖK’ün kapısına kilit vurulmuyor da, öğretmenevleri hedef alınıyor?
Anlaması gerçekten çok zor bir karar. Umarız ülkemiz, MEB ve eğitim camiası için hayırlı bir karar olur.
Çok daha iyileri açılır...

Ergün eğitimi sevdi
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, hemen her gün eğitimle ilgili bir açıklama yapmaya başladı. Hem de ne açıklamalar. Eğitimin genelinden yabancı dile kadar, hemen her konuda fikrini beyan etmiş. Umarız, MEB’tekiler kırılmaz. O da hepimiz gibi samimi görüşlerini açıklıyor. Kızmak yerine, eleştirileri ciddiye almakta yarar var...
Yabancı dil öğretme modelinin düzgün olmadığını belirterek, “Eğitim modelimizde bir sakatlık var“ demiş.

Bu görüşe kim hayır diyebilir ki!
Ama bırakın önceki iktidarları, Ak Parti’nin bu sakatlığı görmesi için tam 10 yıl geçti...
Mardin Valiliği’nin önceki akşam verdiği iftara katılan Ergün, burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin Milli Eğitim sistemini eleştirdi. Bilim Teknoloji Kurulu’nda çok önemli kararlar alındığını, bu kararları daha önce kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı ve bakın neler söyledi:
“Bilim Teknoloji Kurulu’nda alınan kararların hemen hemen tamamı eğitimle ilgili alınan kararlardı. Eğitimde çok köklü bazı değişikliklere gidiyoruz. Önceliklerimiz değişiyor. Önce öğrencilerimize temel değerleri kazandırmak, sağlam bir temel vermek gibi. Çalışkanlık, dürüstlük, farklılıkların bir arada yaşamasına gayret etmek, farklılıkları zengin sayabilmek gibi. Bunlar insanı, insan yapan temel değerlerdir. Eğer bir insanın, bu temel değerleri yoksa, zayıfsa, bunun üzerine ne kadar bilgi koyarsanız koyun, bir mana ifade etmez.
Temel yetkinlikleri, temel niteliklerle beraber güçlü bir şekilde veren, sonra üstüne bilgi inşa eden bir eğitim modeli. TÜBİTAK, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerle birlikte bu modelin bilimsel olarak ortaya çıkarılması için bir çalışma gerçekleştirilecek. Bundan sonra Türkiye’nin eğitim sisteminde bu özellikler ön plana çıkacak.
Demek ki, eğitim modelinde bir sakatlık var, bir yanlışlık var. Şimdi yabancı dil eğitimi de bu kararlar çerçevesinde yeniden kurgulanıyor. Eğitim sistemimizin, 21’nci yüzyılın güçlü Türkiye’sini inşa edecek insanlar yetiştiren bir model olarak kurgulanması gerekiyor...”

En başa dönüldü
Bakan Ergün‘ün söylediklerine harfiyen katılıyoruz. Ama unutmasınlar ki, kendileri, bu sorunları çözmek için iktidardalar. Hem de 10 yıldır. Daha yeni iktidara gelmiş bir parti ya da muhalefet gibi eleştiri getirmek, zararın neresinden dönülse kardır, mantığı ile bakıldığında olumlu bir gelişme gibi gözükse de, kaybolan zamana üzülmemek elde değil...
Bu arada Sayın Bakan’a, eğitimle ilgilendiği için, Temel Eğitim Kanunu’na bir göz atmasını öneririz. Arzu ettiği insan modeli, bu kanunda zaten uzun uzadıya anlatılıyor. Hem de fazlası var, eksiği yok. Yani bir de kanun çıkartmak için zaman kaybetmesinler. Mevcut kanunu uygulasınlar, yeter de artar...
İnsan, nasıl sürekli gelişen bir varlıksa, eğitimin de ona paralel olarak gelişmesi, değişmesi, yenilenmesi, kaçınılmaz.
Bu yüzden değişeme karşı çıkmamak gerekir. Ama şunu kabul edemeyiz!
Her gelen bakana göre yeniden şekillenen ve her defasında öncekileri yok sayarak gerçekleştirilen sil baştan yeniden yapılanma tarzı, hiç doğru değil. Ama daha da vahimi, 10 yılın sonunda gelinen bugünkü nokta.
Biz bu eleştirileri yaptığımızda kızıyorlardı, şimdi daha fazlasını kendileri yapıyorlar. Hem de en üst düzeyde...
Özetin özeti: Başbakan Erdoğan’ın, eğitim için ortaya koyduğu vizyon, sorunların tespiti değil, sorunların çözümü yönündedir. Ama 10 yıldır, bu bir türlü anlaşılamadı. Hem de en yakın arkadaşları tarafından. Çünkü hâlâ sorunların tespitiyle uğraşıyorlar...

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.